Sigara bağımlılığı çocuklar için tehdit
Ebeveyni sigara içen çocuk sigara bağımlısı olmaya daha yatkın
Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü Madde Bağımlılığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Görkem Yararbaş, anne-babaları sigara bağımlısı olan çocukların sigaraya başlama riskinin daha yüksek olduğu konusunda uyardı.
Sigarayı bırakmak isteyen kişilerde çok sık duyulan sigara bırakma sebeplerinden birisinin “sigarayı çocuğum için bırakmak istiyorum” sözü olduğunu belirten Doç. Dr. Görkem Yararbaş şöyle konuştu: “Ebeveynler genellikle sigara içerek çocuklarına hem pasif içicilik açısından hem de rol model olarak zarar verdiklerini düşünerek sigara bırakma kararı alır. Bazen çocuklar sigarayı bırakmaları konusunda ebeveynlerine baskı yapabilirler. Sigara bırakma konusunda tercih edilen, kişinin kendisiyle ilgili kişisel hedeflerinin olmasıdır.
Çünkü “çocuklarımın iyiliği için sigarayı bırakıyorum” yerine, kişinin kendi kişisel sebepleriyle, kendi iyiliği için bunu yapması çok daha kalıcı ve sürdürülebilir olacaktır. Sigaranın zararları hakkında doğru şekilde bilgilendirilmiş bir çocuğun ebeveyninin sigarayı bırakmasını istemesi oldukça anlaşılırdır. Böyle bir istek karşısında baba ya da anne çocuğun isteğini ciddiye aldığını çocuğa hissettirmelidir. Sigarayı bırakmaya dair herhangi bir düşüncesi olmayan ebeveyn sigara içmenin yarattığı olumsuz etkiler üzerine düşünmeli ve sigara kullanımıyla ilgili öz değerlendirmede bulunarak sigarayı bırakmak adına kendince sebepler belirlemelidir. Bu durumla ilgili çabalarını da çocukla paylaşarak süreçle birlikte başa çıkarak baba, anne – çocuk ilişkisinin de güçlenmesi sağlanabilir”
Anne, baba ve kardeşi sigara içen çocuk sigara bağımlısı olmaya daha yatkın
Doç. Dr. Görkem Yararbaş, pasif içicilik ve ailenin rolü konusunda şunları söyledi: “Pasif içicilik, başkasının içtiği bir tütün ürününün dumanına maruz kalmaktır. Ciddi sağlık sorunlarının ispatlanmış nedenidir. Bir birey, sigara içmemesine rağmen pasif içicilik nedeniyle her gün saatlerce dumana yani son derece zehirli bir içeriğe maruz kalabilir. Bilimsel çalışmalar pasif içicilik ile alınan dumanın beyinde nikotinin bilindik etkilerini oluşturabilmesi için yeterli olduğunu göstermiştir. Yani pasif içiciliğin daha genç yaşta sigaraya başlamayı veya daha dirençli bir içici olmayı tetikleyebileceğini söyleyebiliriz.
Aile, çocuk için ilk öğrenme yeridir. Çocuk okul çağına kadar daha çok aileden daha sonra ise okul ve akranların da dahil olduğu çevreden öğrenmeye devam eder. Araştırmalar anne, baba ve kardeşleri sigara içen bireylerin daha çok sigara kullandıklarını ortaya koymaktadır. Charlton (1996) tarafından, ortaya konulan “Aile Döngüsü Modeli”ne göre çocukların sigara içme davranışı yetişkinlerin sigara içmesiyle, özellikle de ebeveynlerinin içmesiyle ilişkilidir. Çocukların sağlık durumları ebeveynlerinin sigara içmesinden etkilenir, çocukların sigara içme davranışı sağlıklarını etkiler, bu çocuklar gelecekteki yetişkinlerdir ve onların yeni nesil çocukları etkilemesiyle sigara içmeyle ilgili bir döngü oluşacaktır”
Bir ebeveyn için çocuğunun sigara içtiğini öğrenmenin kolay bir durum olmadığını belirten Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Ancak bu durumu öğrenen ebeveynlerin ilk etapta ani ve aşırı tepkiler göstermesi ebeveynin çocukla olan iletişimini zedeleyeceği için durumu daha zor hale getirecektir. Bu nedenle aileler öncelikle çocuğun sigaraya başlama nedeni hakkında çocukla uygun şekilde görüşmelidir. Eğer belirgin bir neden varsa öncelikle bu konu üzerinde çocukla ortak bir çözüm yolu aranabilir. Bir uzmandan alacağı bilgiler çocuğun sigaraya bakışını düzenlemede daha etkili olabilir. Ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimin temel konusunun sigara olması sürece zarar verecektir.
Eğer anne yada baba sigara bağımlısıysa bu durumda ebeveynler çocuğa sigara bağımlılığının ne kadar zorlayıcı bir durum olduğunu, kendilerinin sigaradan gördükleri zararlara rağmen sigarayı kullanmayı bırakamadıklarını, eğer sigara kullanmaya devam ederse yıllar içerisinde sigaraya olan bağımlılığının artabileceğini ve bu durumun her şeyi daha zor hale getireceğinden bahsedebilirler.
Çocuğa sigara bırakması öğütlenirken, sigara kullanmaya devam eden bir ebeveyn profili de takdir edersiniz ki çok tutarlı olmayacaktır. Böyle bir durumda ebeveynler de sürece aktif olarak sahip çıkarak, çocuğa isterse birlikte bu duruma bir çözüm arayabileceklerini böylece kendisinin de kurtulmakta zorlandığı bir alışkanlığın üstesinden birlikte gelebileceklerini söyleyebilirler. Ek olarak, ergenlik döneminde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi tabloların sigara kullanım oranlarını artırdığı bilinmektedir. Bu anlamda yaş grubuna uygun bir psikiyatrist desteğinin gerekebileceği akıllarda tutulmalıdır” dedi.
Sigara bırakmak isteyen bir bireyin içindeki bulunduğu psikolojik duruma uygun bir yaklaşım geliştirmenin önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Bağımlılık, bireylerin karar verme süreçlerini olumsuz etkileyen bir tablodur. Bu nedenle bir bireyin kendi bağımlılığıyla ilgili süreci yönetme çabası çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanır ve problem giderek derinleşir. Sigarayı bırakmak için uzman desteği alınması, kişinin kanıta dayalı ve etkinliği gösterilmiş tedavi yaklaşımlarına ulaşabilmesi açısından önem taşıyor. Ülkemizde Alo 171 sigarayı bırakma destek hattı, sigarayı bırakmayı düşünen kişiler için çok önemli bir hizmeti başarıyla gerçekleştirmektedir. Uygun tedavi seçeneklerine ulaşabilecekleri Sigara Bırakma Merkezlerine yönlendirilen kişilerin bireysel denemelere kıyasla çok daha başarılı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.