Örgütlü, yüzü sokağa dönük eylemler, hayatı değiştiriyor
Evrensel Gazetesi'nin 25. yılı kapsamında Kocaeli'de gerçekleştirilen etkinlikte 'Dünyada neler oluyor?' sorusuna cevap arandı
Şili’den Fransa’ya, Lübnan’dan Ekvador’a, Irak’tan Finlandiya’ya, Sudan’dan Cezayir’e dünyanın birçok bölgesinde halklar 2019’da adaletsizlik, zamlar, yoksulluk ve yolsuzluk gibi nedenlerle çeşitli sokak eylemleri, grevler ve mitingler düzenledi. Dünyada nelerin olup bittiğini konuşmak için Evrensel’in çağrısıyla bir araya gelen 120’nin üzerinde vatandaş, Kocaeli Dayanışma Akademisi’nde (KODA) gerçekleştirilen etkinliğe yoğun katılım gösterdi.
Evrensel yazarı gazeteci İskender Bayhan ve KODA üyesi Doç. Dr. Yücel Demirer’in konuşmacı olarak katıldığı etkinlik, dünya halklarının sokak eylemlerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi ile başladı.
Sinevizyonun ardından işçi ve emekçiler için iyi bir yıl dileğiyle sözlerine başlayan gazeteci İskender Bayhan, “Evrensel 25 yaşında, AKP’den daha büyük, ondan daha uzun süredir varlığını sürdürüyor. AKP’den daha uzun yaşayacağını da düşünüyoruz. 25. yaşımız bizim için mücadele yılı oldu, yeni yaşımızı Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ambargosu ile karşıladık. 2020’nin ise işçiler, emekçiler ve bizler için iyi bir yıl olmasını diliyorum” dedi. Halk hareketlerinin tek tek ve kategorik olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Bayhan, “Dünyadaki halk hareketlerini 3 ana coğrafyada yaşanılan ve yükselen hareketler olarak görüyoruz. Bu hareketleri biz birbirine bağlı olarak görmek istesek de bunları 3 başlık altında toplayabiliriz. Birincisi büyük emperyalist güç merkezlerindeki ayaklanmalar, grevler. İkincisi Avrupa merkezli çıkan grevler, eylemler ve üçüncüsü ise bağımlı ülkelerde çıkan halk hareketleri. Bu hareketlere dair dünya kapitalizminin, ABD ve Rusya’nın konumlanma süreci ve halkların bu süreçte ne tepki verdiği bizler için önemli” ifadelerini kullandı.
“ÜÇÜNCÜ YOL BULUNMALI”
Henüz kendine önderlik edecek bir güç bulamamış halk hareketleri bakımından yeni bir döneme girildiğini ve bundan sonra neler olacağını halkların deneyimleyerek göreceğini belirten Bayhan, “Ne diyorlardı? ‘Dünya küçük bir köy olacak, artık tarihin sonu gelecek ve eskisi gibi iki kutuplu bir dünya olmayacak’ Bunlar bütün dünyayı, insanlığı mutlu edecekti, dünyaya barış egemen olacaktı ama olmadı. Bütün bu olacak denen yalanlar bunun için söyleniyordu, yani doğrular bir yanlışa bağlanıyordu. Aslında bakarsanız Erdoğan da birçok şeyi doğru söylüyor ama sürekli yanlışı savunmak için bu doğruları söylüyor. Libya’ya ilişkin de doğru söylüyor mesela. ‘Büyük kavga var, paylaşım var, herkes hegemonyasını kurmaya çalışıyor’ diyor ama yine yanlışı savunmak için: ‘Ee, biz yaya mı kalacağız, burada bir şey yapmayacak mıyız?’ Bu politika bölgede pay kapma politikasıdır. Bu coğrafya yeniden paylaşılacak, yeni bir sürece girdiğimiz açık ama yaşayarak göreceğiz. Eski statü önümüzdeki süreçte çözülecek” dedi. “Halk hareketlerinden çıkaracağımız dersler var, bir üçüncü yol bulunmalı” diyen Bayhan, sözlerini bir çağrıyla bitirdi: “Peki, ne çağrı yapabiliriz? Bütünüyle halklar bağımsız politik örgütlenmeler geliştirmeliler. Bu örgütlenmeler temelinde kendi sınıfsal politikalarını da belirlemeliler. İşçi sınıfı başta olmak üzere sınıf örgütlenmeleri üzerinden yürümeleri gerekiyor ki sonuç alabilelim”
“TUHAF ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ”
