Siyaset

Gergerlioğlu hedef büyüttü

Dr. Gergerlioğlu "Hedefimiz Türkiye'de en az 100 vekil Kocaeli'nde en az 2 vekii" dedi

“Kocaeli Darıca Sırasöğütler Mahallesi’nde partimizin seçim bürosunu coşkuyla açıyoruz” diyen Yeşil Sol Parti Kocaeli Mitvekili ve adayı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu şöyle konuştu: “Değerli arkadaşlar 14 Mayıs Cumhur Zulüm Faşist İttifakından Kurtuluş Bayramı’na hazırız değil mi? Değerli arkadaşlar biz sahada coşkuyu görüyoruz, heyecanı görüyoruz, isteği görüyoruz ve bundan dolayı çok mutluyuz. Öğle saatlerinde Sakarya’daydık seçim büromuzu açtık çok coşkulu bir kalabalık bizi karşıladı ve coşkuyla büromuzu açtık orada da güzel bir çalışma var heyecan var. Kocaeli’nde zaten günlerdir sahadayız ve gayet güzel bir tablo görüyoruz. Ne yapıyoruz arkadaşlar? GE-Lİ- YO-RUZ ve GÖN- DE- Rİ- YO- RUZ.
Hedefimiz Türkiye’de en az 100 vekil Kocaeli’nde en az 2 vekil!
Değerli arkadaşlar bir hedefimiz var. Türkiye’de en az 100 vekil Kocaeli’nde en az 2 vekil. Buna ulaşabiliriz, tabii ki ulaşmak bizim için çok önemli. Değerli arkadaşlar, bizi durdurmaya çalıştılar ama başaramıyorlar! Türkiye’nin dört bir tarafında güçlü heyecanlı bir kadro oluşturduk. Tüm şehirlerde canla başla koşturuyoruz ve eşini zindana attılar çıkartmıyorlar ama kendisi bu seçimde bizi kırmadı sahada, Başak Demirtaş sahalarda, tüm arkadaşlarımız ile birlikte koşturuyor. Sayın Selahattin Demirtaş’ın yerini boş bırakmıyor, sahalarda heyecanla halkımızın yanında. Buradan kendisini selamlıyoruz.
Cumhur Zulüm İttifakından bir kurtuluş günü var işte o bayramda 14 Mayıs’ta
Sevgili arkadaşlar bugün bayram değil mi? Bayramın 3. Günü, oruç tuttuk nefsimize karşı direndik, aç susuz kaldık belki ama sonunda Bayramı hak ettik. Nasıl ki böyle bayramı hak etmişsek şimdi de bu 5 yıldır devam eden Cumhur Zulüm İttifakından bir kurtuluş günü var işte o bayramda 14 Mayıs’ta geliyor arkadaşlar.
Kürt’ü niye Türkleştirmeye çalışıyorsun? Allah’ın yarattığı bir ırkı niye bir başka ırka çevirmeye çalışıyorsun?
Bugün aynı zamanda bir başka Bayram daha 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Evet gerçekten bunu uygulasalar canı gönülden hepimiz bu Bayramı daha da yükseltelim ama sözlerinde durmuyorlar. Ya hu bir meclis açmışsın, meclisin açılışının 103. yıl dönümünü kutluyorsun ama o meclis şimdi o mecliste güya diyorsun ki; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” e öyle diyorsun ama o zaman beni, tüm partimizin vekillerini niye dışarı atmaya çalışıyorsun? Hani Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi, hani bu topraklardaki tüm halkların hakları sonuna kadar korunacaktı? Niye tek tipleştirmeye çalışıyorsun! Kürt’ü niye Türkleştirmeye çalışıyorsun? Allah’ın yarattığı bir ırkı niye bir başka ırka çevirmeye çalışıyorsun? Allah’ın yarattığı bir dili niye bir başka dilin tahakkümü altında bırakmaya çalışıyorsun? Allah’ın yarattığı bir ırkın, kültürünü, kimliğini, örfünü, adetini niye yok etmeye çalışıyorsun nerede kaldı bu egemenlik milletindir lafı?
Renklerimizden korkuyorlar
Değerli arkadaşlar bakın buradan Tüm Türkiye’ye sesleniyoruz; biz cumhuriyete varız, demokrasiye varız, özgürlüğe varız, insan haklarına varız ama bunun lafta bırakılmasında yokuz! Süslü püslü cümleler yıllardır duyarız, ilkokuldan beri bize öğretiliyor. Pratiğe gelelim, pratikte ne var? Ayrımcılık var! Asıl bölücülüğü kendileri yapıyor, anayasada ayrımcı bir anlayışla bir dayatma getirmişler kendileri sorun çıkartmış biz sorun değiliz ki, partimiz sorun değil ki, Kürt halkı sorun değil ki, Aleviler sorun değil ki, diğer dini azınlıklar kendisini dışlanmış hissedenler sorun değil ki! Onları ötekileştirenler sorun! Gelip burada Gebze Newroz alanında sarı, kırmızı, yeşil renkleri içeri almamaya çalışanlar bu sorunları çıkaranlar işte. Renklerimizden korkuyorlar diyor arkadaşımız çok haklı!
