Tahliye edilmediği her bir gün Anayasa’nın ihlali demek
14 Mayıs seçiminde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Avukat Can Atalay için yapılan tahliye başvurusunun üzerinden 11 gün geçti.
Yargıtay’ın olumlu veya olumsuz herhangi bir karar vermediğini belirten Atalay’ın avukatı Deniz Özen, “Bizim yasal düzenlemelerimiz çok açık. Ayrıca Türkiye’de daha önce de çok sayıda milletvekili için benzer durumlar yaşandı. Dolayısıyla buna ilişkin yerleşik bir içtihadımız var” dedi.
“Yargıtay’ın içtihadı çok açık”
bianet’e konuşan Av. Deniz Özen, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu, Leyla Güven, Mustafa Balbay kararlarını hatırlattı, Yargıtay Ceza Kurulu’nun Cumhuriyet Davası’yla ilgili 2022’deki bozma kararına vurgu yaptı:
“Bu karar şu açıdan kritik: Yargıtay, ‘Milletvekili seçildiği an itibariyle Ahmet Şık yönünden dava durdurulmalıydı’ dedi ve bunu bir bozma gerekçesi yaptı.
Hem Anayasa Mahkemesi kararları hem de Yargıtay’ın içtihadı çok açık; Anayasa’nın 83. maddesi doğrultusunda, bir kişi eğer milletvekili seçildiyse, seçilmeden önce ya da sonra işlediği bir suç nedeniyle sorgulanamaz, yargılanamaz, tutuklanamaz.
“Yapılması gereken çok basit”
“Dolayısıyla burada hakimin takdir yetkisine bile gerek yok” diyen Avukat Özen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kararlar bunu da özellikle vurguluyor. Yapılması gereken çok basit: Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Tahliye edilmediği her bir gün Anayasa’nın ihlali anlamına geliyor.”
Ne olmuştu?
Gezi Davası’nda yargılanan Avukat Can Atalay’a, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla 25 Nisan 2022’de 18 yıl hapis cezası verildi, İstinaf Mahkemesi’nin 28 Aralık 2022 tarihinde verilen mahkûmiyet kararını onamasından sonra karar temyiz edildiğinden dava dosyası Yargıtay’a gönderildi.
Av. Can Atalay, 14 Mayıs seçiminde 75 bin 720 oyla TİP Hatay Milletvekili seçildi.
25 Mayıs’ta mazbatası avukatı tarafından alınan Av. Can Atalay için aynı gün UYAP üzerinden ve 26 Mayıs’ta doğrudan Yargıtay’a tahliye başvurusunda bulunuldu.
“Meclis’in kararı olmadıkça tutuklanamaz”
Atalay’ın avukatları, TBMM tarafından milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması kararı verilmeden yargılamaya devam edilemeyeceğini belirterek, Yargıtay’dan yargılama bakımından durma kararı verilmesini ve Atalay’ın tahliye edilmesini talep etti.
Tahliye talebi dilekçesinde avukatlar, Anayasa’nın 14’üncü (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması), 67’nci (Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları) ve 83’üncü (Yasama dokunulmazlığı) maddelerine atıfta bulundu.
83’üncü maddedeki “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” ibaresine vurgu yapan avukatlar, Atalay’ın durumunun, dokunulmazlık konusunda belirleyici olan Madde 14’e de aykırı olmadığını savundu.
AYM’nin emsal kararları var
Dilekçede ayrıca, Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verilen Anayasa Mahkemesi kararlarına dikkat çekildi.
Atalay’ın avukatları, emsal nitelikteki bu kararların yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişiler açısından ‘bağlayıcı ve yol gösterici’ olduğunu belirtti.
Can Atalay’ın yargılama boyunca kaçma olasılıkları bulunmadığını ve tüm duruşmalarda diğer sanıklarla beraber hazır olduğunu hatırlatan avukatlar, Atalay’ın milletvekili seçildikten sonra da hiçbir şekilde kaçma, delilleri karartma ve benzeri riskleri sürdürmesi hali olmadığını da vurguladı.
“Esir tutulduğu için yemin edemiyor”
2 Haziran’da TBMM’deki 28. Dönem yemin töreni öncesi Atalay’ın ailesi ve yoldaşları, #CanAtalayaÖzgürlük etiketiyle sosyal medya kampanyası yaptı.
Aynı gün TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve Av. Bülent Akbay tarafından Can Atalay’ın TBMM’ye kaydı yapıldı.
TİP İstanbul Milletvekili Kadıgil, yemin töreninde Atalay’ın ismi okunduğunda “Silivri’de esir tutulduğu için şu anda yemin edemiyor” diye yanıt verdi.