Siyaset

“Gelecek Partisi’nin RANT misyonu: Dini ve etnik temelde kışkırtıcılık

Vatan Partisi Merkez Basın Bürosu’ndan Ahmet Davutoğlu’nun partimizle ilgili sözlerine yanıt ve düzeltme açıklaması yapıldı

Açıklamada şunlara yer verildi: “Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, herhangi bir yerde ‘Türkiye’yi biz yönetiyoruz’ dememiştir. Aksine, Türkiye’nin AK Parti’nin başında olduğu iktidar tarafından yönetildiğini her fırsatta vurgulamaktadır. Partimizin Türkiye’ye yön gösteren siyasetleriyle ilgili bütün açıklamalarımız, kararlılıkla savunduğumuz program ve siyasetlerin ülkemizin gündemine bir bir girdiğini anlatmaktadır. Türkiye 2014’te Silivri duvarlarının yıkılması sonrasında büyük bir dönüşüm yaşamıştır. Özetlemek gerekirse; AK Parti Fethullah cemaatiyle birlikteydi, 2014’ten sonra FETÖ’yü hapse attı.

AK Parti, PKK açılımını 2015’te sonlandırdı ve terör örgütü hendeklere gömüldü. Rusya ve İran’ı karşımıza alan siyasetler terk edildi; onlarla dost olduk ve Astana ortaklığını kurduk. Doğu Akdeniz’de ve Ege’de AB’nin dayatmalarına boyun eğiyorduk, Mavi Vatan’ımızı silahla korumaya başladık. Türkiye ABD – NATO’nun kontrolündeydi, savunma alanında bağımsız hareket eden ve S 400’leri alabilen bir ülke oldu. Batı’nın bize dayattığı borçlanma ekonomisi tükendi, Türkiye üretim ve istihdam odaklı milli ekonomiye geçmeye başladı. Toplam olarak baktığımızda; Atlantik cephesindeki zincirlerimizi kırdık ve Asya Çağı’nda başı dik bir ülke olarak yerimizi almaya başladık.  Bu saydıklarımızın hepsi, Vatan Partisi’nin Bağımsız ve Üreten Türkiye için uzun yıllardır mücadelesini verdiği siyasetlerdir. İktidar tarafından da söz konusu siyasetlerin uygulanması, yalnızca Vatan Partisi’nin haklılığını ve uzak görüşlülüğünü kanıtlamıyor, Türkiye’mizin geleceğini de güven altına alıyor.

DAVUTOĞLU’NUN KAPANAN DEFTERİ

Davutoğlu ise, Türkiye’de Amerikancılığın zirve yaptığı bir dönemde, PKK’yla açılım sürecini yürütmek üzere Dışişleri Bakanı yapılan bir figürdür. Yukarıda da özetlendiği gibi, Türkiye 2014’den sonra, özellikle de 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından, ABD’ye karşı bağımsızlıkçı bir rotaya girmiştir. Vatan Savaşı dediğimiz bu süreçte Türkiye, Davutoğlu’nu sırtından atmıştır. ABD’nin Dışişlerini yönlendiren Foreign Policy dergisi de Davutoğlu’nun Başbakanlık’tan alınmasını, ‘ABD Ankara’daki adamını kaybetti’ diyerek karşılamıştır.

GELECEK PARTİSİ’NİN YENİ MİSYONU

Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’yle üstlendiği misyonun başında, Ak Parti tabanındaki muhafazakar kesimleri Vatan Partisi’ne karşı kışkırtmak gelmektedir. Bu nedenle sürekli 28 Şubat gibi geçmiş konuları tekrarlamakta ve ayrılıklar yaratmaya çalışmaktadır. Öte yandan Davutoğlu, HDP’den hızla kopmaya başlayan vatandaşlarımızı, HDP – PKK’nın yaptığı gibi ‘Kürtçe eğitim’, ‘Etnik temelde meclis’, ‘Kayyumlara ve HDP’nin kapatılmasına muhalefet’ siyasetleriyle etkilemeye çalışmaktadır. Davutoğlu, PKK açılımına öncülük ettiği, PYD Lideri Salih Müslim’i Ankara’da kırmızı halıyla karşıladığı, Kobani’ye selam gönderdiği günlerin hayalini kurmaktadır. Önceki gün Gelecek Partisi’nin Batman İl Başkanı Abdülbaki Polat da bu çizgiye uygun olarak Türk Ordusu’nu itham eden skandal sözler sarf etti. Polat, Hendek Operasyonları için ‘Davutoğlu Başbakan olmasaydı birçok Kürt kenti tank top ve uçaklarla bombalanırdı’ ifadelerini kullandı. Genel Başkan Yardımcısı Vahdettin İnce de partisinin etnikçi siyasetini, ‘Türk milleti kimliğinin ve Türkçe’nin bir dayatma olduğunu’ ileri sürerek savunmuştu.

ABD’NİN RANDTRAPORUNDA YAZILAN GÖREV

Davutoğlu’nun ve Gelecek Partisi’nin bu çizgisi şunu göstermektedir: Davutoğlu; Kılıçdaroğlu, Akşener, Babacan ve HDP’yle birlikte Amerikancı cephede yerini sağlamlaştırmaktadır. ABD’nin RAND Corporation raporunda yazdığı, Biden’in zikrettiği  ‘Muhalefeti birleştirerek Erdoğan iktidarını yıkma’ planına uygun görevden biri de Davutoğlu’na aittir. Hem kendisinin hem partisinin yöneticilerinin, dini ve etnikçi temelde kışkırtıcı söylemleri bu noktada anlam kazanmaktadır.

ASYA ÇAĞI’NDA TAM BAĞIMSIZ VE ÜRETEN TÜRKİYE

Ahmet Davutoğlu’nun özlemini çektiği Küçük Amerika sistemine dönüş içi boş bir hayaldir. Amerikancıların beklentilerinin ve planlarının Türkiye’nin geleceğinde yeri yoktur. Asya Çağı’na giren Türkiye komşularıyla barış ve dostluk içinde yaşayacak, tam bağımsız bir ülke olarak gelişecek ve Üretim Devrimini başararak kalkınacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur”

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu