Sanat

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Jazz ve Ötesi’nde yine bir efsane isim. Bir döneme damga vuran ve günümüzde de adından söz ettiren bir deha Nat King Cole

Nathaniel Adams Coles, bilinen profesyonel adıyla Nat “King” Cole.17 Mart 1919 doğumlu. 15 Şubat 1965’te bu dünyaya veda etti. Ama gönüllerde hep yaşıyor. Popüler Amerikalı şarkıcı, şarkı sözü yazarı ve jazz piyanisti Cole. Cole, ABD’nin Alabama eyaletinde, Montgomery şehrinde doğdu. Daha çocukken ailesiyle Chicago’ya taşındı. Babası papazlığa yükselmiş ve annesi de kilise orgcusu olmuştu. Cole, org çalmayı bu sırada öğrenmeye başladı. 12 yaşına kadar annesi ona öğretmenlik yaptı. Jazz ve gospel dışında, Johann Sebastian Bach’tan Sergei Rachmaninoff’a kadar birçok bestecinin şarkılarını öğrenerek klasik batı müziği bilgisini ilerletti.

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Cole, çeşitli jazz kulüplerinde Louis Armstrong, Earl “Fatha” Hines ve Jimmie Noone gibi sanatçıları dinledi. Öğrenimi sırasında müzik programlarına katıldı. 1930’larda, daha çocukken müzisyenlik kariyerine başladı ve “Nat Cole” ismini benimsedi. Jazz kulüplerinde orkestrası ile çalışan Cole, 1936 yılında kardeşiyle ilk müzik kaydını yaptı. Eubie Blake’ün revüsünde piyanist olarak görev aldı ve bu gösteriyle ülke çapındaki tura katıldı. Long Beach’te üç müzisyenle beraber kurduğu “King Cole Swingers” orkestrası ile birlikte yerel barlarda çalıştı. Daha sonra dansçı Nadine Robinson ile evlenmiş, Los Angeles’a taşınarak Nat King Cole Trio’yu (Nat King Cole Üçlüsü) kurmuştu. Cole, bu üçlüde piyanist olarak görev alırken, Oscar Moore grubun gitaristi, Wesley Prince ise basçısıydı. Grup 1930’ların sonlarına kadar radyo kayıtları da yaptı. Cole popülaritesini, ilk olarak “Sweet Lorraine” ile 1940 yılında yakaladı. Piyanistliği dışında bazı şarkılara sesiyle de katılmasına rağmen bu konuda utangaçtı. Diksiyonuyla gururlanmakla beraber, hiçbir zaman iyi bir şarkıcı olduğunu düşünmedi; yumuşak okuyuşunun zamanının caz vokalistlerinin tarzlarıyla uyuşmadığına inanmaktaydı.

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Doğum adı Nathaniel Adams Coles olan sanatçı Montgomery, Alabama’da doğdu. Doğum günü dünya almanağında 1919 yılı Saint Patrick gününe denk gelmektedir. Bazı kaynaklarda ise doğum yılı 1917 yılında gösterilmektedir. Babasının asıl mesleği kasaplık olsa da aynı zamanda kilisede papaz yardımcığı da yapmıştır. Daha sonra babası aynı kilisede papaz olmuştur. Annesi Perlina da aynı kilise de kilise orgunu çalmaktaydı. Nat, 12 yaşına kadar annesinden kilise orgunu çalma hakkında dersler aldı. Ardından daha resmi dersler alarak müzik öğrenimine devam etti. İlk canlı performansını dört yaşında iken sergiledi. Eğitimi sadece caz türünde olmadı, cazın yanı sıra Avrupa klasik müziği eserlerini de öğrenerek klasik müziği de öğrendi. Örneğin sergilediği Johann Sebastian Bach’tan Sergei Rachmaninoff’a adlı performansı bunu en iyi şekilde kanıtlar.

