
Silivri depremininz ardından İstanbul Valiliği ‘‘Okul binaları hasarsız’’ dese de kentteki 4 okul MEB tarafından riskli olduğu gerekçesiyle boşaltıldı. İki kurumun çelişkili açıklamaları dikkat çekerken eğitimciler tepki gösterdi.İstanbul merkezli 23 Nisan’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul’daki okulların durumu ve riski bir kez daha gündeme geldi.
İstanbul Valiliği’nin ‘Okullarda hasar yok’’ açıklamasının aksine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, aksi yönde bir açıklama yaparak 3’ü tarihi olmak üzere toplam 4 okul binasının boşaltıldığını söyledi.
Boşaltılan okulların Fatih Suphi Paşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Silivri Gazi İmam Hatip İmam Hatip Ortaokulu, Üsküdar Halil Rüştü Anaokulu ve Fatih Katip Çelebi İlkokulu olduğu öğrenildi. Eğitimciler, kurumların açıklamasındaki çelişkiye dikkat çekerek “Okulları güçlendirmek ya da yeniden yıkıp yapmak için ne bekleniyor?” sorusunu sordu. TEPKİ ÇEKTİ
Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Çayan Çalık, BirGün’e yaptığı açıklamada, 4 okulun riskli olduğunun neye göre tespit edildiğini sordu. Çalık, “6 Şubat 2023 depreminin ardından yaklaşık 100 okul için boşaltma kararı alınmıştı. Ardından bu okullarla ilgili ya güçlendirme ya da yıkılıp yeniden yapılma süreçleri başlatıldı. Şimdi aradan iki yıl geçmişken, İstanbul’daki 4 okulun depreme dayanıksız olduğu neye göre tespit edildi? Hangi kriterlere göre tarandı, mutlaka açıklanmalı. Madem bu binalar gerçekten depreme dayanıksızdı, o zaman bu zamana kadar eğitim-öğretim nasıl devam etti? İlla bir depremin yaşanması mı gerekiyordu bu önlemlerin yapılması için?” dedi. Valiliğin ve Bakanlığın açıklamasındaki tutarsızlığa kamu yönetimi açısından dikkat çeken Çalık, şöyle devam etti:
“Bu durum, önemli bir soru işareti oluşturuyor. Çünkü bir okulun boşaltılması Valiliğin bilgisi dışında gerçekleşemez. Bu durumda Bakanlık ‘4 okul’ derken tam olarak neyi kastetmiştir? Ayrıca 6,2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle İstanbul’da okulların iki gün süreyle tatil edilmesi de bize bir gerçeği gösteriyor: Okulların gerçekten depreme ne kadar dayanıklı ve güvenli olduğu konusunda ciddi soru işaretleri var. Eğer okullarımız gerçekten depreme hazırsa ve yapısal bir sıkıntı yoksa, o zaman bu tür bir tatil kararı alınmamalı, öğrencilerin güvenli biçimde eğitime devamı sağlanmalıydı. Her olağan dışı gelişmede ilk olarak eğitime ara verilmesine karar verilmesi ayrıca üzerinde durulmasını gerekli kılıyor. Eğer deprem toplanma yeri için okullar tatil edildiyse bu daha büyük bir problem olduğunu gösteriyor. Neredeyse okul ve mezarlıklar dışında toplanacak yer kalmadığının itirafıdır. Ancak tatil kararı alındığına göre, bu hem İstanbul’daki toplanma alanlarının yetersiz olduğunu, hem de kamu binalarının, özellikle okulların, depreme karşı ne kadar hazırlıksız olduğuna dair şüphelerin artmasına neden oluyor. Bu nedenle, kamuoyuna net, tutarlı ve tatmin edici açıklamalar yapılması gerekiyor. Eğitim Sen olarak her doğa olayının felakete dönüşmesinde imzası olanların hesap verdiği bir ülke mücadelesine devam eder
GÜNDEMDE YOKSA BU ISRAR NEDEN?
İktidar kentin nüfusunuartıracak Kanal İstanbul ısrarını sürdürse de Çevre Bakanı Murat Kurum, projesinin gündemlerinde olmadığını iddia etti. Kurum, Arnavutköy’deki konutlara ilişkin “O konutlar ev sahibi olmayan vatandaşlarımızın ev sahibi olması için yapmış olduğumuz bir çalışma. Alan her bir vatandaşımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Araplara veya herhangi bir ülkenin vatandaşına konut satılmış değil” dedi. Bir gazetecinin, Arap ülkelerinde Kanal İstanbul’la ilgili reklam yapıldığını aktarması üzerine Kurum, “O ülkelerde ne reklamı yapılıyor bilmiyorum. dedi. TMMOB de Kanal İstanbul projesine karşı uyararak “Projenin başlangıcından bugüne kadar yürütülen süreç, bilimin ve hukukun sistematik olarak inkâr edilişinin örneği” dedi.