SP Kadın Kolları toplandı
Nisan ayı çalışmalarının değerlendirildiği ve yaz dönemi hedeflerinin verildiği toplantının açılış konuşmasını Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün yaptı
Şengün, “Gündem yine oldukça yoğun; fakat biz her zaman olduğu gibi, bunca gündem arasında milletimizin gerçek gündemine ve problemlerine odaklanacağız.Yersiz ve gereksiz gündemlere takılıp kalmayacak, iktidarın gerçek gündemi unutturmak adına ortaya her gün bir yenisini attığı kısır tartışmalarla da asla enerji ve zaman kaybetmeyeceğiz” dedi.
TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ
Reyhan Şengün Konuşmasını şöyle sürdürdü; “Türkiye, bir an evvel gerçek gündemine dönmelidir. Her ikisi de geleceğimizin teminatı olan tarım ve gençlikle ilgili iki önemli günü, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını geçtiğimiz günlerde hep birlikte kutladık. Türkiye’nin asıl gündemienflasyondur, hayat pahalılığıdır, yağmur gibi yağan zamlardır. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır.İsraf ve yolsuzluktur. En büyük israf ise yapılan yanlış yatırımlar ve yürütülen yanlış politikalarla bir nesli kaybetmektir.
“TARIM VE HAYVANCILIKTA KENDİ KENDİNE YETEBİLEN 7 ÜLKEDEN BİRİ İDİK”
Yanlış politikaların en dramatik örneklerinden birisi maalesef tarım ve hayvancılık politikalarıdır. Dünyada tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri idik. Peki bugün durum ne?
-Devletin resmi kurumu TÜİK’e göre; 2021’de tarımda %2,2’lik küçülme gerçekleşmiş.
– Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, son 10 yılda çiftçi sayısı 1 milyon 56 binden, 530 bine düşmüş! Yani tam yarı yarıya azalmış.
-Orman Bakanlığı verilerine göre ise tarım arazilerinde de ciddi ölçüde azalma gözlenmektedir.
Bunlar çok çarpıcı örnekler ve geleceğimiz adına endişe verici rakamlar.
“TARIM CİDDİ BİR GÜVENLİK MESELESİDİR”
500 küsur bin kişinin 85 milyonu besleyebilecek bir üretim kapasitesini karşılaması mümkün değildir. Ülke içerisinde tarımsal üretim kapasitemizin giderek azalması gıdada dışa bağımlılığımızın artmasına neden olacak su götürmez bir gerçektir. Şu anda gıda fiyatları noktasında bu bağımlılığın olumsuz etkilerini görüyoruz, yaşıyoruz ne yazık ki. Bu açıdan bakıldığında tarım, acilen önlem alınması gereken çok ciddi bir güvenlik meselesi haline gelmiştir.
“MİLLİ TARIM VE GIDA STRATEJİSİ OLUŞTURULMALIDIR”
Görünen o ki; küresel bir gıda krizi kapıya dayanmıştır. Gıda ve tarımda kendi kendine yeterlilik çok daha önemli hale gelmiştir. Türkiye bir yol ayrımındadır. Gerekli tedbirler alınmadan artık yaşanan problemlerin düzelmesimümkün değildir.
-Bu yüzden artık gıda, tarım ve hayvancılığı öncelikli alan ilan edip; derhal bir “Milli Tarım ve Gıda Stratejisi” belirlenmelidir.
-Üreticiler, birlikler, kooperatifler, ticaret borsaları bu sürece aktif bir şekilde dahil edilmeli ve ‘Seferberlik ruhuyla’ yeni bir çalışma dönemi başlatılmalıdır…
-Bu çerçevede üretici borçlarında yapılandırmaya gidilmeli; kaynak kullanımı adı altında alınan haksız faizler silinmelidir.
-Ana para borçları uzun vadeye yayılmalı ve verilen destekler ciddi oranda artırılmalıdır. Aksi takdirde Türkiye, Allah korusun, yarın ekmeğe muhtaç hale gelebilir!
“EN BÜYÜK İSRAF NESİLLERİ/ GENÇLERİ KAYBETMEKTİR”
İftihar vesilemiz ve en büyük sermayemiz olan genç-dinamik nüfusumuz, Türkiye’yi ayağa kaldıracak bir potansiyele sahipken; maalesef yanlış eğitim politikalarıyla heba edilmektedir. Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre; Avrupa’da eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranı düşüyor, kazanç artıyor. Ancak Türkiye’de durum ne yazık ki bunun tam tersi!
“EĞİTİMDE SON SIRALARA GELDİK”
Türkiye’de son 5 yılda doktora yapan öğrenci sayısı %75 artmış. OECD verilerine göre ise hem okula hem de işe gitmeyen 30 yaş altı genç nüfusun en yüksek olduğu ülke yine Türkiye. Hükümetin en çok övündüğü konuların başında üniversite sayısını artırmak geliyor. Oysa İlk 500’e giren bir tane bile üniversitemiz kalmadı! PISA verilerine göre de; matematik ve fen bilimlerinde son sıralardayız. Sürekli değişen eğitim sistemiyle, alfabenin her harfini deneyerek değiştirdikleri sınav sistemlerinde “gençlerimize yarış atı muamelesi yapan mantık”la ve niteliksiz müfredat ile koca bir nesil heba edilmektedir. Maalesef yeterli sayıda hocası ve talebesi olmayan üniversitelerimiz var. Şimdi ustalar çırak, topraklar çiftçi, üniversite mezunu gençlerimiz de iş bulamıyor. Nitelikli, kalifiye gençlerimiz fırsat bulunca yurt dışına gidiyor veya gitmek için fırsat kolluyor. Çünkü bu ülkede yetişen, bu ülkenin kaynaklarıyla eğitilen nitelikli gençlerimiz, yetiştikleri ülkede bir gelecek göremiyorlar.
“TÜRKİYE’Yİ GENÇLERİMİZLE BİRLİKTE YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
Hayallerini bu ülkenin topraklarında filizlendirmek isteyen gençlerimiz, maalesef kendi ülkelerine küsüyorlar ve kırılmış bir kalple gidiyorlar.Yüksek enflasyon bir gün elbette düşer, ekonomi toparlanır, toprak ekilir, tersaneler ve atölyeler yeniden çalışır; fakat kaybolan yıllar nasıl geri getirilebilir ki? Türkiye’nin yarınlarında gençlerimize ihtiyacımız var! Gençlerin enerjisi, ufku ve birikimi ile ülkemizi hep birlikte yeniden ayağa kaldıracağız!
“SAADET PARTİSİ OLARAK GENÇLERİMİZE SÖZ VERİYORUZ”
Sizi hor gören, fikirlerinize tahammül edemeyen, geleceğinize ipotek koymak isteyen bu iktidarın yıktığı ne varsa düzelteceğiz! En başta da sizlerin umudunu yeniden yeşerteceğiz! Cebinizdeki telefona kimsenin laf etmediği, teknoloji ürünlerine sahip olmanın imkansız, yurt dışı seyahatinin hayal olmadığı bir Türkiye’yi sizinle birlikte kuracağız. Sinemaya ve tiyatroya gitmenin, hatta kahve içmenin dahi lüks sayıldığı, en temel ihtiyaçları karşılamanın zorlaştığı, günlerinizi gelecek kaygısıyla geçirdiğiniz bu kötü gidişe sizinle birlikte dur diyecek ve bu karamsar tabloyu hep birlikte değiştireceğiz. İnsanca Yaşamı sizinle birlikte, sizin için kuracağız!”