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Ailesi Chicago’ya yakın olan Bronzeville’de yaşadı. Nat, sürekli bu civarlardaki kafe ve barların etrafında zaman geçirdi. Bu sırada Louis Armstrong, Earl Hines, Jimmie Noone gibi müzik dünyasının ünlü isimlerinin şarkılarını dinledi. Ayrıca aynı yıllarda Walter Dyett’in bir projesi olan DuSable High School adlı okulda yapılan bir programda yer aldı.Earl Hines’ın eserlerini çalarak, profesyonel kariyerine 1930’lu yılların ortalarında Nat Cole ismiyle henüz çok gençken başladı. Ağabeyi Eddie Coles da daha sonra bas gitarist olarak Nat’in grubuna Eddie’s adıyla 1936 yılında katıldı. O yıl ilk kayıtlarını aynı isimle yaptılar. Ardından düzenli olarak civardaki müzikli yerlerde sahne almaya başladılar. Sonraları yine bir caz performansı sırasında King takma adı onun için kullanıldı. Aynı zamanda Broadway Tiyatrosu’nda piyanistlik yaptı. Eubie Blake’in revüsünde çaldı. Ardından Long Beach, Kaliforniya’da kalmaya karar verdi.

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Los Angeles and King Cole üçlüsü

Nat Cole ve üç müzisyen önce King Cole Swingers adlı grubu kurdu. Grup ilk kurulduğu zaman Long Beach’teki canlı müzik yapılan barlarda çaldı ve haftada 90 dolar kazanır bir duruma geldi. Bu para, 1930’lu yıllara göre bir grup için yüksek bir paraydı.Nat daha önceki grubu olan Shuffle Along’un dansçısı Nadine Robinson ile evlendi. Evlendikten sonra Los Angeles’a taşındılar ve orada Cole Nat King Cole üçlüsünü kurdu. Üçlüde, Nat piyanoda, Oscar Moore gitarda ve Wesley Price da bastaydı. grup 1930’lu yılların sonlarına kadar Los Angeles’ta çaldı ve birçok demo kaydetti. Grupta Nat’in rolü piyanoyu çalmak ve topluluğa liderlik etmekti. Nat şarkıcılık kariyerine, barda bulunan önemli bir müşterinin Sweet Lorraine’i söylemesinin istemesine kadar başlamadı. Olay aynen şöyle gelişmişti. Müşteri çok zengin ve gece kulübüne sürekli gelen bir şahsiyetti. Ardından bir şekilde Nat’den Sweet Lorraine’i söylemesini istedi. Nat de bu teklifi Pen piyanistim piyano çalarım şarkı söylemem diyerek reddetti. Hemen sonrasında müşteri Yoksa bilmiyormusun? diyerek tekrar Nat’e yüklendi. Fakat Nat tekrar bu teklifi Tabii ki biliyorum ama yapmayacağım diyerek ikinci kez geri çevirdi. Bunun üzerine müşteri bunu patrona ileteceğini söyleyerek uzaklaşıp patrona gitti. Bu olaydan sonra patron Nat’in yanına gelerek onun buranın en önemli müşterisi olduğunu ve şarkıyı söylemek zorunda olduğunun aksi halde Nat’in ve grubunun işine son vereceğini söyledi. Bunu üzerine Nat’in şarkıcılık kariyeri başladı. 1928 yapımı Sweet Lorraine 1940 yılında Nat’in ilk hit parçası oldu.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Wesley Prince’ın gruptan ayrılması üzerine Nat onun yerine Johnny Miller’ı gruba dahil etti. Ardından üçlü 1943’te Capitol Records addlı müzik şirketiyle anlaşma imzaladı. Nat tüm kariyeri boyunca bu şirketle çalışmaya devam etti. Nat’in albümlerinin hem müzikal anlamda hem de parasal anlamda başarılı olmasından sonra Capitol Records Los Angeles-Hollywood and Vine adlı bölgede büyük bir bina yaptırdı. 1956’de inşası biten binaya the house that Nat built de denmektedir.

