Perinçek, barışın yol haritasını çizdi 

Doğu Perinçek konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Şu anda tehdidin odağı Ukrayna üzerinden Karadeniz’dedir. Ege ve Akdeniz’deki tehdit de her an öne çıkacak eğilimler taşıyor. Ukrayna, Karadeniz’deki Yunanistan’dır.Yunanistan ise, Akdeniz’deki Ukrayna’dır. ABD, yalnız Ukrayna’ya silahlı yığınak yapmıyor, aynı zamanda Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larisa, Stefanoviç ve Girit’in kuzeyindeki askerî üslerine sürekli yığınak yapmaktadır. Bu üslerdeki namlular Türkiye’ye dönüktür.  Ukrayna ve Yunanistan, ABD’nin Rusya ve Türkiye’nin üzerine sürdüğü piyon rolünü üstlenmiş gözüküyorlar.

Karadeniz, Akdeniz, Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi’nde insanlığa ve barışa tehdidin merkezinde ABD ve İsrail bulunuyor.  Bu koşullarda Türkiye ve Rusya’nın Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki güvenlikleri birliktedir. İran ve Çin başta olmak üzere Hürmüz Boğazı, Süveyş Kanalı ve Umman Denizi’ndeki enerji hatlarında güvenlik isteyen bütün ülkelerin çıkarları da Türkiye ve Rusya ile birleşiyor. Karadeniz, Akdeniz, Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi, ABD-İsrail eksenli tehdide karşı tek bir cephedir.

NATO’NUN MEZARI DOĞUDA

ABD’nin NATO’yu Doğuya doğru genişletme girişimi, yalnız Rusya’yı değil, Türkiye’yi ve İran’ı da hedef almaktadır. NATO’nun Doğuya doğru genişlemesi, mezarına doğru genişlemesidir. NATO’nun mezarı Doğu’dadır. Türkiye önce kendi güvenlik mevzisini belirlemek durumundadır. Türkiye’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, Mavi Vatanındaki kaynaklarına yönelik tehdit, ABD ve NATO’dan geliyor. Bu tehdidi Türkiye, Karadeniz’den Akdeniz’e ve Umman Denizi’ne kadar bütünsel cephede güvenlikteki ortaklarıyla göğüslemek durumundadır. Bu nedenle Türkiye Devleti, Rusya’nın dostu olarak kendi güvenliğini sağlayabilir. Aynı şekilde Rusya, Türkiye ile ABD+Yunanistan arasındaki anlaşmazlıkta Türkiye ile birlikte mevzilenerek kendi güvenliğini sağlayabilir. ABD ve İsrail’in “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail Devletçiğini kurma girişiminin bozguna uğratılmasında, Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılmasında ve Kazakistan’daki ABD darbesinin bastırılmasındaki işbirliği, bir güvenlik modeli yaratmıştır.

 “ARABULUCULUK DEĞİL UKRAYNA’YA UYARI”

Cumhurbaşkanımızdan Türkiye’nin güvenliği ve bölge barışı adına beklenen, arabuluculuk değil Ukrayna’yı uyarmasıdır. Ukrayna, Karadeniz’e ve Rusya sınırına ABD’yi getirme sevdasından vazgeçmelidir. Böylece yalnız Rusya’ya değil Türkiye’ye ve diğer Karadeniz ülkelerine yönelik tehdide hizmet etmektedir. Bu siyaset, Ukrayna’nın geleceğini de feda etmektedir. Karadeniz, Karadenizlilerindir.  Türkiye’nin ABD’nin piyonu konumundaki Ukrayna’ya İHA Bayraktar gibi silahları satması, bugün ticaretle açıklanamaz. Türkiye, bu sözde ticaretle kendisine yönelen tehdidi silahlandırmaktadır. Türkiye ve Rusya, silah satışında birbirlerinin güvenliklerini kollamak sorumluluğunu üstlenmiş bulunuyorlar.

“SAVAŞI ÖNLEYECEK KUVVET TÜRKİYE, RUSYA, İRAN, IRAK, SURİYE BİRLİKTELİĞİNDE”

Karadeniz, Akdeniz, Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi’nde savaşı önleyecek kuvvet Türkiye, Rusya, İran, Irak, Suriye, beraberliğindedir. ABD, eğer Türkiye, Rusya ve İran’ın arasını açmakta ve fitne sokmakta başarılı olursa, savaşı önlemek zorlaşır. O nedenle bu ülkeler arasındaki işbirliğinin gelişmesi, bölge ülkelerini ve bağımsız yaşamak isteyen bütün ülkeleri ilgilendirmektedir.

“TÜRKİYE HAPİSHANELERİNDE NATO YATIYOR”

Yeni bir dünya kuruluyor. Atlantik çağının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Asya’dan yeni bir uygarlık yükseliyor. Türkiye, Çin, Rusya, İran ile birlikte Asya Uygarlığının öncüleri arasındaki yerini alan bir sürece girmiştir. 2014 Mart’ında Vatan Partisi önderliğinde Silivri Duvarını yıkıp Türk Ordusunu özgürleştirmemizden sonra, Türkiye Hükümeti ABD’nin “Kara Kuvvetlerim” dediği PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerini silahla temizleme harekatlarına yöneldi ve büyük başarılar kazandı.  ABD-NATO Gladyosunun 15-16 Temmuz 2016 Darbe girişimi ezildi ve NATO’nun general ve subayları hapislere atıldı. Bugün Türkiye hapishanelerinde NATO yatmaktadır. Türkiye, ABD piyonlarına karşı silahla yürüttüğü İkinci İstiklal Savaşı’nda dostlarını keşfetmektedir. O dostlar, Rusya, İran ve Çin’dir.  Yapılan anketler göstermektedir ki, Türkiye halkı Rusya ve Çin ile dostluğa öncelik vermektedir”