EMEP Kocaeli’den Cumhuriyet mesajı
“Ne tek adam rejimi ne eski sistemin restorasyonu, demokrasi ve özgürlükler için halkın cumhuriyeti”
Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle açıklama yayımladı. Mesajda, “Ne var ki Osmanlı monarşisinin devrilmesiyle tarihe gömülen feodal ayrıcalıkların yerini daha eşitlikçi bir düzen almadı. Cumhuriyet kapitalist ülkelerin hepsinde olduğu gibi bizde de egemen olan sınıfın emekçi sınıfları sömürdüğü bir hükümet etme biçimi olarak kaldı” denilen açıklamada, “Cumhuriyet kendiliğinden demokrasi, insan ve yurttaş haklarını, özgürlükleri ve eşitliği içermez. Bunların sahibi ve koruyucusu emekçilerdir” vurgusu yapıldı.
Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle: “İki yıl sonra yüzüncü yıldönümüne girecek olan Cumhuriyet, yönetme yetkisinin soydan aktarıldığı Osmanlı monarşisinin ve işbirliği yaptığı işgalci güçlerin ülkeden kovulmasının ardından ilan edilmişti. Bir halk seferberliği olan Kurtuluş Savaşı yeni Türkiye’nin tohumlarını attı. Ne var ki Osmanlı monarşisinin devrilmesiyle tarihe gömülen feodal ayrıcalıkların yerini daha eşitlikçi bir düzen almadı. Cumhuriyet kapitalist ülkelerin hepsinde olduğu gibi bizde de egemen olan sınıfın emekçi sınıfları sömürdüğü bir hükümet etme biçimi olarak kaldı.
Bu rejim altında tek tip yurttaş inşasına girişen ilk kadroları sonraki ceberut mirasçıları izledi. Cumhuriyetin vitrindeki yüzünde yer alan çağdaş uygarlık, modernleşme, inkılaplar önemli kazanımlara alan açtı ancak bunlardan ibaret değildi. Cumhuriyet aynı zamanda muhalefetin temizlenmesi, Sabahattin Ali’nin öldürülmesi, Nazım Hikmet’in hapsedilmesi, sansür ve hapis, mübadele ve varlık vergisi uygulamaları, Dersim katliamı, 6-7 Eylül, darbeler, idamlar, işkenceler ve faili meçhuller… demekti. Cumhuriyet ülkeden kovulan işgalcilerin emperyalist sermaye olarak geri alınmasıydı. Cumhuriyet 24 Ocak kararları, 12 Eylül Anayasası, işçi ve emekçi haklarının tanınmaması, grev yasakları, sendika yasaklarıydı.
“DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER Mİ YOKSA GİDEREK YERLEŞEN FAŞİZM Mİ?”
Cumhuriyetin yönetici kastı kapitalistlerin çıkarlarını her zaman öncelemiştir. Bir kesim zenginleşirken çoğunluk hep yoksullaşmıştır. Bugünkü tek adam rejimi de Cumhuriyet içinde kendine yer bulabilmiştir. Kısacası Cumhuriyet demokrasi demek değildir. Onun demokrasi anlamına gelebilmesi ekonomik demokratik ve sosyal hakları için mücadele eden, sınıf mücadelesi yürüten işçi ve emekçiler sayesinde olmuştur.
Bugün Cumhuriyetin yıldönümü, ülkeyi tek adam rejimi altında ağır bir baskıyla yöneten siyasi iktidarın bütün politikalarının iflas ettiği ve kitle tabanının çözüldüğü bir süreçte yaşanıyor. 6 partili muhalefet bloğu ise eski rejimin restorasyonu için seferberlik halinde. Dolayısıyla bugünkü tartışmaların odak noktasında Türkiye’nin siyasi düzeninin yakın gelecekte nasıl şekilleneceği var. Demokrasi ve özgürlükler mi yoksa giderek yerleşen faşizm mi? Cumhuriyet kendiliğinden demokrasi, insan ve yurttaş haklarını, özgürlükleri ve eşitliği içermez. Bunların sahibi ve koruyucusu emekçilerdir.
Emek Partisi de demokrasi ve özgürlüklerin teminatının işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesi olduğunu savunmuştur, savunmaktadır. Cumhuriyet, halkın inisiyatifinin bir ürünü olduğu ve bu inisiyatifle korunduğu; sömürücü sınıfların değil emekçilerin çıkarlarını esas alan bir rejim olduğu taktirde demokratik olacaktır. Ancak kendi kararlarını kendisi alan, örgütlü bir halkın kendi kaderini tayin etme mekanizmasını kuran bir rejim demokratiktir. Bu rejim demokratik bir halk cumhuriyetidir, halkın düzenidir”