Cumhuriyetin 100. yılındayız ama eğri oturup doğru konuşmak lazım; bu süreç böyle gitmiyor.
Bakın o kadar komik duruma düşmüşler ki, renklerden korkuyorlar ya! Arkadaşlar şu anda bakın bu ülkenin, bu cumhuriyetin 100. yılındayız ama eğri oturup doğru konuşmak lazım; bu süreç böyle gitmiyor arkadaşlar! Bakın bu ülke böyle gitmiyor! İstedikleri kadar dayatsınlar, istedikleri kadar itiraz eden bizleri zindanlara atsınlar, ezsinler, itsinler, hakaret etsinler ama bu ülke böyle gitmiyor ya!
Başaramayacaklar!
Biz bunun için diyoruz ki; birlikte değiştireceğiz, kadınlarla değiştireceğiz, yeni yaşamı kuracağız ve bu ülke insan haklarına uygun demokratik bir hukuk devleti olacak! İstedikleri kadar zulmetsinler, dayatmalara uğratsınlar başaramayacaklar!
Bu ülkede insan hakları sorunları bitmediği zaman bu ülkenin çocukları kurşunlarla ölüyor!
Bakın bugün 23 Nisan değil mi? Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Evet meclisin açılışını kutluyoruz, bir de çocuklara hediye edilmiş bir bayram ama yine kalbimizden vuruluyoruz çünkü biz biliyoruz ki; bu ülkede Kürt sorunu bitmediği zaman bu ülkenin çocukları anneleriyle beraber zindanlara giriyor, bu ülkede insan hakları sorunları bitmediği zaman bu ülkenin çocukları kurşunlarla ölüyor! Bakın bu ülkede Kürt sorunu bitmediği müddetçe, silahlı çözümler dayatıldığı müddetçe ne oluyor? Bugün buradan “Kral Çıplak” diyorum ne oluyor? Zırhlı araçların altında kalan çocuklar hayatını kaybediyor, acı ama gerçek!
Gel kardeşim buyur mecliste bu işi çözelim.” dediğimiz zaman bizi dinlemiyorsan, bizi terörize etmeye çalışıyorsan senin hangi sözüne inanırız?
Buradan Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri duysun; çocuk bayramı evet hepimiz çocukları severiz, hepimiz çocuk olduk ama bu ülkenin çocukları Zırhlı araçların altında kalıp ölüyorsa, sen orayı bir güvenlik devletine çevirmişsen, sorunları silahla çatışmayla çözmeyi düşünüyorsan. “Gel kardeşim buyur mecliste bu işi çözelim.” dediğimiz zaman bizi dinlemiyorsan, bizi terörize etmeye çalışıyorsan vekillerimizi zindanlara atmaya çalışıyorsan, partimizi kapatmaya çalışıyorsan senin hangi sözüne inanırız? Hangi sözün güven verir insanlara? Hangi sözün çözüm verir?
Çözüm süreci oluşturdular kendileri yıktılar!
Bir çözüm süreci oluşturdular kendileri yıktılar! Sonrası çözüm mü? 8 yıldır çözümsüzlük süreci yaşıyoruz! Ne oldu? Bunu yaptınız da bu ülkede barış süreci, çözüm sürecini yürütmediniz de başınız göğe mi erdi? Hangi sorun çözüldü? Türk’ü ile Kürt’ü ile binlerce insan ölmedi mi? Biz diyoruz ki; “Çocuklar ölmesin analar ağlamasın.” vallahi bunu dediğiniz için bile bizi zindanlara attılar. Ben onlardan birisiyim işte ya biliyorsunuz vekiliniz olarak suçumuz; çocuklar ölmesin analar ağlamasın demekti. Barışın kapısını biraz aralayabilir miyiz ya? Bu ülkenin gençleri Türk’ü ile Kürt’ü ile ölmesin diye vallahi bunu suç ilan ettiler bizleri cezalandırmaya çalıştılar ama mümkün mü! Kendileri bir enkaz oluşturdu kendileri!
Kim mutlu? Patrona soruyorsun o da mutsuz işçiye soruyorsun o da mutsuz.
