“İncirlik Üssü, Türk Ordusu’nun kontrolüne geçmelidir”
ABD’nin Türkiye yaptırımlarını değerlendiren Doğu Perinçek, Türk – Amerikan savaşının 2014’den bu yana devam ettiğini vurguladı Perinçek, 15 Temmuz’da, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyine yaptığımız harekâtlarda, ABD’nin silahlı piyonları PKK ve FETÖ’yü ezdiğimizi kaydetti. Perinçek, Doğu Akdeniz’de namlularını Türkiye’ye doğrultan gücün de ABD ve beraberindeki kuvvetler olduğunu vurguladı; “NATO bağları; Türkiye’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ekonomik gelişmesine ket vuruyor” dedi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “S-400’ler yalnızca bir silah seçimi değil, aynı zamanda bir strateji seçimi. S-400 mü alalım Patriot mu, şeklinde bir tercihte bulunmuyoruz. Türkiye, kendi güvenliğini sağlamak için mecburen bir strateji geliştiriyor. Çünkü ülkemize karşı çok ciddi tehditler var. Peki, tehdit nereden geliyor? En önemli soru bu. Açık bir biçimde ABD ve İsrail ekseninden geliyor. Ege’de, Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Kafkaslar’da ve Karadeniz’de, dört bir yanımızda, tehdidin geldiği yer aynı. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da geçen Ekim ayında, Türkiye’nin bir kuşatma altında olduğunu saptadı. Tabii son olarak bu kuşatma Kaskaslar’da yarıldı. Durum böyle olduğuna göre, bütün savunma konseptinizi, stratejinizi bu tehdide göre kuracaksınız. Silahlarınızı da bu tehdide göre seçeceksiniz. Patriot alırsanız, ABD’ye karşı Türkiye’nin güvenliğini sağlayamazsınız. Bu nedenle, S-400 seçilmiştir. Hiçbir yaptırım veya karar, Türkiye’yi S-400’den vazgeçiremeyecektir. ABD’nin bize geri adım attırma ihtimali sıfırdır” dedi.
TÜRK – AMERİKAN SAVAŞI
“Türkiye, 2014’ten beri ABD’yle bir savaşın içinde” diyen Perinçek, şu ifadeleri kullandı: “Bu savaş gerçeğini, Em. Tümgeneral Alaettin Parmaksız da kitabının adını, ‘Türk – Amerikan Savaşı’ koyarak tespit etmişti. PKK ile savaşırken ABD’nin piyonlarını hendeklere gömüyoruz. 15-16 Temmuz gecesi, Türk ordusunun Türk polisinin, Türk devletinin üzerine yürüyenler, ABD’nin silahlı kuvvetleriydi. Ezdik onları. Hemen sonrasında Suriye’de, Amerikan – İsrail koridoruna girdik. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarında temizlediğimiz güç, ABD’nin ‘kara ordum’ dediği PKK-YPG’ydi. Şimdi de Doğu Akdeniz’de, ABD, İsrail’le birlikte namlularını Türkiye’ye doğrultmuş durumda. Doğu Akdeniz’de, Fransa, Almanya ve Yunanistan’ı üzerimize süren de ABD. Alman fırkateyni bizim ticaret gemimize silahla çıktı. Gemi kaptanı Yunan ama komutan İtalya’da, NATO karargâhı komutanı”
İNCİRLİK’TEN ÇIKMALARI İÇİN SÜRE
Perinçek, ABD’ye verilecek yanıtın ne olması gerektiğini de şöyle açıkladı: “Şimdi ABD, bizi hasım ilan etti değil mi? Ama bizi hasım gören ABD, bizim vatanımızda, İncirlik Üssü’nü kullanmaya devam ediyor. Yapılması gereken, İncirlik Üssü’nün, Türk Ordusu’nun kontrolüne geçmesidir. ‘3 ay içerisinde buradaki pılınızı pırtınızı topluyorsunuz ve memleketinize gidiyorsunuz’ demeliyiz. Bugün kesinlikle bu kararı almak gerekir”