Cole, bir jazz piyanisti olarak düşünüldü. Konserlerinde sürekli piyano çaldı. İlk konseri Jazz at Philharmonic(Mercury Records kayıtlarında Shorty Nadine olarak geçer) ismini taşımaktaydı. Oluşturduğu grupta, piyano, bas ve gitarın bir arada bulunması o yılar için bir devrim niteliği taşımaktaydı. O günden sonra bu türdeki jazz grupları ünlü olmaya başladı. Bu tarz dönemin ünlü müzisyenleri tarafından geliştirilip günümüze kadar ulaştı. Bu müzisyenlerin arasında Art Tatum, Erroll Garner, Oscar Peterson, Ahmad Jamal, Tommy Flanagan gibi piyanistlerin yanı sıra blues piyanistleri Charles Brown ve Ray Charles da yer aldı. Cole ayrıca, Lester Young, Red Callender, ve Lionel Hampton gibi müzisyenler ile de piyano çalıp performansını sergiledi. The Page Cavanaugh Trio’su da Cole’un triosu ile aynı zamanda yani savaş sonrasında kuruldu. Günümüzde bile hangisinin daha iyi olduğu tartışılsa da genellikle Cole’un triosunun daha iyi olduğu iddia edilmektedir.

Kadife sesin usta parmaklarla buluştuğu nokta; Nat King Cole

Şarkıcılık kariyerinde ilk yıllar

Cole’un ilk ciddi şarkıcılık deneyimi, 1943 yılında kendisine ait bir şarkısı olan “Straighten Up and Fly Right” ın kaydedilmesi ile göze çarpar. Capitol Records’tan Johnny Mercer bu şarkıyı kaydetmeleri için Cole’u şirkete davet etti. Kayıt gerçekleşip piyasaya sürüldükten sonra bu yapım geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. 500 bin kopyadan fazla sattı. Bu şarkıya rağmen Nat hiçbir zaman bir rock sanatçısı olarak görülmedi. Fakat yine de bu şarkı ilk rock and roll yapımlarından biri olarak gösterilmektedir. Ayrıca Bo Diddley, Cole’u etkilendiği kişiler arasında saydı.

1940 yılının sonlarına doğru Cole, daha fazla dinleyiciye ulaşabilmek adına daha çok pop motifleri ile süslü şarkılar kaydetti. Bunu telli çalgılardan oluşan bir orkestra ile birlikte çalışarak gerçekleştirdi. Bir pop ikonu olarak benimsenmesi The Christmas Song gibi bir hit şarkısı ile birleşti, pekişti. Bu şarkıyı Cole tam dört kez farklı koşullarda kaydetti. Bunlar 1946, 1953, 1961 ve 1961 yıllarında kaydedildi. Son kayıt, The Nat King Cole Story albümünde yer aldı ve stereo olarak kaydedildi. Hatta parçanın bu sürümü, günümüzde de sık sık çeşitli yerlerde çalmakta.

Jazzdan popa doğru kayması, hayranlarının ve müzik eleştirmenlerinin konusu haline gelince Cole, tekrar özüne döndüğünü ve asla jazzdan kopmadığını göstermek amacı ile 1956 yılının sonlarına doğru, After the Midnight adlı bir albüm kaydetti.

1950’ler ve sonrası

1950’li yıllarda Nat Cole ardı ardına birçok hit parça yaptı. Bunlardan bazıları, “Smile”, “Pretend”, “A Blossom Fell”, “If I May” gibi parçalardır. Parçaları günün en iyi aranjörleri ve yapımcılarının ortak çalışması ürünüdür. Bu kişiler arasında Nelson Riddle, Gordon Jenkins, Ralph Carmichael gibi isimler var. Riddle, 1950 yılında çıkmış olan Cole albümlerinden onun ilk 10 inç uzunluğunda albümü olan Nat King Cole Sings For Two In Love(1953) albümünü ve başka birkaç albümünü aranje etti. Jenkins de listelerde 1 numaraya kadar yükselmiş olan albüm Love Is the Thing’i 1957 yılı Nisan’ında aranje etti.

