İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli asistan doktor S.E.’nin hemşire H.Z*’ye “Cinsel saldırıdan” yargılandığı davada İstanbul bölge Adliye 25. Ceza Dairesi, bugün yerel mahkemenin kararını bozdu. Sanık erkeğe, indirimsiz 12 yıl hapis cezası verdi. Ayrıca yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı verdi.
“Flört ilişkisini suçtan kurtulmak için uydurdu”
Hemşire H.Z.’nin avukatı Emrah Karatay, duruşmada şöyle dedi: “Sanık baştan beri mahkemeyi yanıltıp yalan söylemiştir. Sanık suçunu gizleyebilmek için müvekkilim ile gönül ilişkisinin olduğunu söylemiştir. Daha sonra daireniz aşamasında müvekkilimin adeta şizofreni olduğu iddiasında bulunmuştur. İddianameye de yansıdığı gibi sadece 4 telefon görüşmesi vardır.”
“Yine dinlenen E.U. isimli tanık sanığın eşinini kendisini aradığını ve eşi adına özür dilemiştir. Eşinin memuriyetinin yanmaması için şikayetinden vazgeçmesini istemiştir. Bu da sanığın işlediği suçun eski eşine itiraf ettiğini ve onun da sanığı savunma gayreti ile aradığı açıktır. Biz istinaf dilekçesinde ayrıntılı beyanlarımızı belirttik. Müvekkilimin psikologu tanık olarak dinlendi ve müvekkilimizin ruh halini anlattı; Suçtan kurtulmak için flört ilişkisinden bahsediyor bu yalandır. Madem müvekkilimiz şizofreni hastasıdır neden böyle bir ilişkiye giriyor. İstinaf dilekçemizdeki hususlar da dikkate alınarak sanığın cezalandırılmasını ve tutuklanmasını talep ediyoruz.”
“Hayatın olağan akşına aykırı”
H.Z.’nin avukatı Feyza Altun da şöyle dedi:
“Meslektaşımın beyanlarına katılıyorum daha önceki yazılı ve sözlü beyanlarımızı da tekrar ediyorum. Vermiş olduğu dilekçesini ayrıntıları ile açıkladı ve sonuç olarak müvekkilinin iftira atmasını gerektiren bir sebebi yoktur. Sanığın gönül ilişkisi iddiası ispatlanamadığı gibi kendisini cezadan kurtarmaya yöneliktir.”
“Mağdur fiziksel şiddete uğrasa bu durum çok açık ve sarih olacaktır, ancak huzurdaki dava gibi iş arkadaşları, üstleri, akrabaları gibi kadınların ummadığı, beklemediği, yerden ve taraftan gelen cinsel saldırı fiillerin de şoka girmek tepkisiz kalmak, korkmak, kaldı ki müvekkilimiz susmamış ve konuşmuştur, gibi durumlarda mağdur suçlayıcılık sanık yerine mağdurun sorgulanması, Türk toplumunda kadınların bu fiiller karşısında korkmasına ve susmasına sebep olacak toplum vicdanını zedeleyecektir. Bu nedenlerde samimim beyanları göz önüne alınarak sanığın indirimsiz ceza alması ve tutuklanmasını talep ediyoruz.”
“Kadınlar her zaman bağırmaz”
Davaya dair bilgi veren Altun ayrıca şu noktalara değindi: “Kadınların ağzı burnu kırıldığında, fiziksel şiddete uğradığında faillere ceza veriyorsunuz. Fakat, aile içinde veya hiyerarşik olarak altta bulunduğu noktalarda, yani cinsel saldırıyı kanıtlayamadığı yerlerde ceza verilmiyor. Bir kadın her zaman bağıramaz. Fail olay gecesi, karısını arıyor ve ‘Müvekkilimle görüşüp başvurusunu geri çekmesini istiyor’. Karısı da bunu yapıyor. Söyler misiniz? Hangi kadın kocasının sevgilisini arayıp da ondan bunu rica eder. Bu kısım bile hayatın olağan akışına aykırı.” Avukat Feyza Altun, fail doktor S.E.’nin aldığı 12 yıl hapis cezasına dair Tabipler Birliği’ne ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne bilgilendirme yapacaklarını söyledi. Ayrıca sanığın derhal tutuklanması için başvuracaklarını da açıkladı.