İzmit Belediyesi Basın Danışmanı Cem Şakoğlu İzmit Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Muharrem Tutuş’un, “Sanal şirketlere milyonluk işler verdiler” iddialarını çürütecek bir açıklama yayınladı. Adı geçen şirketin bir basın açıklamasıyla Tutuş’u kınadığını hatırlatan Şakoğlu, Tutuş’un tabelası olmayan, yeni kurulmuş diye iddia ettiği firmanın, 1959 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini belirtti. Ali Han Ünal’ın bu firmanın 3. nesil yöneticisi olduğunu, tabelası yok denilen yerin bu şirketin depo olarak kullandığı ve işyeri adres ve fotoğraflarının kamuoyuna servis edilmesinin de bunların yayınlanmasının da suç teşkil ettiğini hatırlattı. Açıklamalarına devam eden İzmit Belediyesi Basın Danışmanı Cem Şakoğlu şunları kaydetti;
“Her yalanları ortaya çıkıyor”
“İzmit Belediyesi Meclisi AKP Grup Başkanı Sayın Muharrem Tutuş ve beraberindeki ekip, allem ediyor, kallem ediyor ama bir türlü iddialarını tutturamıyor. Bu iftiralara ilk kez maruz kalmıyoruz, son da olmayacak, biliyoruz. ‘Camiye ayakkabıyla girdiler’ dediler. Yalanları ortaya çıktı. Üstelik yalanı kendileri mecliste itiraf ettiler. ‘Başkan Hürriyet öz yeğenlerine milyonlar aktarıyor’ dediler.
“Nüfus kütüğüne takıldılar yalanlar ortaya çıktı”
Sustular ama utanmadılar. ‘3 parka, heykellere 3 milyon ödendiyse istifa edeceğim’ dediler; 4 milyon çıktı ama cesaret edip de istifa etmediler. Sayın Hürriyet’in eşiyle Nihat Değer’in oğlunun ortak iş yaptığını söylediler, tutturamadılar yine yalan çıktı. 30 yıl önceki KEV davası esnasında sadece 13 yaşında olmasına rağmen, ‘Başkan Hürriyet o davadan para kazandı’ dediler. Yine olmadı. Bu davaların asıl avukatının kim olduğunu bildikleri halde gizlediler, halkı kandırdılar.
‘Meclis üyesine iş verdiniz’ dedikleri firma Kocaeli’nin tek distribütörü ve AKP’li belediyelere de iş yapan firma çıktı. “Üstelik izmit belediye meclis üyesi bile değildi” Sanki usulsüz iş yapılmış gibi göstermeye çalıştılar. Oysaki kendi meclis üyelerinin kendi belediyelerine onlarca fatura kestiğini millete açıklamadılar. Sorularımızı da yanıtsız bıraktılar. Fethiye Caddesi gibi işler açık ihale olmasına rağmen iftira atarak ‘Davet usulü’ dediler. Ekap kaydı yayınladık. Yine sustular ama yine utanmadılar. Alt yapı kurumu İZGAZ’a ziyaretimizi, müteahhit ziyareti gibi göstererek yine yalan yazılar yazdırdılar ama yalanları ispatlayamadıkları gibi alt yapı kurumu İZGAZ’a yapılan ziyaret olduğunu anlamalarına rağmen ‘Pardon2 bile demediler.
‘Kurulmamış şirkete iş verdiler’ dediler. Soruşturma sonucu söz konusu firmanın sicil başvurusu yaptığı, fiilen kurulduğu ve yapılan işte tek kuruş bile kamu zararı olmadığı tespit edildi. Yine sustular. Çalışanlara, “Çakma marka kıyafet aldınız’ dediler ama böyle bir alım olmadığını bildikleri ve iddialarını ispatlayamadıkları halde, ‘pardon, böyle bir alım yokmuş’ bile diyemediler.
“Şimdi de sırada sözde yeni kurulan DBSA İnşaat Şirketi’ne 750 bin Tl’lik işi adrese teslim verdiği yalanı! Yeni değil, yarım asır önce kurulmuş, üstelik birçok devlet ihalelerine girmiş”
Sayın Tutuş’un dediği gibi öyle yeni kurulan değil, yarım asır önce faaliyetlerine başlayan, Türkiye’nin çeşitli bölge ve illerinde devlet ihaleleri, iş ortaklıkları, özel sektör işlerinde çalışmaları olan bir firma olduklarını firma sahibi basına kendisi açıkladı. İşi alan firma istediği ihaleye girme özgürlüğü de yasalarla güvence altına alınan büyük bir işletme. Üstelik bu ekonomik koşullarda maliyetler ortada iken çamur attıkları firma kendisine şeffaf şekilde maliyetleri verebileceğini de söylemiş. Daha ne desin…
Ve maalesef ki bunu sadece bu şirkete değil, tüm şirketlere yapıyorlar. Her iş yapana sanal şirketler diyorlar, asılsız çıkıyor. Üstelik sanal şirket dedikleri her firma devlet tarafından EKAP kaydı ve vergi numarası verilen, ticaret sicili olan firmalar. Madem sanal firmalar, devlet neden Ekap kaydı verir, neden vergi numarası verir. Yani Sayın Tutuş’a sormak lazım? Devlet sanal şirketlere vergi numarası ve EKAP kaydı mı veriyor? Devleti yöneten parti olarak gereğini yapın o zaman. İstanbul’da teröristleri işe aldınız yalanıyla terörist yakalama işini bize havale ettikleri gibi burada da kendi sorumluluklarını bize atmışlar. Ama ne hikmetse eskiden beri İzmit Belediyesi’nin ihalelerine girip kazanan, iş alan eski firmalara tek söz etmiyorlar. Neden acaba?Aylarca önerge verdikleri ve bize yandaş yapmaya çalıştıkları bazı firmaların, kendi ittifak yöneticilerinin yakınları olduğu ortaya çıkınca birden bire sustular ve önerge vermez oldular. Neden acaba?