Bakın bu ülke tam bir enkazdır. Maddi açıdan da manevi açıdan bir enkaz oluşturdular. İnsan hakları açısından dünyanın dibindeyiz, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlük tüm bu kriterlerde dünyanın dibindeyiz arkadaşlar! Ekonomik olarak; ekonomiyi size anlatmaya gerek var mı arkadaşlar? Herkes biliyor! Arkadaş diyor ki: “Ben İş bulamıyorum.” mülakatlarda torpili aşabiliyor musun kardeşim? Aşamıyor! Gençler böyle söylüyor, esnafa gidiyorsun, biz kaç gündür esnafları dolaşıyoruz bir tane mutlu esnaf yok! Ev sahibine soruyorsun mutsuz, kiracıya soruyorsun mutsuz. Kim mutlu? Patrona soruyorsun o da mutsuz işçiye soruyorsun o da mutsuz. Zengin ve fakirin arasında ki uçurum artıyor ama şu da var ülke olarak toptan fakirleşiyoruz!
KHK’lar ile on binleri bir gecede terörist yaptılar!
İşine gelmeyen insanları torbalara doldurup on binlercesini işinden attılar! Kanun Hükmünde Kararnamelerle, KHK’lar ile “Seni beğenmiyorum, tipini beğenmiyorum. Seni terörist ilan ettim bir gece yarısı, bundan sonra ne özelde çalışabilirsin ne sosyal yardım alabilirsin ne pasaportun olabilir. Seni medeni ölüme uğratıyorum, seni vatandaşlıktan çıkarıyorum, adeta seni yaşamdan kovuyorum.” dedi! Yüz binlerce insana bunu yaptılar ve bir enkaz oluşturdular arkadaşlar. Yüz binlerce insanı zindanlara attılar zindanlara! Yakından takip ediyorum biliyorsunuz.
Sonuna kadar bir zindan ortamının devam ettirildiği bir ülkeyi yaşıyoruz
Bu ülkenin zindanlarını yakından takip ediyorum. Ne oldu biliyor musunuz geçen sene? Bu ülkenin zindanları dünya şampiyonu oldu! Zaten hep kötülükte birinci olurlar! Mahpus ölümlerinde 78 ölümle 1. sırada dünyada. Cezaevine giren insanların hasta olma oranında 1. Sırada. Cezaevinde ki insanların intihar etme oranında 1. Sırada! Cezaevi kapasitesi üstü 50.000-60.000 kişinin olduğu, insanların cezalarını bitirdiği halde denetimli serbestlik ve şartlı tahliyelere çıkarılmadığı, sonuna kadar bir zindan ortamının devam ettirildiği bir ülkeyi yaşıyoruz ya!
Cezaevi adlarında alfabenin sonuna kadar gelirseniz gelin biz direnişten vazgeçmeyeceğiz buradan bunu çok iyi bilin
T tipi cezaevleri vardı yetmedi bunlar! F tipi cezaevleri yaptılar! Yetmedi S tipi cezaevleri yaptılar! Tecridi arttırdılar! Yetmedi Y tipi! Alfabenin sonuna kadar gelirseniz gelin biz direnişten vazgeçmeyeceğiz buradan bunu çok iyi bilin! Bu halkı zindanlara atabilirsiniz, gençlerini işe almayabilirsiniz, damgalayabilirsiniz, etiketleyebilirsiniz ve hayatı onlara cehenneme çevirmeye çalışabilirsiniz ama biz dimdik ayaktayız arkadaşlar!
Yönetmeliklere uygun olmayan evler, denetlenmeyen binalar, alınan deprem vergilerinin ranta harcanması sonucu çürük binalar ve altında kalan en az 50 bin insan var.
Şu anda bakın bütün bu enkaz görüntüsünün üstüne bir de o manevi tüm oluşturdukları enkazdan sonra bir de büyük bir deprem felaketi sonrası bize bir enkaz yaşattılar. Yönetmeliklere uygun olmayan evler, denetlenmeyen binalar, alınan deprem vergilerinin ranta harcanması sonucu çürük binalar ve altında kalan en az 50 bin insan var. Arkadaşlar o insanlar gittiler, hayatlarını kaybettiler. Binlerce, on binlerce yakınları perişan depremde. Hayatını kaybeden yakınları olan kardeşlerimiz büyük bir acı yaşandı ama bakın bu maddi ve manevi enkazların hesabını bizim o cenazeler adına bu iktidardan sormanız lazım. Onlar artık hesap soramayacak ama bize bir miras kaldı. Bu zalim iktidardan o zulme uğrayarak, o taşların betonların altında soğuktan donarak ölen insanların hakkını hukukunu sormak bize kaldı arkadaşlar bunun için 14 Mayıs işte çok önemli!
Ben ve partimdeki arkadaşlar tüm hilekarlıklara, zorbalıklara karşı canla başla bu 5 yıl içinde mücadele verdik.
