Şavşat’ta festival ve Şavşat Evleri ziyareti sonrası yola koyulduk Artvin’e doğru. Çoruh Nehri kenarından Artvin’e geldiğimizde geziye katılanların bir kısmı nehir kıyısında bulunan bir tesiste kalmak istedi; bir kısmı da benim gibi Artvin’i gezmek istedi.
Eski evler restore edilmeli
Bir minibüsle Artvin’e vardık. Serbest saat malum. Belli bir noktada buluşmak üzere ayrıldık. Ben elimde fotoğraf makinesi; Artvin sokaklarını arşınlarken, bir taraftan da eski yapıların fotoğraflarını çekiyorum. Artvin Belediyesi sokak aralarına yürüyen merdiven yapmış; ne güzel. Ama o eski yapıları da restore etmeli. Tabi bunun belli bir prosedürü vardır mutlaka. Bir önceki gezimizde tanıştığım Murat Gül kardeşimle bu kez ayaküstü sohbet ettikten sonra fotoğraf çeke çeke buluşma noktamıza geldim.
Bu sefer de Yürü Line
Minibüs bizi aldı ve nehir kıyısına geldik. Kafileyle buluştuk ve kalacağımız yere doğru yola koyulduk. Ama şöyle bir durum söz konusu. Nehri karşıdan karşıya geçmek. Sallanan bir köprüden geçeceğuz. Ben hemen geçtim ve fotoğraf çekmeye devam. Gezinin mimarı KARBAFED; yani Kocaeli Artvin Batum ve Havalisi Federasyonu Başkanı Mikail Kalyoncu’yu fotoğraflarken, bir güzel espri yaptı. Hatırlarsınız; birkaç önceki yazımda Zip Line’dan bahsetmiştim. Sallanan köprüden geçen Başkan Kalyoncu, “Zip Line’dan sonra Yürü Line” esprisini yaptı o Karadeniz inceliğiyle.
Gezinin sonlarındayız. Dönüş yolundaki izlenimleri de bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağum. Esen kalın.