“NATO BİZE DARBE YAPIYOR”
“NATO bizi koruyacakmış(!) Bu bir efsanedir. Hani nerede, bana NATO’nun Türkiye’yi savunduğu bir tane tecrübe gösterin! NATO, ABD’nin ittifak üyesi ülkeleri kontrol örgütüdür. De Gaulle’ün 1960’larda ‘Ey Fransa, siz ne sanıyorsunuz NATO’yu? ABD, bu örgütü hepimizi kontrol etmek için kullanıyor” dediği gibi… Eski İtalya Cumhurbaşkanı Cossiga da bu gerçeği çok açık söylemiştir. NATO, bizim gemimize silahla çıkıyor; NATO bize darbe yapıyor. Bu koşullarda Türkiye’nin NATO’ya ve silahlarına bağlılığı risk oluşturmaktadır. Tehdidi saptadıktan sonra cesur ve kökten çözümler gerekir. NATO bağları, Türkiye’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ekonomik gelişmesine ket vuruyor”
TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL İTTİFAKLA ÜRETTİĞİ ÇÖZÜMLER
“Türkiye’nin güvenliğini nasıl sağlayacağıyla ilgili saptamalar yapan Perinçek şunları söyledi: “Biz, bölgedeki bütün sorunları, İran ve Rusya ile birlikte çözüyoruz. İşte Kafkaslar’da son yaşananlar. Ne yaptık? Ermenistan’ın işgalini İran ve Rusya ile çözdük. 2017’de Barzani’nin Kürdistan referandumu projesini nasıl yerle bir ettik? Orada da Rusya, İran ve Irak’la işbirliği yaptık. Yine Astan Süreci de Suriye’nin toprak bütünlüğünün güvencesi oldu. Bir model oluştu. O modeli Sayın Erdoğan, “Altılı Platform” şeklinde formüle etti. Türkiye’nin bu şekilde bölge ülkeleriyle kuracağı birlik, ABD’nin başını çektiği Atlantik güçlerini durduracak, bölgeye barış ve huzur getirecektir. Bu arada Türkiye ve İran’ın arasına Atlantik fitneleri sokulmak isteniyor. Ama bu girişimler, Türkiye – İran dostluğunu kesinlikle bozmaz. Ankara – Tahran’ın birbirleriyle ilişkileri stratejiktir”
“TÜRKİSTAN İSLAM PARTİSİ MEHMETÇİĞE KURŞUN SIKTI”
Perinçek, Hasan Köni’nin “Çin’e güvemeyiz, Uygur Türkleri konusunda sıkıntı yaşıyoruz” sözlerine şu yanıtı verdi: “Bu konuda bir Amerikan efsanesi ve uydurması var. PKK ne ise Türkistan İslam Partisi, diğer adıyla Doğu Türkistan İslam Hareketi de odur. ABD tarafından eğitilen, CIA tarafından fonlanan örgütler bunlar. PKK da Türkistan İslam Partisi de Fırat Kalkanı harekâtında Mehmetçiğe kurşun sıktılar. IŞİD içinde 10 bini militan, 20 bini de aileleri olmak üzere, 30 bin Uygurlu var. Suriye’nin kuzeyinde çatıştırılıyorlar. MHP’nin yöneticileri de bu tespiti yaptı. Milli Savunma Bakanlığında, Genelkurmay’da da bunun bilgileri var. İddia değil, gerçek”
ÇİN’DEKİ CAMİİ SAYISI TÜRKİYE’DEKİNİN 2 KATI
Çin’in Uygur bölgesine ziyarete gittiğini kaydeden Perinçek şöyle devam etti: “Ben Sinciang Uygur Özer Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye defalarca gittim. Geçen sene de oradaydım. Özellikle camileri gezdik. Camilerde Kur’an-ı Kerim de var, Müslümanlar özgürce namaz da kılıyor. Yüzlerce, binlerce insan bu faaliyetlerini yapıyor. Dünyada nüfusa oranla en çok camiinin, Uygur bölgesinde olduğunu biliyor musunuz? Türkiye’de 1000 kişiye 1 camii düşüyor. Uygur bölgesinde 500 kişiye 1 camii düşüyor. Bizimkinin iki katı”