1958 yılında Cole, İspanyolca albümü Cole Espanol albümünü kaydetmek üzere Havana-Küba’ya gitti. Bu albüm ABD’de ve Latin Amerika’da çok tutuldu.Ardından çıkan iki albüm de bu albümün başarısından dolayı İspanyolca ve Portekizce dillerinde oldu. 1959 yılında çıkan A Mis Amigos ve 1962 de çıkan More Cole Espanol albümleri bahsi geçen albümlerdir. “Ansiedad” adlı Venezuela hiti, A Mis Amigos albümünde yer almaktadır. Cole şarkının sözlerini 1958’de Caracas da şarkı söylerken öğrenmiş ve İngilizce dışında diğer dillerde şarkı söylemeye devam etti.

Bu müzikal anlamdaki değişim sonucu, 1950’li yılların sonunda Nat Cole,yeni parçalarının genç dinleyiciler tarafından çok rağbet görmediğin fark etti. Bunun üzerine rock tarzını andıran Send For Me parçasını kaydetti. Parça listelerde 6 numaraya kadar yükseldi. Cole, 1960’lı yıllarda da birkaç tane sevilen parça yaptı.bunların arasında 1962 yılının Ağusutos ayında yaptığı Ramblin Rose, “Dear Lonely Hearts”, “Those Lazy, Hazy, Crazy Days Of Summer”, ve “That Sunday, That Summer” gibi şarkılar bulunur.

Ölümü ve sonraki başarıları

Cole, 15 Şubat 1965 tarihinde akciğer kanserinden, kariyerinin zirvesindeyken öldü. Vefatından önceki gün bir radyoya verdiği bir röportajda Kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Galiba kanserden tamamen kurtuldum demiştir. 1997 yılında yayınlanan ve Cole’un hayat hikâyesini anlatan Chicken Soup for the Soul adlı kitapta karısı Maria’nın Cole’un öldüğü anı bir araba problemi nedeniyle kaçırdığı söylense bile, bu bir şehir efsanesidir. Son albümü L-O-V-E, 1964 yılının Aralık ayının ilk günlerinde akciğer kanseri tedavisi nedeniyle hastaneye yatmasından birkaç gün önce tamamlandı. Albümün çıkışı da ölümünden birkaç gün öncesine rastlar. Billboard listesinde bu albüm dört numaraya kadar yükseldi (1965). 1957 yılında kaydettiği single’ı “When I Fall In Love” 1987 yılında İngiltere müzik listelerinde zirveye kadar yükseldi. 1983 yılında Capitol Record’dan gelen bir açıklamaya göre,Cole’un kaydedip de yayınlanmayan başka parçalarının da bulunduğu söylendi.Bu şarkılar arasında, Japonca bir şarkı ve İspanyolca “Tu Eres Tan Amable” bulunur. Capitol records sonraki yıl Unreleased isimli bir albüm ile bunları piyasaya sürdü.

Cole, 1990 yılında Hayat Boyu Başarı dalında Grammy ödülüne layık görüldü. Ayrıca Alabama Music Hall of Fame ve Alabama Jazz Hall of Fame gibi kurumlarda da yer aldı.

1991 yılında Mosaic Records adlı bir Amerikan müzik şirketi The Complete Capitol Recordings of the Nat King Cole Trio adıyla Capitol Records’tan çıkan tüm Nat King Cole ve Trio’sunun parçalarını yayınladı. Bu set 18 adet diskten oluşmaktaydı ve 349 tane şarkı içermekteydi.

Ustayı bir kez daha anıyoruz. İyi vardın Nat ve her zaman olacaksın. Tüm jazz severlere iyi okumalar ve seyirler.

İşte ustanın bazı şarkıları:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu