Konferans sonunda ortak açıklama
Sinciang Üzerine ÇKP’nin Tecrübeleri Konferansı'nda ortak açıklama yapıldı
Çin Komünist Partisi, 22 Şubat 2021 Pazartesi günü “Sinciang üzerine ÇKP’in tecrübeleri” konulu uluslararası konferans düzenledi. Video konferansa 80 ülkeden 200 Parti ve 300’ün üzerinde temsilci katıldı. Konferansa Türkiye’den Vatan Partisi, AK Parti ve CHP davet edildi. Türkiye’den Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek konuşma yaptı.
Konferans sonrası yapılan ortak açıklamada, tüm ülkelerdeki siyasi partilerin ortak amacının insanlığın ezici çoğunluğunun daha iyi bir yaşam sürmesi için çalışmak olduğu vurgulandı. Yapılan açıklamada; “Tüm ülkelerin siyasi partileri, halkın refahının iyileştirilmesini görev olarak edinmeli ve halkın tatmin, mutluluk ve güvenlik duygusunu yükseltmek için çabalamalıdır” denildi. Çin hükümetinin, azınlıktaki etnik grupların ve bu grupların yoğun olduğu bölgelerin ekonomik ve sosyal gelişimini teşvik ettiği ve tüm etnik gruplara mensup insanların dini inanç özgürlüğünü, kendi sözlü ve yazılı dillerini kullanma haklarını koruduğu belirtildi. Konferansa katılanlar “Bu haklara saygı duyduğu için Çin yönetimini takdir ediyoruz” açıklamasını yaptı.
SINCIANG ÜZERİNE “ÇİN KOMÜNİST PARTİSİ’NİN TECRÜBELERİ” TOPLANTISI ORTAK AÇIKLAMA
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek toplantı sonrası şunları dile getirdi: “22 Şubat 2021 tarihinde, dünyanın dört bir yanından siyasi partileri ve örgütleri temsil eden delegeler olarak, ÇKP Merkez Komitesi Uluslararası İlişkiler Bakanlığı ve ÇKP Sinciang Uygur Özerk Bölge Komitesi’nin ev sahipliğinde Sinciang hakkında “ÇKP Tecrübeleri” konulu ortak açıklamaya katıldık. Siyasi partilerin “Herkes için Daha İyi Bir Yaşam” temasına odaklanarak, insanların daha iyi bir yaşama dair umutlarını gerçeğe dönüştürmek için ne yapmaları gerektiği konusunda kapsamlı ve derinlikli diyaloglar oluşturuldu.
Bizler, tüm ülkelerdeki siyasi partilerin ortak amacının ve sorumluluğunun, insanlığın ezici çoğunluğunun daha iyi bir yaşam sürmesi için çalışmak olduğu görüşündeyiz. Tüm ülkelerin siyasi partileri, halkın refahının iyileştirilmesini görev olarak edinmeli ve halkın tatmin, mutluluk ve güvenlik duygusunu yükseltmek için çabalamalıdır. KOVID-19’un 200’den fazla ülke ve bölgeyi vurduğunu, dünya çapında 7 milyardan fazla insanı etkilediğini ve 2 milyondan fazla can aldığını saptıyoruz. Tüm ülkeleri, tıbbi uzmanlığı ve kritik malzemeleri en çok ihtiyaç duyulan yerlere dağıtmak suretiyle var gücümüzle hayatlar kurtarmaya, insanların hayatlarını, güvenliğini ve sağlığını her şeyin üzerinde tutmaya devam etmeye ve de salgının mümkün olan en erken bir tarihte kontrol altına alınması için salgına karşı küresel ortaklığı daha fazla teşvik etmeye çağırıyoruz. Böylece herkes için küresel bir sağlık topluluğu oluşturma hayali ufukta belirecektir.
KOVID-19’un küresel olarak 200 milyondan fazla insanı aşırı yoksulluğa sürüklediğini ve çoğu ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınması üzerinde ciddi olumsuz etki yarattığını ve Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Programı’nın umutlarına karanlık bir gölge düşürdüğünü büyük bir endişeyle belirttik. Tüm ülkeleri, makroekonomik politikalar üzerindeki koordinasyonu güçlendirmeye devam etmeye, küresel finans piyasasının yanı sıra sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrarını korumada kararlı kalmaya, borçları azaltarak ticaret akışını hızlandırmaya ve böylece dünya ekonomisinin en kısa zamanda toparlanıp büyüyebilmesi ve bu yolla küresel yoksulluğun azaltılması çabalarının mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde eski rayına girmesine yardımcı olmaya yönelik tedbirler almaya çağırıyoruz.
Geçim hakkı ve kalkınma hakkının temel ve esas olduğu insan haklarının korunması ve geliştirilmesi fikrine katılıyoruz. Yoksulluk, insan haklarının hayata geçirilmesinin önündeki başlıca engeldir. İnsanların çıkarları en üstün konuma yerleştirilmeli ve kalkınmanın meyveleri tüm nüfusa daha eşit bir şekilde ulaştırılmalıdır.
Biz, insan haklarını ilerletmek ve korumak için “herkese uyan tek model” olmadığına inanıyoruz. İnsan haklarını geliştirme yolundaki çeşitliliğe saygı gösterilmeli ve insan haklarını siyasallaştırma, çifte standart uygulama veya diğer ülkelerin içişlerine müdahale etme girişimlerine karşı çıkılmalıdır. İnsan hakları konusunda daha eşitlikçi, daha adil ve daha kapsayıcı bir uluslararası yönetişim mimarisinin kurulmasını teşvik etmek amacıyla tüm tarafların uyumlu çaba göstermeleri için çağrıda bulunuyoruz.
Bu konulu toplantı, insanların geçim kaynaklarının iyileşmeye devam ettiği ve ekonominin sürekli olarak geliştiği, sosyal istikrarın yanı sıra eşitlik ve birliğin hakim olduğu Sinciang’daki gerçek durum da dahil olmak üzere, azınlık/etnik grupların ve bu grupların yoğun olarak bulunduğu bölgelerin gelişimine ilişkin Çin’in politikaları hakkında kapsamlı ve derinlemesine bir anlayış edinmemizi sağladı. Çin hükümetinin, azınlıktaki etnik grupların ve bu grupların yoğun nüfusa sahip bölgelerin ekonomik ve sosyal gelişimini teşvik ettiği ve tüm etnik gruplara mensup insanların dini inanç özgürlüğü, kendi sözlü ve yazılı dillerini kullanma haklarını koruyup, bu haklarına saygı duydukları için takdir ediyoruz. Belirli ülkelerden bir avuç insanın uluslararası algıyı yanıltarak, çarpıtılmış ve uydurma kanıtlarla sözde Çin’in Sinciang’da “etnik temizlik yaptığı” söylentilerini yaymalarını tiksindirici buluyor ve bu tarz davranışlara karşı duruyoruz.
ÇKP’nin kuruluşunun yüzüncü yılı yaklaşırken, ÇKP’ye ve Çin halkına en iyi dileklerimizi iletiyoruz. ÇKP’yi, kuruluş amacına olan bağlılığından, halk için mutluluk getirme ve ulusu canlandırma görevini temel almasından; hızlı ekonomik kalkınma mucizesini yaratmasıyla birlikte mucizevi bir şekilde uzun vadeli istikrarı sağlayan liderliğinden ve de son dönemdeki hem KOVID müdahalesinde hem de ekonomik ve sosyal kalkınmadaki başarılarından dolayı alkışlıyoruz. Çin’in virüse karşı uluslararası alandaki mücadeleye sunduğu önemli yardımı, özellikle de aşıları “küresel bir kamu malı” haline getirme taahhüdünü takdirle karşılıyoruz. ÇKP ile yönetim tecrübesi konusunda karşılıklı fikir alışverişini ve birbirinden öğrenmeyi güçlendirmek ve insanlık için ortak kader topluluğu oluşturmaya yönelik, ülkeler arasında karşılıklı yarara dayanan işbirliğinin derinleşmesini geliştirmeye istekli olduğumuzu beyan ediyoruz”