Geçtiğimiz günlerde bölgeye su veren su şirketinin yerine yeni gelen HZR Su şirketinin fahiş fiyat uygulaması su savaşlarının kıvılcımını başlatmıştı. Kıyıkışlacık (Antik İasos kenti) Mahallesi’nin su ihtiyacının bir bölümü MUSKİ, diğer bölümü ise HZR Su A.Ş. isimli özel bir şirket tarafından karşılanıyor. Bölge halkı her ikisinden de şikayetçi olmanın yanında sağlıklı suya kavuşma hakkını savunuyor. İasos Mahalle Meclisi Başkanı Hülya Scobie ve Kıyıkışlacık muhtarı Halis Şahin; yapmış oldukları ortak basın toplantısında bölgenin sorunlarının başında yetersiz altyapı, sağlıksız içme suyu ve bunu taşıyan şebekelerin standartlara uygun olmadığını ve içilebilir nitelikli suya ulaşmak istediklerini ve uygulanan fiyat politikasının adaletli olmasını talep etti.
İasos Mahalle Meclisi Başkanı Hülya Scobie, kanalizasyon sistemi ve arıtma tesislerinin olmadığına dikkat çekerek “Mahallenin merkezi MUSKİ ile ilgili sorunlar yaşarken, diğer yarısı özelleştirilmiş su şirketi HZR SU ile sorunlar yaşamaktadır. Devlet kanalıyla gelen su olsun, özelleştirilmiş su olsun; tekniğe ve sağlığa uygun olmayan su şebekeleri ile kesintili, kalitesiz, mevzuata aykırı olarak toprak üzerinden döşenen, kanserojen boru hatlarıyla, debisi düşük, su dağıtımı yapılmaktadır. Sağlığımız, yaşamımız tehdit altındadır. Yaşamımızın devamı için, en temel hakkımız olan suya erişimimiz, eşit şartlarda ve sağlıklı olarak sağlanmalıdır” diye konuştu. Hülya Scobie sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Mahallemizde MUSKİ hizmeti alan abonelerin problemleri yanında, özelleştirilmiş su almak zorunda bırakılan HZR Su abonelerinin problemleri çok daha büyük. Vatandaşlar, aynı mahallenin diğer yarısında, kalitesiz, içme suyu niteliği olmayan, sürekli kesintilere uğrayan özelleştirilmiş suya, 11 TL’ye varan fahiş fiyatlar ödemekteler. Milas Güllük Belediyesi ile 2005 yılında özel bir şirket ile “içme ve kullanma suyu temin-tesis ve atıksu arıtma tesisi yapımı ve işletilmesi imtiyazı sözleşmesi” imzalayarak, ülkemizde başka bir örneği olmayan uygulamayla su ve kanalizasyon hizmetlerini özelleştirmişti. Özelleştirilmiş su mağduru, aynı dertten mustarip Kıyıkışlacık ve Güllük halkı, bugüne kadar sözleşmenin yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmeyen, özel şirketin İmtiyaz Sözleşmesinin fesih hakkının doğduğunu ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin kamu yararına bu hakkı ne zaman kullanacağını sormakta, Büyükşehir Belediyesini görev yetki ve sorumluluklarını kullanmasını, halkını daha fazla kırmadan dökmeden üzmeden bu problemi çözmesini beklemekteler”
Hülya Scobie, “Özel firma, bunca yıldır, tekniğe ve sağlığa uygun olmayan su şebekeleri kurarak, toprak yüzeyinden geçen isale hatlarıyla içilmesi mümkün olmayan, kesinti olmaz da evlere ulaşabilirse, sadece kullanma suyu olarak kullanabildiğimiz, sağlıksız su ile ihtiyaçları karşılamaya çalışmıştır.
Özel firmanın sözleşme taahhüdü
-Atık su arıtma ve kanalizasyon tesisleri hiç yapılmamış,
-İhtiyaç duyulan yeni kuyular açılmamış,
-Başta kurulan tesislerde hiçbir tevsi ve yenileştirme yapılmadığı gibi çevre ve halk sağlığı koşullarıyla teknik işletme prensiplerine ve koruyucu güvenlik önlemlerine uygun çalıştırılmamıştır.
-TSE İçme suyu standartlarına uygun suyumuz hiç olmamış, ancak kullanma suyu olarak kullanabileceğimiz, düşük kalitede su, “kesintili” olarak dağıtılmıştır.
Bütün bunların sonucunda;
Halka dağıtılan sular kısmen tuzludur, kalitesizdir ve suyun içinde insan sağlığını etkileyen zararlı maddeler olduğu ve içme suyu standartlarını sağlamadığı görüşündeyiz.
