Güncel
Gebzeli işçiler OVP’yi tartıştı
Evrensel Gazetesi Ekonomi Yazarı Bülent Falakaoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı söyleşide işçiler Orta Vadeli Plan'ı (OVP) tartıştı
Evrensel Gazetesinin düzenlediği ve farklı iş kollarından işçilerin bir araya geldiği söyleşide işçiler OVP’nin neler getirdiğini bir de Falakaoğlu’ndan dinledi. Falakaoğlu’nun sunumunu ardından söz alan işçiler, bütün bu saldırılara karşı nasıl mücadele edeceklerini tartıştı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ortaya koyduğu ekonomi programında bilgi vererek sözlerine başlayan Falakaoğlu, “Bu ülke acı reçete, kemer sıkma kelimelerini her duyduğunda başına ne geleceğini bilir. Mehmet Şimşek bunu diyorsa bize, emekçilerin sırtına daha fazla yük bindirecek” dedi.
“BENZER TEDBİRLERİ 1994’TE DE GÖRDÜK”
Kamuda uygulanması planlanan tasarruf tedbirlerinin emekçileri kemer sıkma politikalarına ikna etmek için ortaya konan bir reklam kampanyası olduğunu söylenen Falakaoğlu, “Reklamın iki yüzü var. Biri emekçileri ikna etmek, diğer yüzü ise uluslararası sermayeye yüksek garanti vermek. Yani ‘Emekçilerin gelirlerine daha çok el koyacağım, sana garanti veriyorum’ diyorlar dışarıya” dedi. Tasarruf tedbirlerine vurgu yapan Falakaoğlu, “Benzer tedbirlerini 1994 yılında Çiller de açıklamıştı. Benzer durumu o zaman da yaşadık. Çiller de birebir aynı cümleleri kurdu, aynı önlemleri aldı. Devlet tasarruf yapmak istiyorsa köprü, hastane, otoyol gibi geçiş, ücret ve hasta garantisi olan yerlere verilen paraları düşünelim. Mesela Osmangazi Köprüsü… Geçiş ücreti açıldığında 35 dolardı. Hem geçiş garantili hem de dolara bağlı. Bugün ise 55 dolara çıktı. Tasarruf olacaksa eğer, devletin 2024’de almayacağı vergiler var. ‘2 trilyon 210 milyar liralıyı almayacağım’ demiş. Bunlar ne, bunları kimlerden almayacak? Bizim, yani emekçilerin yararına mı? Tabi ki hayır, bu vergileri almama sebepleri sermayeye teşvik” diye konuştu.
OVP’nin diğer saldırılarına dair de söz eden Falakaoğlu, “Güvenceli esneklik dedikleri ve ikna etmeye çalışıtıkları program yarı zamanlı çalışma, evden çalışma, bir gün 12 saat çalışıp diğer gün çalışmama vb. tatlı bir şekilde anlatılıyor. Ama kıdem tazminatı hakkı, emeklilik hakkı, fazla mesai ücreti bu programda kayıp oluyor. 12 Kalkınma Programı dedikleri şeyde bu ülkenin çocukları sözde öğrenci… MESEM’de harçlık ile okul yüzü görmeden fabrikalarda sömürülüyor çocuklarımız” dedi.
ASGARİ ÜCRET ENFLASYONU ARTIRIR MI?
Falakaoğlu enflasyon tartışmaların ve asgari ücret artışına müdahaleye ilişkin ise şöyle konuştu: “Peki enflasyonu artıran ne, ücretlerimiz mi? Merkez Bankası’nın emekçilerin ücretlerinin artmasının enflasyona etkisine dair ‘1.1’ diyor. Yani yüzde 100 arttırılsa bile etkisi yüzde 10, yüzde 11… Peki, enflasyon nasıl düşer? Dolaylı vergiler yüzde 20’ye çıktı. Tümü kalksa, onun yerine devletin ‘Almayacağım’ dediği vergiler tahsil edilse, sermayedarların vergi teşviki kesilse enflasyon düşürebilir.”
“Laflar süslü ama içerik anlattığımız gibi” diyen Falakaoğlu, “Biz toplu sözleşmeler 1994’ü tekrar yaşamamalıyız. Bugün kavga, ‘Asgari ücrete ikinci bir zam olmalıdır, emeklilerin ücreti iyileştirilmelidir’ üzerinden yürütülmelidir. Fabrikaların, bankaların kârları ortadayken enflasyonun bedelini işçiler ödememelilidir, kavgamız bu olmalıdır. Asla gösterdiklerine ikna olmayalım, bu yaz çok daha yakıcı olacak. Yan yana gelelim, mücadeleyi büyütelim” dedi.
“BİRLEŞMEMİZ GEREKİYOR”
Falakaoğlu’nun sunumunu ardından bir petro kimya işçisi söz aldı. “Sorunlarımız aynı ama çözüm nedir, ne yapacağız, onu bulmamız lazım” diyen işçi, “Patronlar bize tehdit olarak bir çok yolu deniyor, kullanıyor. Bizlerin de bu saldılara karşı hazırlanması, bir arada olması gerekiyor. Yan yana durmazsak bizi ezip geçerler, buna izin vermemeliyiz” diye konuştu.
Bir metal işçisi ise, “Biz fabrikalarda çalışarak patronlara kazandırdığımız paraları, büyümenin kimin için, tasarrufu kimin yapacağını konuşmamız lazım. Metal sektöründe 4 ay önce sözleşmemiz bitti. Fabrikamız İlk 10’da. Bugün ben 10 yıllık işçiyim, 9. ayda aldığım para asgari ücretin altında kaldı. Bugün hiçbirimizin iş güvencesi yok. Sağlığımız da çalışma koşullarından kaynaklı tehdit altında. Yani kaybedecek bir şeyimiz yok, o yüzden bulunduğumuz her alanda birleşmemiz gerekiyor” dedi. Daha sonra diğer işçiler de söz alarak sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi. İşçiler saldırılara karşı fabrikalarda, mahallelerde komite kurma, birlik olma kararı aldı.