Okuyan’dan seçim açıklaması

TKP’nin geçtiğimiz hafta yaptığı sola artan ilgiyi seçimlerde solun sesini büyütmeye dönük çağrısının sonuçlarını değerlendiren Okuyan, sosyalizmin sesinin geniş halk kitlelerince duyurulması için tarihsel bir fırsatın kaçırıldığını belirtti. Parlamento seçimleriyle ilgili Emek ve Özgürlük İttifakı içerisindeki partiler arasında kamuoyuna yansıyan tartışmalarla ilgili de yorumda bulunan Okuyan, Türkiye sosyalist hareketinin kendine ait bir hat çizmesinin bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

Sosyalist Güç Birliği’nin seçimlerde nasıl bir yol izleyeceğine de açıklık getiren Okuyan, ittifak içerisindeki partilerin parlamento seçimlerine kendi adlarıyla katılacağını belirtti. TKP’nin adaylarını geçen yıl yaptığı halk toplantılarıyla belirlemeye başladığını söyleyen Okuyan, “Daha seçim tarihi henüz belli değilken adaylarımızın mahallelerde, fabrikalarda, iş yerlerinde çalışmaya başlamasını istiyorduk. Çünkü milletvekilleri bizim için halkın temsilcileridir. Halkın temsilcileri yalnızca parlamentoda, seçimlerde görev yapmaz. Biz milletvekilliğini bir meslek olarak görmüyoruz. Bu karşılıklı olarak hem milletvekili adaylarımızın partiyi, hem de partinin adayları daha yakından tanıdığı bir süreç anlamına geliyordu bizim için.” sözleriyle TKP’nin seçimlere yaklaşımı ifade etti.

Seçimlere ilişkin tavrını açıklayan TKP’nin Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermesinin TKP’nin siyasetiyle çelişip çelişmediği sorusuna yanıt veren Okuyan, TKP’nin 2018 genel seçimlerindeki boykot kararını ve 2019’daki yerel seçimlerde İBB seçimlerinin tekrarında aldığı pozisyonu değerlendirerek söze başladı. Bugün gelinen noktada Erdoğan’ın muhtemel adaylığı karşısında boykot örgütlenmesinin de seçenekler arasında olduğunu söyleyen Okuyan, “Toplumda buna dönük en ufak bir enerji yaratılabileceğini gözlemleseydik bu yolu tercih ederdik.” dedi. Kılıçdaroğlu’na oy çağrısı yapmalarını açıklarken söze Millet İttifakı’na yönelik görüşlerini açıklayarak söze başlayan Okuyan, şöyle devam etti:

“Millet İttifakı sömürü düzeninin devamını temsil ediyor. Kendi mutabakat belgelerinde hiç geçmeyen kavramlardan biri laikliktir, en az AKP kadar laiklik karşısında konumlanmıştır. NATO’cudur, ABD ve diğer emperyalist ülkelerle yakın işbirliğini savunur. Bunların tartışılır bir yanı yok. İttifak içindeki bazı siyasetçiler farklı düşünüyor olabilir ama biz ortaklaştıkları noktalara bakarız. Ama 20 küsür yıldır AKP iktidarda. TKP parti olarak iktidarı merkeze koyuyor, biz iktidarı hedefliyoruz dolayısıyla ilk muhatabımız iktidardaki partidir. Ayrıca TKP başından beri herhangi bir iktidar partisi olmadığını, çok tehlikeli olduğunu söylüyor. Başından beri AKP’yle mücadelemizi sürdürüyoruz. AKP yıllardır iktidarda ama toplumda bir yerleşiklik kazanmakta zorlanıyor. Dolayısıyla AKP’nin gidecek olmasının başlıca sebebi toplumdaki AKP karşıtı dirençtir. Bazı kesimler bu tepkileri sokaktan, toplumsal hareketlerden çalıp, kitlesel hareketlerin katılımını azaltıp, düzen içi bir mecraya çektiler, sandığa kilitlediler. Ve Millet İttifakı bunun üzerine kuruldu. Biz bununla da uzun bir süredir mücadele ediyoruz. Ama öte yandan bu toplumu çok hassas bir noktadan yakaladırlar: Erdoğan yorgunluğu… Şu anda toplumun geniş bir kesiminin bir tabusu haline geldi Erdoğan’ın gitmesi. TKP olarak bu duyguyu paylaşıyoruz. TKP eğer bu duygudan bu zaman kesitinde başka bir alternatifi çıkarabilseydi çok başka olurdu ama ne yazık ki bunun zemini yok. Ayrıca Erdoğan gitsin diyen kesimin önemli bir bölümü Millet İttifakı’nın da ne olduğunun farkında.”

Parlamento seçimlerinde TKP’ye oy çağrısı yapan Kemal Okuyan, “Seçimlerden umudu ve çareyi artıracak bir enerjiyle çıkmamız gerek.” dedi. Depremde TKP’nin topluma bu ülkenin partisi olduğunu gösterdiğini söyleyen Okuyan, savunduğumuz değerlerden ödün vermeden, güçlenerek, örgütlenerek ve halkın desteğini alarak ülkede siyasal dengeleri değiştireceğini söyledi.

TKP Genel Sekreteri Okuyan’ın seçim sonrasına dair de değerlendirmelerde bulunduğu programı TKP’nin youtube kanalından izleyebilirsiniz.