İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Miguel de Cervantes’in aynı ismi taşıyan romanından seçilmiş bazı bölümlerden esinlenilerek bale sahnesine taşınan Don Kişot balesini, 19 Nisan akşamı AKM – Türk Telekom Opera Salonu’nun muhteşem atmosferinde gerçekleştirdiği temsille yeniden seyircisi ile buluşturdu.
Ludwig Minkus’un bestesiyle Marius Petipa tarafından ilk kez 1869 yılında Moskova’da Bolşoy İmparatorluk Tiyatrosu’nda sahnelenen eser, müziklerindeki melodi zenginliği, İspanyol kültürünün renkli ve heyecan verici etkisinin uyumlu birlikteliği ile klasik bale dünyasının en pırıltılı ve ihtişamlı eserlerinden biridir. Yüksek seviyedeki bale tekniğiyle dünyaca ünlü toplulukların repertuvarlarında değişmez bir yeri olan ve baleseverlerin yoğun ilgisini çeken Don Kişot’u Ayşem Sunal Savaşkurt sahneye koyuyor.
Orkestra şefliğini Roberto Gianola’nın, Dekor Tasarımını İsmail Dede’nin, Kostüm Tasarımını Gizem Betil’in, Işık Tasarımını ise Önder Arık’ın yaptığı eserde Kitri’yi Berfu Elmas, Basillio’yu Çağatay Özmen, Don Kişot’u Alkış Peker, Sancho Panza’yı Ürün İndere, Gamache’ı M.K.Onur Tunay, Lorenzo’yu Kerem Kuraner, Espada’yı M.Nuri Arkan, Mecedes’i Melike Manav, İki Arkadaş’ı Merve Topaldemir ve Zeynep Güçoğlu, Rüya Kraliçesi’ni Berin Kocabaşoğlu, Amor’u Ayça Anıl, Çeribaşı’nı Can Bezirganoğlu, Çingene Kadın’ı Zuhal Karaca ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları dans ettiler. Sanatseverlerin ayakta alkışladığı Don Kişot, 20 Nisan akşamı ve Mayıs ayında gerçekleşecek iki temsil ile yeniden AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda izleyicilerle buluşacak.
Detaylı bilgi için https://akmistanbul.gov.
Eserin Konusu
Orta Çağ şövalye hikayelerine saplantı derecesinde meraklı olan Don Kişot, gezgin bir şövalye olmaya karar verir ve yaveri Sancho Panza ile birlikte şehre doğru yola çıkar. Hayalinde aşkını kazanmak istediği Dulcinea vardır.
Hancı Lorenzo, kızı Kitri’yi zengin Gamache ile evlendirmek istemektedir. Oysa Kitri, Basilio’yu sevmektedir. Bu sırada Don Kişot ve Sancho Panza şehre gelir. Don Kişot Kitri’yi görür görmez, en sonunda Dulcinea’yı bulduğunu düşünür. Meydandaki şenliğin ortasında Kitri ve Basilio, arkadaşları Espada ve Mercedes’in yardımıyla oradan kaçmayı başarır. Don Kişot ve Sancho Panza da onları takip eder. Gamache ve Lorenzo da vakit kaybetmeden çiftin peşine düşer.
Don Kişot ve Sancho Panza kaçan çiftin bir çingene kampına sığındığını keşfeder. Herkes gecenin romantik atmosferinin etkisindedir. Don Kişot hayallere dalar ve Kitri’nin aslında Basilio’yu sevdiğini anlar. O sırada birden fırtına kopar. Don Kişot bir yel değirmenine saldırır; onu bir canavar olarak algılamıştır. Ancak bu çarpışmanın sonunda sefil bir halde yere yığılır ve kendinden geçer.
Don Kişot büyülü bir rüyaya dalar ve gözünün önünden olağanüstü güzellikte görüntüler geçer. Kitri’yi gene Dulcinea olarak görür. Şafağın sökmesiyle Çingene Kampı’ndan kaçan Kitri ve Basilio’yu Sancho Panza fark eder ve hemen Don Kişot’u uyandırır. O sırada kampa varan Lorenzo ve Gamache onlara Kitri’yi sorar. Genç aşıklara sempatiyle bakan Don Kişot, Lorenzo ve Gamache’ı kasıtlı olarak yanlış yönlendirir. Ancak Sancho Panza ikiliye bilinçsizce doğru yolu gösterir.
Kitri ve Basilio her ne kadar saklanmaya çalışsa da, sonunda yakalanır. Lorenzo, kızından Gamache’ın ilgisine karşılık vermesini ister. O sırada Basilio sahte bir “intihar” sahnesi yaratır. Kitri bunun bir oyun olduğunu anlayınca, Don Kişot’a Basilio ile evlenmek istediğini söyler ve konuyla ilgili Lorenzo’yu ikna etmesini rica eder. Bir anda Basilio “hayata” döner! Düğün hazırlıkları için herkes coşkuyla oradan ayrılır. Halk çiftin evliliğini kutlamaktadır. Don Kişot da çiftin evlenmesinden dolayı mutludur. Onlara samimi bir biçimde veda ederek, yeni maceralara doğru yola koyulur.