“Sendikal haklar bir demokrasi sorunu, siyasal sorun”

Gebze’de sendikal hakları için mücadelelerinin 138 gününü geride bırakan Pulver Kimya işçilerine Emek Partisi (EMEP) Genel BaÅŸkanı Ercüment Akdeniz tarafından ziyaret gerçekleÅŸtirildi. Akdeniz’e ziyaretinde EMEP Gebze Ä°lçe BaÅŸkanı Yusuf Akar, EMEP Darıca Ä°lçe BaÅŸkanı Orhan Kaya ve parti üyeleri de eÅŸlik etti. Heyeti Petrol-Ä°ÅŸ Gebze Åžube BaÅŸkanı Eyüp Akdemir, Petrol-Ä°ÅŸ Gebze Åžube BaÅŸkan Yardımcıları Åživan Kırmızıçiçek ve Dönmez Aytekin ile beraber Pulver Kimya işçileri karşıladı.

Ziyarette konuÅŸan EMEP Genel BaÅŸkanı Ercüment Akdeniz, iktidarın patronlar için anayasal hakları tanımadığını söyledi. Anayasanın sürekli bir biçimde ihlal edildiÄŸini aktaran Akdeniz, “Sendikalarda örgütlenmek, grev yapmak neredeyse deveyi hendekten atlatmaktan daha zor. Ama siz toplu sözleÅŸme hakkı için, yetki almak için, sendikalaÅŸmak için mücadele ediyorsunuz. BaÅŸaracaksınız. Ben buna inanıyorum. Zaten önemli bir aÅŸamaya gelinmiÅŸ. Ama bunu baÅŸarıp içeriye girdiÄŸinizde bu sefer grev yasakları gibi engeller de çıkabiliyor. Onun için bu uzun bir yol. Tabii bu bölgede gerek Gebze’de olsun, gerek Kocaeli’de olsun ciddi bir çaba var. Sürekli bir biçimde yeni üye kayıtları, yeni iÅŸyerlerinde yetki alınması… Bu durum Türkiye işçi sınıfına moral oluyor. Bunları arttırmak gerekiyor. En güzeli de işçinin işçiyi örgütlemesi. Zaten buralarda böyle bir gelenek var. Bir fabrikada işçiler baÅŸarmışsa hatta yenilmiÅŸse bile bir baÅŸka fabrikada işçi arkadaÅŸlarını sendikalara üye yapıyorlar. Sendikal örgütlenmeyi büyütüyorlar. Sendikal haklar ve özgürlükler meselesi bir demokrasi sorunu. Türkiye’nin özgürlüğü meselesi. Aslında aynı zamanda siyasal bir sorun bu. Nasıl bir ülkede yaÅŸayacağımızla da ilgili bir sorun” dedi.

Asgari ücret tartışmalarına deÄŸinen Akdeniz, “Bütün gözler asgari ücrette, herkes oraya kitlenmiÅŸ durumda. Ama işçi arkadaÅŸlara sorarsak ‘Ne verirlerse versinler, zamlar durdurulmadıktan sonra çok da bir anlamı olmuyor’ cevabını alıyoruz.  Üç ay sonra bu para pula dönüyor. Çoluk çocuk yine periÅŸan, ev halkı yine periÅŸan. Böyle bir tablo var. Bizim ÅŸimdi söylediÄŸimiz ÅŸey ÅŸu; insanca yaÅŸamak, insanca çalışmak bütün işçi sınıfının hakkı. Ekonomi büyüyor diyorlar, bankaların karlarını görüyorsunuz. Åžirketlerin karlarını, patronların kazançlarını görüyorsunuz. İşçilerin kazançları ise sürekli olarak aÅŸağı doÄŸru iniyor” diye konuÅŸtu.

“NÄ°YE ANAYASAYI İŞÇİLER YAPMIYORSUNUZ?”

Siyasetin gündemine de deÄŸinen Akdeniz, “Bu hafta meclise bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi önerisi geliyor. Åžimdi onunla tartıştıracaklar Türkiye’yi. Ailenin deÄŸerlerinin durumu ne olacak, başörtüsü ile ilgili durum ne olacak? Yani önemli oranda çözülmüş meseleleri yeniden yeniden önümüze getiriyorlar. Toplumsal kutuplaÅŸma bu tartışmalar ile derinleÅŸiyor. Bizim derdimiz Alevisi, Sünnisi, Türk’ü, Kürt’ü ile bütün işçilerin, bütün emekçilerin, insanca çalıştığı bir ekmek davası. Niye siz anayasayı işçiler çin yapmıyorsunuz?, niye işçiler için tartışmıyorsunuz?. Anayasa taslaklarını da gördük. Ä°ktidarın da gördük, muhalefetin de gördük. Ä°ki bloktan bahsediyorum. Anayasa taslaklarında bakıyorsunuz, bir sürü ÅŸey yazıldı çizildi.

AKP döneminde yüzün üzerinde madde deÄŸiÅŸtirildi. Anayasanın kökü deÄŸiÅŸti mi deÄŸiÅŸmiyor. Yamalı bohçalarla anayasa düzelmiyor. Bu anayasanın demokratik bir anayasa olması için önce işçinin emekçinin hakkını güvence altına alması gerekiyor. Bunun baÅŸka yolu yok. Anayasalarda bir sürü hak veriyorlar. ‘Grev hakkındır ama milli güvenlik sorunu olursa ben o grevi yasaklarım’ diyor. Ne anladım ben o haktan. Bu milli güvenliÄŸi hep işçiler mi tehdit ediyor. İşçi nasıl tehdit ediyor? Sen ‘yerli’ diyorsun ‘milli’ diyorsun bu işçiler senin vatandaÅŸların, senin yurttaÅŸların. Yerli milli diyorsan önce onlar var. Önce onların hakları var. Ama patronların hakları için, talepleri için grevler yasaklanıyor” diye konuÅŸtu.