İletim hatlarında oluşan kaçaklar nedeniyle olası bakteriyolojik kirliliğe önlem olarak dağıtım ve terfi depolarında klorlama yapılıyor mu? Bilmiyoruz, bilgilendirilmiyoruz. İçme suyu kaynağına en uzak bölgelerden alınan örneklere, bakiye klor ölçümü yapılmıyor ve belli periyotlarda yapılması gereken fiziksel kimyasal ve bakteriyolojik analizler yapılmıyor görüşündeyiz. Yukarıdaki 3 madde halinde belirttiğimiz nedenlerle salgın ve kanser dahil, kronik ve ölümcül hastalıklar tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isteriz.
İsale hatları ve su şebeke boruları; Nizami olarak toprak altından değil, toprak üstünden döşenmiş olup, güneşin yakıcı ışıkları etkisi altındaki sağlıklı olmayan plastik borularla yapılmıştır. Su boruları, sık sık patlamakta ve bunun sonucu sularımız sık sık kesilmektedir. Gün içinde, suyun basıncı düştüğü için üst katlara ve tepelerde bulunan evlere su çıkmamaktadır.
Mahallemizin, 2 sokak ötesinde, devlet suyuna ödenen birim fiyat aksine, aynı mahallenin, bir diğer sokağı olarak, Bir metreküp suyu, yaklaşık 11 TL ye, ve diğer kademelere girdiğinde ise daha da artan fahiş fiyatlarla kullanmaktayız. Bir evin aylık ortalama su faturası 600-700 TL civarında gelmektedir.
HZR A.Ş. firması su bedeli, güvence bedeli, kaçak su bedeli fiyatlarını kendi kafasına göre belirlemekte, bunların tahsilinde, zorba yöntemler uygulayarak fahiş bedeller toplamaktadır. TÜFE artışını neye baz olarak aldığı bile belli değildir. Bölgemizde kanalizasyon altyapısı yoktur. Bu durumun çevre kirliliğine neden olacağı açıktır. Yukarıda saydığımız sözleşmeye aykırı davranışlar 15 yıldır sürmekte ve günümüzde de devam etmektedir. Yıllardır süren, iyileştirilmeyen ve gittikçe kötüye GİDEN bu aykırı davranışlar daha ne kadar süre devam edecek?
“Neden kontrol edilmiyor? Yeter artık diyoruz”
Buradan, devletin tüm kurumlarına, bu usulsüzlükler, haksızlıklar zincirinin incelenmesi, denetlenmesi, soruşturulması ve araştırılması için çağrıda bulunuyoruz… Mazeretler, özürler, bahaneler dinlemek istemiyoruz. Bundan sonra, artık, muhatabımız Muğla Büyükşehir Belediyesi ve MUSKİ’dir. Hiçbir maddesi yerine getirilmemiş imtiyaz sözleşmenin fesh durumu doğmuştur.
SORUYORUZ ?
Muğla Büyükşehir Belediyesi (MUSKİ) sözleşmenin 38. maddesine göre, fesih hakkını ne zaman kullanacak?
Söz konusu olan halk sağlığıdır, halkın zorunlu ihtiyacıdır, yaşam hakkıdır.
DSİ Yeraltı ve Yerüstü Suları Tahsis Şube Müdürlüğü’nden, emekli uzmanlardan, bürokratlardan, teknokratlardan, edindiğimiz bilgilere göre, bölgemizde yeni su kuyuları için yeterli yeraltı suyu kaynakları mevcut olup, Devlet Su İşleri’nden talep edilmesi halinde, tahsisi mümkün olacaktır. Yeraltı suları devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Su kaynağının olduğu yerin, şahıs arazisi olması halinde, yani mülkiyet hakkı mevzu bahisse belediye tarafından kamulaştırılması yani kamu adına edinilmesinin de mümkün olduğu bilinmektedir. Kamu gücü olan Büyükşehir Belediyesinin fesih hakkını ve kamulaştırma dahil yetkilerini kullanarak görevlerini yapmasını bekliyoruz.
“Artık yeter diyoruz”
Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yaşayan diğer vatandaşlar gibi bizler de vatandaşlık haklarından eşit bir şekilde yaralanmak istiyoruz. Özelleştirilmiş fahiş fiyatlı suyu istemiyoruz. Devletimizin sağladığı, erişilebilir, kesintisiz, sağlıklı, aynı kalitede, aynı fiyatlarla su ve (altını çiziyorum) kanalizasyon hizmetlerinden faydalanmak istiyoruz, bunlar bizim de hakkımız diyoruz. Parantez açıyorum, Kıyıkışlacık arkeolojik sit alanıdır, kanalizasyon hizmeti alamazsınız diyenlere cevabımız, Milas da Bodrum da, arkeolojik sit alanı ve kanalizasyon hizmetlerini alıyorlar. Bahanelere karnımız tok diyor ve hizmet bekliyoruz. MUSKİ’den her sokağımıza sağlıklı ve kesintisiz içme kullanma suyu ve kanalizasyon hizmeti bekliyoruz.
En önemlisi;
Muğla Büyükşehir Belediyesi (MUSKİ)’nin, görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz, istiyoruz. Hemen bekliyoruz, şimdi bekliyoruz”