“Bir bütün olarak faşizme karşıyız”
Emek ve Özgürlük İttifakı, faşizmin tonları arasında bir tercih yapmaya yöneldi
Emek ve Özgürlük İttifakı, 22 Mart’ta yaptığı açıklamada, 14 Mayıs’ta
yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceklerini açıkladı!
Desteklenecek adayın ismi açıklanmadı, fakat “Tek adam yönetimine karşı
tarihsel sorumluluğumuzu yerine getireceğiz” söylemi ile Kemal
Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesinin işareti verildi. Bu aslında HDP’nin
ve onun kuyruğuna takılan örgütlerin ehven-i şer siyaseti sonucu bastan
belli idi.
HDP, EMEP, EHP, TÖP, TİP ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan oluşan
Emek ve Özgürlük İttifakı, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday
çıkarmayacağımızı deklare ediyoruz” açıklaması ile AKP/MHP, “saray
faşizmi”nin geriletilmesi adına Millet İttifakı’nın kuyruğuna
takıldılar. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın iktidar dalaşında,
Cumhur İttifakı’ndan özde bir farkı olmayan Millet İttifakı’nın
kuyruğuna takılmak, işçi sınıfının ve emekçilerin sınıf çıkarlarına
terstir. Emek ve Özgürlük İttifakı, Kuzey Kürdistan-Türkiye’de, faşizmin
tonları arasında bir tercih yapmaya yönelmiştir. Emek ve Özgürlük
İttifakı, faşizmin bir biçimini, bir başka biçimine tercih etmiştir. Biz
sadece AKP/MHP faşizmine değil, bir bütün olarak faşizme karşı
çıkıyoruz.
Faşizm, burjuvazinin bir yönetim biçimidir. Kuzey Kürdistan-Türkiye’de,
Millet İttifakı da iktidara gelse, uygulayacağı faşizmdir. Cumhur
İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki mücadele, faşizm ile burjuva
demokrasisi arasındaki bir mücadele değildir. Genişletilmiş Parlamenter
Sistem ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasında da özde bir fark
yoktur. Her iki sistem de burjuvazinin yönetim biçimidir. Kendilerine
Sol, devrimci, komünist sıfatlarını yakıştıranların faşizm tonları
arasında bir tercihe yönelmeleri utanılacak bir durumdur.
Kötülerin içinde iyi olarak değerlendirilenin kuyruğuna takılma
siyaseti, kesinlikle devrimci, sosyalist, komünist bir siyaset değildir.
Bu siyasetle işçi sınıfı ve emekçi yığınlar hiçbir zaman burjuvazinin
kuyruğu olmaktan kurtulamaz. İşçi sınıfı ve emekçi yığınlar, hâkim
sınıfların iktidar dalaşında taraf olacak yerde, kendi iktidar
mücadelelerini, hâkim sınıfların düzenini devrimle yıkarak, yerine kendi
iktidarlarını kurma mücadelesini yürütmelidir!
Devrimcilik, solculuk, sosyalistlik vb. adına işçileri, emekçileri,
Millet İttifakı’nın kuyruğuna takmaya çağrı yapanlar, hâkim sınıfların
seçim sahtekârlığına ortak oldular. Emek ve Özgürlük İttifakı, “15 Mayıs
sabahına umutla” uyanacaklarını açıklıyor! 15 Mayıs’ta güya AKP/MHP
iktidarı, “saray faşizmi” yıkılacak, “demokratik değişim” sağlanacaktır!
Emek ve Özgürlük İttifakı, halk yığınlarının devriminden ümidini kesmiş,
bağımsız olarak siyaset yapmayı bir kenara bırakmış, siyaseti hâkim
sınıfların kendi aralarındaki iktidar dalaşında, Millet İttifakı’nın
kuyruğuna takılarak yapacağını açıklamıştır.
Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın iktidar dalaşında, bu dalaşın
yanlarından birini tercih etmek, gerçekte işçi sınıfının ve emekçilerin
sınıf çıkarlarına terstir. Bu tercih, veba ile kolera arasındaki tercihe
benzer. İkisi de birbirinden berbat olan hastalıklardır.
İşçiler-emekçiler, dincilerle kemalistler arasında tercih yapmak,
kendilerine ehven-i şer görünenin kuyruğuna takılmak zorunda değildir.
Hâkim sınıflar arasındaki iktidar mücadelesinde, bir tarafın kuyruğuna
takılmak komünistlerin işi değildir. Komünistler ve gerçek devrimciler
hâkim sınıfların faşist devletini işçi sınıfı önderliğinde demokratik
devrimle yıkmayı önlerine görev olarak koymuştur. Umut, 15 Mayıs
sabahında değil, umut, işçilerin, emekçilerin sosyalizme gidecek yolu
açacak olan işçilerin-köylülerin devrimci demokratik iktidarındadır.
İşçiler-emekçiler açısından Kuzey Kürdistan-Türkiye’de görev, tüm
milliyetlerinden işçileri, köylüler, emekçileri, tüm ezilenleri devrim
için hazırlanmak, örgütlenmek, mücadele etmektir. İşçiler, emekçiler,
kuyrukçu siyaseti reddetmeli, devrimci tavır takınmalı, devrim için
örgütlenme ve mücadeleyi yaşamlarının merkezine koymalıdır.
Cumhur İttifakı’na da, Millet İttifakı’na da hayır!
Ne Erdoğan, Ne Kılıçdaroğlu!
İsçilerin emekçilerin kendi iktidarı için devrim mücadelesi.
Biz halklarımızı 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanmamaya çağırıyoruz!
Sandığa gidenleri geçersiz oy kullanmaya çağırıyoruz!
Bütün Devrimci Sol’a da çağrımız, egemenlerin iktidar dalaşının parçası
olmamalarıdır.