Bayhan’ın ardından, Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi iken KHK ile ihraç edilen ve KODA’nın kurucuları arasında yer alan Doç. Dr. Yücel Demirer konuştu. Evrensel Gazetesi’ne teşekkür ederek sözlerine başlayan Demirer, “Evrensel’e teşekkürü borç bilirim. Çünkü biz KHK’lilere Evrensel’in gösterdiği destek bizim için hoşnutluk konusudur, moralimizi çok yüksek tutmamız konusunda önemli bir yer tutuyor. Özellikle Evrensel’in, BirGün’ün karşı karşıya kaldığı BİK saldırısı, Sendika.Org’un önüne çıkarılan engellerin hiç biri tesadüf değil. Onun için bu yayınlarımıza sahip çıkma zamanı” dedi. Dünyanın her yerinde özgürlük, adalet ve hoşgörü vaadi ile gelenlerin bugün klasik baskıcı rejim uygulamaları sergilediğini ifade eden Demirer, “Eric Hobsbawm içinden geçtiğimiz dönem için ‘Tuhaf zamanlar’ tabirini kullanıyor. Sahiden tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Dünyanın her yerinde bizimkiler direniyor, itiraz ediyor. Bizim ile benzerlikleri gözüme çarptı, benzer polisler, kalkanlar, coplar. Halkın ise bizimkiler gibi yalın kılıç kendini korumaları… Bu ülkelere baktığımız zaman 10 tanesinden en az 7’sinde ülkeleri yöneten partilerin isimlerinde demokrasi, adalet, özgürlük var” ifadelerini kullandı. Dünya halklarının hareketlerine dair hazırlıksız yakalanıldığını da belirten Demirer, “Bir dönemin ezberleriyle, çift kutuplu dünya düzleminde geliştirilen siyaset yapma biçimlerinin sonuna gelindiğinde aş, iş, ekmek ve güvence bulamayan kitleler alanlara çıktığında bu kitleleri değerlendirmek konusunda sol, sosyalist entelektüeller olarak hazırlıksız yakalandık. Karşı karşıya kaldığımız içinden geçtiğimiz dönemi anlamak konusunda merceklere ihtiyacımız var” diye konuştu.
“ÖRGÜTLÜ CESARET TEK ŞANSIMIZ”
“Canımız sıkılıyor, yarın ne yapacağımız konusunda pek bir fikrimiz yok, ihtiyacımız olan örgütlülüğün henüz uzağındayız” diyen Demirer, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu sinevizyonda da gördük, her şeyden, akıldan da önce cesareti de görüyoruz. Burada bir akıl var ama bu halk hareketlerinin hepsinde de cesaret var. Ama yüzlerce insan bu gösterilerden sonra evine dönemedi, gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar, ölümler… Dünya siyaseti artık akıl kadar cesareti de gerektiren bir noktada. Evet, tuhaf zamanlardayız, bu zamanlarda hem kredi kartı harcamamı yapacağım, tatilimi de kaçırmayacağım, arabamı da 3 yılda bir değiştireceğim ama bu ülkede de yaşamak istiyorum demenin mümkünü kalmadı. Bunu en son söyleyecek kişilerden biriyim, hayatını örgütlü yaşama adamış nice insan var burada, ben sırtında yumurta küfesi olmayan bir akademisyendim. Ama ülke öyle bir yere geldi ki, artık sadece akıllı değil cesaretli olmazsak, yan yana durmazsak bir adım öteye gidemeyeceğimiz günlere geldik. Örgütlü, yüzü sokağa dönük eylemler hayatı değiştiriyor. İyimser olmakta fayda var, örgütlü cesaret tek şansımız”
“GERÇEKLERİ DAHA FAZLA GÖRÜNÜR KILALIM”
Öte yandan Fransa Genel İş Konfederasyonu (CGT) Bölge Sorumlusu, 30 yıldır Fransa’da yaşayan ve Paris Belediyesi’nde işçi olarak çalışan Gürsel Durmaz’ın etkinliğe gönderdiği mesaj izlendi. Konuşmaların ardından soru cevap kısmına geçmeden etkinliğin moderatörlüğünü de yapan Evrensel Gazetesi Kocaeli Muhabiri Hasret Gültekin Kozan, “Evrensel, BirGün ve Cumhuriyet’e uygulanan BİK ambargosu ve yine özellikle çeşitli baskılarla yayın hayatına devam etmeye çalışan Yeni Yaşam Gazetesi’ne destek olmak, onları yaşatmak bizlerin elinde. Çağrımızı buradan da yineleyelim, her gün iki Evrensel alıp, birini siz okuyun, birini de en yakınızdakine okutun. Bu gazeteleri yaşatalım, gerçekleri daha fazla görünür kılalım” dedi. Etkinlik soru cevaplarla son buldu.