Beni vekiliniz olarak 5 yıl önceki bu seçimde tüm engellemelere rağmen Ankara’ya yolladınız. Bana bir emanet verdiniz, bu emaneti Allah şahittir ki canla başla tüm ekibimizle korumaya çalıştık, hakkını vermeye çalıştık. Bu meclisin en çok üreten, en çok sorunlara çözüm bulmaya çalışan vekilleri olduk. Ben ve partimdeki arkadaşlar tüm hilekarlıklara, zorbalıklara karşı canla başla bu 5 yıl içinde mücadele verdik. Kimi zaman gelip arkadaşlarınızın bacağını kırdılar, kimi zaman tekme attılar, kimi zaman zindana attılar ama bizim yürüyüşümüzü durduramadılar ve 14 Mayıs’ta da durduramayacaklar arkadaşlar!
İnsanları dinle, imanla aldatmaya çalışıyorlar! Bir Elde Kur’an, ağızda ayetler insanları bir de utanmadan din ile kandırmaya çalışıyorlar.
Bütün bu enkaz tablosunu görmelerine rağmen hala ne yapıyorlar biliyor musunuz? İnsanları dinle, imanla aldatmaya çalışıyorlar! Bir Elde Kur’an, ağızda ayetler insanları bir de utanmadan din ile kandırmaya çalışıyorlar. Aslında hepimiz çok iyi biliyoruz ki onların bu ahlaksızlıkları yüzünden 5 yılda iktidarda bulundukları bu dönemde Cumhuriyet döneminde dine vermedikleri kadar en büyük zararı bu iktidar vermiştir arkadaşlar.
Artık miadın doldu Güle güle Erdoğan diyelim “Bye Bye Erdoğan” diyelim bunu söylemek için hepimiz varız değil mi?
Şimdi ne yapıyorlar? Bu provokasyonlara gelmeyin ve Uyanık olun arkadaşlar! Bunu yapan bir insan insan olabilir mi müslüman olabilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu mezarlıkta Fatiha okuyor, hepimizin Müslüman olalım olmayalım hepimizin saygı duyması gereken bir yer değil mi mezarlıktayız ve Fatiha okuyoruz hangi insan bu durumda saygısız bir cümle söyler ama işte bu iktidarın trolü söyler, hiç utanmamış sıkılmamış gelmiş orada Sayın Kılıçdaroğlu’na gayri ahlaki sözler söyledi. Kimden gelirse gelsin, kime söylenirse söylensin biz tüm haksızlıkların karşısındayız arkadaşlar. Biz biliyoruz ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ortak bir ruhla hareket etmemiz gerekiyor, ortak bir ruhla hareket ederek bu cumhurbaşkanlığındaki en güçlü adayı desteklememiz gerekiyor ki Erdoğan’ın artık bu 20 yılı aşan otoriter rejimine artık bir son verelim! Artık miadın doldu Güle güle Erdoğan diyelim “Bye Bye Erdoğan” diyelim bunu söylemek için hepimiz varız değil mi? Varız demekle olmuyor Darıca’nın tüm mahallelerinde, tüm sokaklarında, tüm evlerinde de var mıyız arkadaşlar?
Haklıyız güçlüyüz kazanacağız!
Ev ev sokak sokak dolaşacağız arkadaşlar fazla bir günümüz yok. 19 gün kaldı, ikna edilmesi gereken çok insan var çünkü gerçekten mecliste ben cezaevine girmeden önce bu sloganı haykırmıştım; “Haklıyız güçlüyüz kazanacağız.” işte bunun için bizim ev ev, sokak sokak, cadde cadde, mahalle mahalle yapacağımız çalışmalar çok güçlü ve sonuç alıcı olacaktır bunu bilin!
Darıca Kocaeli’mizin en büyük 3. İlçesi. Darıca’dan çok şey bekliyoruz!
Hepimiz büyük bir gayretle bu çalışmaların içinde olalım. Darıca Kocaeli’mizin en büyük 3. İlçesi. Darıca’dan çok şey bekliyoruz arkadaşlar. Bakın sonradan yüzümüz kızarmasın yüzümüz kızartmayın. Sizden çok çok şey bekliyorum ve gerçekten Darıca’yı çok önemsiyoruz çünkü çok büyük bir ilçe, nüfus kalabalığı olan bir ilçe ve bizim güçlü olduğumuz bir ilçe. İyi bir çalışmayla Darıca’da işte ilçe yönetimimiz burada arkadaşlarımız, onları lütfen yalnız bırakmayın. “Bir yönetim oluşturduk onlara bırakalım.” demeyin canla başla, sahada arkadaşlarımıza destek verelim. “Bir ihtiyaç var mı?” diye gidip sorun arkadaşlar. Sadece burada bir miting yaparak seçim kazanmayacağız! Biz sahada çalışarak arkadaşlarımızla birlikte bu seçimi kazanacağız. Son olarak sizden söz almak zorundayım yoksa hakkı verilmezse gelip soracağım. 14 Mayıs’ta canla başla çalışmaya söz veriyor muyuz arkadaşlar?

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu