Türkiye Komünist Partisi, 9 Nisan Pazar günü saat 15.00’te Ankara Atatürk Spor Salonu’nda “Büyük Halk Buluşması-TKP Hakkında Her Şeyi Anlatıyoruz” başlığıyla bir buluşma gerçekleştirecek.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, 9 Nisan buluşması öncesi deprem bölgesindeki tablo, TKP’nin bölgedeki çalışmaları, seçim dönemindeki adaylık tartışmaları ve 9 Nisan buluşmasına ilişkin sorulara yanıt verdi:
Türkiye bir seçim atmosferine girmiş bulunuyor. Ancak bu seçimde atmosferin çok canlı olmadığı görülüyor. Nitekim, Meclis partileri deprem gerekçe gösterilerek açık hava mitingi yapılmayacağını da açıklamışlardı. Bu durum nasıl değerlendirilmeli? Seçimde toplumda siyasi bir enerjinin yükselmesi istenmiyor mu?
Konunun kuşkusuz depremle ilgili bir yanı var. Deprem bölgesinde yurttaşlarımızın yaşam koşullarında en küçük bir iyileşme olduğunu söylemek mümkün değil. Depremin üzerinden süre geçtikçe yeni sorunlar ekleniyor. Barınma, su, yemek gibi başlıklara ekonomik zorluklar eklendi. Bölgede zaten yaygın bir yoksulluk vardı, depremle birlikte birçok işyeri kapandı, tarım ve hayvancılık darbe yedi, işsizlik had safhada. Depremden sağ kurtulan yurttaşlarımız hayatlarını yeniden kurmak gibi son derece maliyetli bir sürecin içine girdiler. Göz boyama, oy avcılığı ve ucuz polemik üzerine kurulu bir siyaset tarzının deprem bölgesinde karşılığı zaten yok. Düzen partileri ne yapacak deprem bölgesinde?
TKP ne yapıyor? TKP deprem bölgesinde çok sayıda semt evi açtı, açmaya devam ediyor.
TKP deprem bölgesinde başından beri dayanışma yürüttüğü noktalarda faaliyetlerini sürdürüyor. Dayanışmanın içeriği zaman içinde değişti. İki aydır hâlâ kimsenin uğramadığı mahalle ve köyler mevcut. Buralarda özellikle çocukların eğitim ve sağlıkla ilgili çok ciddi sorunları var. Temiz su çok ciddi bir ihtiyaç. Partili arkadaşlarımız ve dostlarımız bu ve benzer başlıklarda yurttaşlarımızla birlikte çözüm üretiyor. Zaten bütün bu merkezlerin olduğu yerleşimlerde bizim kendi üyelerimiz de var. Bunlara konusunda uzman arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Bunlar arasında söz konusu köy ve mahallelere yerleşmeye karar veren TKP’lileri de sayabiliriz. Bu dayanışma merkezlerini kalıcı semt ya da köy evlerine dönüştürüyoruz.
‘Dayanışmayı ve varlığımızı kalıcı ve daha güçlü hale getiriyoruz’
Hasarsız bina bulabiliyor musunuz?
Bazı semt evleri, mahallelinin TKP’nin kullanımına verdiği sağlam ya da az hasarlı binalarda açıldı. Bazı dostlarımız arsalarında çadır ya da konteynır yerleştirmemize izin verdi. Biz parti ofisi açmıyoruz. Dayanışmayı ve varlığımızı kalıcı ve daha güçlü hale getiriyoruz.
Peki TKP deprem bölgesinde seçim çalışması yapmıyor mu?
Tekrar ediyorum, TKP semt evi ya da köy evi açtığı ya da açacağı yerlerde dışsal bir güç değil. Zaten oradayız. Dayanışma sürüyor, yurttaşlarımız yaşadıkları zorluklara rağmen elbette siyaset tartışıyor. Bölgede büyük bir öfke ve endişe var. Biz bunu umuda ve yaşam sevincine dönüştürmeye çalışıyoruz. Geleneksel ya da bilinen anlamda siyaset yapmıyoruz.
‘Bu tuzağa karşı direnmek zorundayız’
Tekrar baştaki soruya dönecek olursak, seçim atmosferinin cansızlığının yalnızca depremle ilgili olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hayır, bunu söyleyemeyiz. Salgın bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toplumsal alışkanlıklarda değişiklik yarattı, insanlar içe kapandı. Buna ek olarak ekonomik zorluklar hareket etmeyi zorlaştırıyor. Ama temel neden, siyasetin medya ve sosyal medyaya sıkıştırılması, gerçek hayattan koparılması. Bu bilinçli bir çabanın ürünü. Halkın siyaset yapmasının önüne geçilmesi, edilgenleşmesi için uğraşıyorlar. Sosyal medyaya bakarsanız bayağı canlı bir atmosfer var. Bir kısım “sol” da bunu sevdi ve buradan besleniyor. Bu sokağa yansımıyor. Bu tuzağa karşı direnmek zorundayız.
‘Seçimler ünlü kişiler, ucuz polemikler ve aritmetik hesaplara sıkıştırıldı’
Haliyle bu atmosferde temel politikalar, sorunlara yaklaşım ve halkın ihtiyaçlarını karşılayacak gerçek çözümler konuşulmaz oluyor, gündem adaylara ve milletvekili listelerine sıkışıyor…
Elbette. Program yok, doğrultu yok. Popüler isimler etrafında bir tartışma yürüyor. Seçimler ünlü kişiler, ucuz polemikler ve aritmetik hesaplara sıkıştırıldı. Ancak düzen partilerini belli bir vadede büyük bir hayal kırıklığı bekliyor. Yoksul halk kesimlerinde, emekçiler arasında duygusal bir kopuş başladı.
TKP hem seçimde aldığı tavır ile hem de aday profili ile diğer partilerden ayrılıyor. TKP, adaylarını temsil ettikleri değerler ile birleştiren ve halka bu değerleri taşıyan bir çalışma yürütüyor. TKP’nin bu tercihinin nedeni nedir?
Biz depremden önce komünizmin temel aldığı değerleri öne çıkarmıştık. Eşitliğin neden en gelişkin insani değer olduğunu, sömürünün neden en derin ahlaksızlık anlamına geldiğini vurgulamıştık. Deprem, paranın saltanatının, patron egemenliğinin ve din istismarcılığının ne kadar büyük bir ahlaki yıkım ve vicdani çürüme yarattığını gösterdi. Komünistler en gelişkin insani değerleri savunuyorlar. Eşitlik, kardeşlik, dayanışma… Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: En muhafazakar yerleşimlerde bile TKP’nin temsil ettiği ahlak ve savunduğu sınıfsız-sömürüsüz toplum fikrine dönük bir sempati ve ilgi oluştu. Biz buradan devam edeceğiz.
9 Nisan’da Ankara’da büyük buluşma
TKP 9 Nisan’da Ankara’da “Büyük Halk Buluşması”na çağrı yaptı. Buluşma seçim öncesi sadece bir milletvekili aday tanıtım toplantısı biçiminde mi kurgulandı?
Milletvekili adaylarımızın tamamı orada olacak. Ancak daha fazlası var. TKP seçim sürecine ve Türkiye’nin gerçeklerine ilişkin yeni değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşacak. Türkiye çok yıkıcı bir deprem yaşadı. Siyasi, ideolojik, kültürel dengeler altüst oldu. TKP bütün bu sarsıntılara en hızlı yanıt üreten partidir. Ülkemizin ve halkımızın bir daha enkaz altında kalmaması için, bir daha depremde, selde, salgında, ekonomik krizde çaresizlik hissetmemesi için, bağımsız bir ülke, laik bir siyasal sistem, toplumcu-devletçi-planlı bir ekonomi, eşitlikçi bir düzen kurmak için yol haritamızı açıklayacağız. Tüm yurttaşlarımızı 9 Nisan saat 15’te Ankara Atatürk Spor Salonu’na bekliyoruz. |