“Cumhuriyet hukukunun kanunları uygulansın“
Perinçek, "Vatana ihanetin, terbiyesizliğin, iftiranın, hakaretin ve aşağılamanın özgürlüğü olmaz” dedi
Etik kuralların olmadığı sosyal medyayı pankreas minderine benzeten Perinçek, bu alandaki ABD merkezli neoliberal kültüre karşı mücadelenin şart olduğunu söyledi. Mücadelenin, sosyal medyayı kapatarak değil ideolojik olarak yapılmasını savunan Perinçek, devletin de buradaki sorumluluğuna dikkat çekti. Perinçek, “Bütün sosyal medya mecraları, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabi olmalı. Vatana ihanetin, terbiyesizliğin, iftiranın, hakaretin ve aşağılamanın özgürlüğü olmaz” dedi.
Doğu Perinçek, sosyal medyanın sosyalleşme ve özgürlük alanı olarak sunulmasına karşı önemli tespitler yaptı: “Sosyal medya, halk medyası, eski deyişle cemiyetin medyası gibi anlaşılıyor. Burada bir aldatmaca var. Sanki bu medya sosyal ve orada özgür bireyler, özgür topluluklar ve kurumlar konuşur. Kontrol dışında, toplumun sesini yansıtan bir medya varmış gibi yansıtılıyor. Orası aslında hakim ABD sisteminin kontrolü altında olan bir haberleşme ağı”
EMPERYALİST SİSTEMİN İDEOLOJİK HAKİMİYETİ
Doğu Perinçek, “Hakim sistem buradaki denetimini iki yoldan sağlıyor. Birincisi, ideolojik hegemonya kuruyor. Sistem bunu çok çeşitli araçlarla sağlıyor. Bu mecralarda verilen mesajlar, reklamlar, filmler, diziler vs. Hepsi neoliberal kültürün hakimiyeti için üretiliyor. Maalesef insanlarımız da emperyalist ve kapitalist sistemin ideolojik hegemonyası altında zehirlenmiş olarak buralara giriyor” diye konuştu.
ABD – CIA’NIN YASAKLARI SOSYAL MEDYADA GEÇERLİ
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek konuşmasını şöyle sürdürdü: “İkincisi, sosyal medyanın Twitter, YouTube, Facebook gibi kurumlarına yukarıdan idari müdahaleler var. CIA’nın, ABD’nin diğer haberleşme ve ideolojik kurumlarının belirlediği kuralların dışına çıkıldığında müdahale ve yasak geliyor. Twitter, ‘Ben TGB’nin hesaplarını kapatıyorum. Perinçek’in Trump’a attığı tiviti sansürlüyorum’ diyor. Sistemin sansürü çok güçlü şekilde var“
KURALSIZLIĞIN ÜRETTİĞİ YABANCILAŞMA
Perinçek, hakim sistemin kurallarına karşın sosyal medya kullanıcılarının arasındaki kuralsızlığa dikkat çekerek,“Sosyal medyayı pankreas minderine benzetiyorum. Pankreas güreşinde ısırmak, kolunu kırmak serbest. Sosyal medyada da sövmek, aşağılamak, hakaret etmek serbest! Girerken bize sövmek, hakaret etmek, aşağılamak dayatılıyor. Çok beğendiğim terbiyeli insanları bile oraya girince tanıyamıyorum. Sosyal medya bir anlamda insanın kimliğini değiştiren insanı bozan, yozlaştıran, yırtıcılaştıran çirkinleştiren bir rol oynuyor.Seni kendi kültüründen, milli geleneklerinden, terbiyenden ve karakterinden koparıyor” ifadelerini kullandı.
ÖNCELİK İDEOLOJİK MÜCADELE
Sosyal medyadaki sınırlamaların nasıl yapılması gerektiğine de değinen Perinçek önceliğin ideolojik mücadele olduğu belirtti. Perinçek, “İdeolojik mücadele vermek şart. Aydınlık’ta anlattıklarımla, sosyal medyada ideolojik mücadele yürütüyorum.Vatan Partisi ve vatansever kuruluşları olarak sosyal medyada etkiniz. Amerikan emperyalizminin ideolojik dayatmalarına meydan okuyoruz. Amerikan piyonu FETÖ, PKK’nın, ABD işbirlikçisiliberal ve ortaçağı temsil eden çevrelerin sosyal medyadaki faaliyetlerinin karşısına dikiliyoruz. Bunların karşınaTürkiye’mizin halk kültürü, Milli Demokratik Devrim kültürü, Cumhuriyet ideolojisi ve terbiyesi ile çıkmak çok önemli” dedi.
SOSYAL MEDYADAKİ SAHTE ÖZGÜRLÜKLERLE MÜCADELE
Sosyal medya sınırlamalarına özgürlük adına karşı çıkanlara yanıt veren Doğu Perinçek, “Sosyal medyada neyin özgürlüğü var? Terbiyesizliğin, ahlaksızlığın, iftiranın, hakaretin, aşağılamanın, kadına saygısızlığın özgürlüğü(!) Böyle özgürlükleri kabul etmiyoruz. Daha da önemlisi, vatana ihanet etmek, terörü desteklemek gibi bir özgürlük tanımıyoruz. Amerika’nın uşağı, piyonu olmak gibi özgürlükleri de kesinlikle kabul etmiyoruz. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlük olmaz. Sosyal medyada bu tür sözde özgürlüklere karşı Cumhuriyet ideolojisine, vatansever, halkçı emekten yana bir ideolojiye uygun kanunlar çıkartılabilir. Bütün sosyal medya mecraları, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına tabi olmalı. Kanunlara aykırı bütün eylemler orada da suç sayılmalıdır” dedi.