EMEP’ten Yıldırım’a yanıt
GOSB Başkanı Vahit Yıldırım, fabrikalarda Covid-19 vakalarında artış olması ve can kayıpları yaşanmasına rağmen üretimdeki artışla övünmüştü, Emek Partisi Gebze İlçe Başkanı Yusuf Akar yanıt verdi
Yusuf Akar, açıklamasında şunlara yer verdi: “COVİD 19, ülkemizde ilk resmi kayıtlara geçtiğinden bugüne, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalarda da artan kovid-19 vakalarına ve sokağa çıkma kısıtlamalarına rağmen üretim aralıksız devam etti. ‘Ölen ölür, kalan sağlarla üretime devam ederiz’ diyen iktidar ve sermaye grupları, halkın sağlığı için önlem almak bir yana ortaya çıkan salgın ile krizi fırsata çevirme süresini hızlandırdı, zenginliklerini arttırdı. Bu süreçte işçi emekçilerin payına ise, açlık ve yoksulluk, esnek çalışma, artan iş yükü, zorunlu mesai uygulamaları, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın alabildiğine genişletilmesi, işsizlik, sağlık ve eğitim gibi en temel haklarda dahi yaşanan yoksunluk kaldı.
GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım da yaptığı açıklamalarla, ihracatı, üretimdeki artışı, ciroları esas aldığını ve pandemi süresinde de zenginliklerini arttırdıklarını bir kez daha göstermiş oldu. Pandemi nedeniyle işçilerin yüzde 15’inin testinin pozitif çıktığını açıklayan GOSB Başkanı Vahit Yıldırım, üretimdeki artışla övünerek, ‘İnşallah geçen seneye göre ihracatta yüzde 15, toplam ciroda da yüzde 20 gibi bir artışla bu seneyi kapatacağız’ dedi. TTB ve partimiz salgına önlem için ‘21 gün tam kapanma’ önerdiği bugünlerde, Vahit Yıldırım Gebze OSB’de patronların pandemiye rağmen ara vermeden çalışmasıyla övündü. ‘İnşallah geçen seneye göre ihracatta yüzde 15, toplam ciroda da yüzde 20 gibi bir artışla bu seneyi kapatacağız. 11 milyar dolar ihracat ve 30 milyar dolar bir ciro ile bu seneyi kapatacağız’ diye açıklama yapan Yıldırım, her patron gibi zenginliklerini arttırmasını da açıklayarak deyim yerindeyse tüy dikmiş oldu.
Bu açıklamalar ile işçi ve emekçilere karşı düşmanlığını göstermiş olması yetmemiş olacak ki, bir de işçileri suçlayarak, ‘Gerçekten pozitif çıkarak istirahat alan işçilerimiz oldu. Bir de bu durumu suiistimal etmeye çalışanlar oldu. Bir anda bakıyorsunuz 10-15 kişi, ‘Karşı komşumda korona çıktı’ deyip istirahat alıyor. Bir anda 15 kişinin işletmenin o biriminden ayrılması otomatikman işinizi etkiliyor. Anında, ertesi gün oraya adam bulamıyorsunuz ve işiniz aksıyor. Bunlarla da uğraştık’ deme cüretinde bulundu.
Bu açıklamalar bizi şaşırtmadı. Sermaye sınıfının temsilcisi içinden geldiği gibi sınıfına uygun açıklamalarda bulunmuş. Saraylarda, köşklerde, yüksek güvenlikli yerlerde yaşayanlar, özel sağlık ekipleriyle gezenlerin, her gün kovid-19 testi yaptıranların işçi ve emekçilerin yaşamlarını, sağlıklarını dikkate almaları beklenemez elbette. Ancak yapılan açıklama bir kez daha gösterdi ki, işsizlik arttıkça, işçi ve emekçiler yoksullaştıkça, patronlar zenginliklerine zenginlik katıyor. Bu açıklama ile yine çok daha açık biçimde görülmüş oldu ki, işçiler ile patronların çıkarları arasında uzlaşmaz bir karşıtlık bulunuyor.
Bir tarafta pandemiye, ölüme, salgına, işsizliğe rağmen maddi değerlerin üreticisi olan işçi ve emekçiler, diğer tarafta emek harcamadıkları halde emeğin yarattığı toplumsal artı ürünü sahiplenenler var. Vahit Yıldırım sermaye sınıfının bir temsilcisi olarak işçi ve emekçilerin sağlığını umursamadığını yeniden açıkça göstermiş oldu. Emek Partisi olarak sürecin başından beri, pandemiye karşı mücadelede bilimin yol göstericiliğinin temel alınması gerektiğini ve bu bağlamda TTB’nin de yapılması gerekenleri çok net ortaya koyduğunun altını çizdik. Nedir pandemiye karşı mücadele için yapılması gerekenler?
- “Eğitim, sağlık, hijyen ve genel temizlik (belediye) gibi zorunlu olan mal ve hizmetlerin dışında üretim ve hizmet sunumu durdurulmalı, çalışanlara tam ücretli izin verilerek 21 gün tam kapanma sağlanmalıdır.
- Üretime ve hizmet sunumuna devam edenlere düzenli test yapılmalı, sağlıklı çalışma koşulları ve 6 saati geçmeyecek kısa çalışma saatleri uygulanmalıdır.
- Salgın süreci sona erene kadar yoksulluk sınırının altında geliri olan veya hiç geliri olmayan her haneye sosyal ekonomik destek verilmeli, ücretsiz doğalgaz, su, elektrik, telefon, internet hizmeti sağlanmalı, bu durumda olan yurttaşların kredi borçları ertelenmelidir.
- Sermaye kesimine sağlanan Teşvik, vergi, sigorta indirimi gibi ayrıcalıklara son verilmeli, hizmet alımında garanti ödemeleri iptal edilmeli bu kapsamdaki tüm projeler sonlandırılmalıdır.
- İşsizlik fonu, bireysel emeklilik fonu gibi fonlar amacı dışında kullanılmamalı, yönetimi işçilerin çoğunlukta olduğu kurullara bırakılmalı ve tüm kaynaklar kuruluş amaçlarına uygun olarak işçileri ve halkın ihtiyaçları için kullanılmalıdır.
- Pandemi süreci fırsata çevrilerek uygulanan baskı politikalarına, yasaklara, antidemokratik uygulamalara son verilmeli, haklar güvence altına alınmalıdır.
Başta sendikalı işçiler olmak üzere Gebzeli işçi ve emekçiler, patron temsilcisinin bu pişkince açıklamalarına, işçilerin ve ailesinin hayatlarını hiçe saydığını ortaya koyan tutumuna karşı, sorunun çözümü için ifade edilen bu taleplerin kazanılması için birleşik bir mücadele örgütlemelidir. Pandemide ölümle burun buruna çalışmaya zorlanmamanın, işten atmalar ve ücretsiz izinlerin, esnek çalışmanın, emeğimizin ve alın terimizin gasp edilmesinin, geleceksizliğe karşı çıkmanın tek yolu vardır; bir araya gelmek, mücadele etmek ve örgütlü hareket etmektir. İşçiler kendi sağlığı ve geleceği için saldırılara karşı işyerlerinde başlayarak örgütlü bir müdahaleyle, bu gidişe dur diyebilir”