“İhalelerimizin büyük çoğunluğu açık”
Üstelik büyük çoğunluğu açık ihale olan ihalelerimize, EKAP sistemiyle Türkiye’nin dört bir tarafındaki firmalar girmekte özgür. EKAP üzerinden yapılan ihalelere Van’dan, Diyarbakır’dan, memleketin dört bir yanından ihalelere giren her firmanın işyerini gidip kontrol etme zorunluluğu yok. İhale yetkilileri neye bakar? Devletin verdiği onaylara, vergi numarasına, EKAP kaydına, yeterliliğine bakar.
Görüyorsunuz ya; her konuştukları; Asılsız, uydurma, asparagas ve dedikodu içerikli. İstanbul, Ankara ve tüm illerdeki belediyelerimize yapılan karalama taktikleri hep aynı ve hiç değişmiyor. Bu geçmişten kalma FETÖ taktikleriyle, el altından basına yalan haber servis ederek halkı İzmit Belediyesi ve Sayın Hürriyet’e karşı kışkırtma çabaları artık meyve vermiyor. Sırf Fatma Kaplan Hürriyet başarılı olmasın takıntınız yüzünden insanların gurur ve itibarlarına daha fazla zarar vermeyin. 3 yıldır tüm bu iftira, fitne, fesat, ayrıştırma siyasetinin itibar görmediğinin artık farkına varın. Sabahlara kadar hakaret edin, iftira atın, siyasi ahlaka yakışmayan dedikodu üreten kelimelerle iftira dolu cümleler kurun, fitne peşine düşün, hakaretler edin ama bu küçük siyasetinizin küçük bir versiyonu olmaktan öteye asla geçemeyecektir. Seçimlerde de sürdürdükleri bu iftira siyasetlerini HATIRLA GAZETESİ isimli paçavraya taçlandırmış, maksatlarını o zamandan ortaya koymuşlardı. Ancak halk o zaman da bu yaptıklarının cevabını vermişti. Bugün bu konuda hala dersini alamayanlara cevabını biz değil yine halk veriyor. Vermeye de devam edecek.
“Aradığınızı bulmak istiyorsanız dönün aynaya bakın”
37 milyonluk yürüyüş yolu işini adrese teslim yapan zihniyeti anlıyoruz. ‘Sayıştaycılar saçmalıyor, bunu davet usulü yapmak ahmaklıktır’ diyen zihniyeti de anlıyoruz. Kendi bakanlarının kendi şirketinden bakanlığına dezenfektan satan zihniyetin, seçime 3 gün kala 1. derece yakınlarını bir gecede İzmit Belediyesi’ne memur yapan zihniyetin temsilcileri bunlar. Yandaşlar, vakıflar üzerinden yurt dışına aktarılan milyon dolarlar, Man adası olaylarını bu ülkeye yaşatanlar, bir gecede yandaş şirketlerin milyonluk vergilerini silen zihniyet temsilcilerinin bize iftira atmasındaki amaçlarını, ayrıştırıcı ve kavgacı tutumlarını anlıyoruz. Ama bize bunları sormak için önce kendi ellerinin temiz olması gerekiyor. Aynı soruları kendi belediyelerine de sorabilmeleri gerekiyor. Bakın bize sormasınlar demiyoruz, tabi ki sorsunlar ama kendi doğruları ve siyasi alışkanlıklarından dolayı kafalarının arkasında oluşan hislerle ya da siyaseten zarar vermek için değil, halkın, kamunun hakkını savunabilmek için sorsunlar.
“Tutuş’un her iddiası doğruymuş gibi yapmayın”
Buradan birkaç kelime ile yerel basın emekçilerimize de seslenmek istiyorum. Sayın Tutuş’un her iddiasını gerçekmiş edasıyla, kalın puntolarla manşetlere taşırken iftiraya uğrayan şirketin, ‘Bu iddialar mesnetsiz ve hayasız iddialardır” açıklamasına da yer verin. Çünkü adalet bunu gerektirir”
