Siyaset

Amini’nin ölüm yıldönümünde mücadelemiz sınırları aşıyor

Mahsa Jina Amini’nin ölüm yıldönümü ile ilgili EMEP tarafından yapılan açıklamada “Türkiye’de ve dünyada yükselen dinci, gerici ve kadın düşmanı politikalara karşı el ele mücadele vermeliyiz” denildi

Emek Partisi (EMEP) tarafından Mahsa Jina Amini’nin ölüm yıldönümü ile ilgili yapılan açıklamada; enternasyonalist dayanışma çağrısı yapılarak; “Türkiye’de ve dünyada yükselen dinci, gerici ve kadın düşmanı politikalara karşı el ele mücadele vermeliyiz haklarımıza sahip çıkmalıyız” denildi.
“KADIN HAREKETİ, ÖĞRENCİ HAREKETİ VE SINIF HAREKETİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU”
Mahsa Jina Amini’nin 16 Eylül, İran’da “baş örtüsünü düzgün takmadığı” gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltındayken katledilmesinin, İran’da kadın hareketi, öğrenci hareketi ve sınıf hareketi açısından önemli bir dönüm noktası olduğu belirtilen açıklamada; “Bu mücadeleci kesimlerin İran rejimine karşı mücadeleyi yan yana yürütmesi, teokratik yapıya karşı mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi de mücadelenin kazanımlarından oldu.
40 yılı aşkın süredir İran’da siyasal İslam’ı tüm toplumu baskı altında tutmak için bir araç olarak kullanan İran rejimi cinayetten, baskıdan ve hatta katliamdan geri durmadı.
Bu süreçte tüm dünyaya sesini duyurmaya çalışan İran halkı “İslam Cumhuriyeti İstemiyoruz”, “Zalime ölüm, ister şah olsun ister molla” sloganlarıyla özgür bir yaşam için çok bedel ödedi ve ödemeye devam ediyor” denildi.
https://hurkocaeli.net/amininin-olum-yildonumunde-mucadelemiz-sinirlari-asiyor/
“İRAN HALKININ MÜCADELESİNİ SELAMLIYORUZ”
“Bizler İranlı kadınların, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Korkmayın, korkmayın biz hepimiz birliğiz” haykırışını duyduk.
Biz İran’da petrokimya işçilerinin, Yedi Tepe Şeker Fabrikası işçilerinin ve farklı iş kollarında işçilerin yükselttiği “İş, ekmek, özgürlük”, “Sırtımız düşmana, yüzümüz sınıfa” sesi duyduk.
Biz İran’da öğrencilerin yükselttiği “Baltaladıkça ölmedik, yeşerdik”, “İşçiler öğretmenimiz, yanlarında dururuz” sloganları duyduk.
Bizler İran’ın Kürdistan ve Belucistan eyaletlerinde ezilen ulusların “uluslar sırt sırta, düşman ortada” sloganlarıyla İran rejiminin halklar arasında ektiği nifak tohumunun kökünü kazıdığını gördük” denilen açıklamada, tüm baskılara rağmen İran rejimine karşı bugün daha birleşik, daha istikrarlı bir halk mücadelesi ortaya koyan İran halkının mücadelesinin selamlandığı vurgulandı.
“TÜRKİYE’DE DE KADIN VE GENÇLERİN GERİCİ UYGULAMALARA KARŞI ORTAK MÜCADELESİNİN ÖNEMİ ARTIYOR”
Türkiye halklarının, işçilerin, kadınların ve gençlerin dini dayatmalara, gerici uygulamalara ve toplumsal hayatı dini saiklerle inşa etmeye karşı ortak mücadelesinin önemini daha da çok hissettiği günlerin yaşandığının altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Türkiye’de tek adam iktidarı ve karanlık ittifakları İran hükümetiyle benzer ideolojiden besleniyor.
Bugün tek adam hükümeti, beslediği ve desteklediği tarikatları, cemaatleri ve dini vakıflarıyla Türkiye’de bütün toplumsal alanları dini, muhafazakâr kurallarla yeniden yapılandırmaya, tüm baskı aygıtlarını kullanarak toplumu siyasal İslam ekseninde yeniden şekillendiriyor.
Gündeme getirilen “Yeni Anayasa” tartışmaları, Medeni Hukuk’ta topyekûn değişiklik açıklamaları, karma eğitime saldırılar, ÇEDES projesi, Diyanet’e açılan büyük alanlar ve bütçeler, kültür-sanat alanından sosyal medyaya kadar her alanda gerici saldırıları cezasız bırakma ile AKP iktidarı, kazanılmış tüm haklara yönelik saldırılarda el yükseltirken, devletin tüm olanaklarını kullanarak LGBTİ’lere karşı nefret söylemiyle toplumu gericileştirmeye, yaşamsal hakların ortadan kaldırılmasına bir meşruiyet zemini yaratmaya çalışıyor. “Aile, din, inanç, gelenek, değerler” ve hatta “özgürlük, demokrasi” söylemlerini kullanarak örtmeye çalıştıkları bu kin ve nefret dolu politikalarıyla en temel hakları kâğıt üzerinde bile bırakmamacasına hedefe koyuyor.”
“İRAN VE TÜRKİYE’DE KADINLARIN EŞİT, ÖZGÜR BİR YAŞAM MÜCADELESİ ORTAKLAŞIYOR”
Türkiye’deki tablonun İran’da kadınların ve kız çocuklarının yaşadıklarına gün be gün daha fazla benzeştiği vurgulanan açıklamada; “İran halkıyla Türkiye halklarının, özellikle de kadınların eşit, özgür bir yaşam mücadelesini de ortaklaştırıyor. Kadınların mücadele tarihi ve hafızası ise sınır tanımayarak birbirine ışık oluyor, tecrübeleri yol gösteriyor.
Türkiye’de, İran’da, Afganistan’da ve tüm dünyada kız çocuklarının bilimsel ve nitelikli eğitime erişimi için mücadeleyi büyütmeli, kenetlenmeliyiz.
Bu yüzden Türkiye’de ve dünyada yükselen dinci, gerici ve kadın düşmanı politikalara karşı el ele mücadele vermeliyiz, haklarımıza sahip çıkmalıyız.
Bu yüzden Türkiye’de ve Ortadoğu’da yıllardır kadınların ve LGBTİ’lerin pamuk ipliğine bağlanan yaşamlarını mücadele bağlarımızla hep birlikte korurken, düşmanlık, nefret ve ayrımcılık söylemlerinin bir tekine bile izin vermemeli, haklarımıza yönelik saldırılara karşı topyekûn mücadele etmeliyiz” denildi.
“EŞİT, ÖZGÜR, ŞİDDETSİZ BİR YAŞAM MÜCADELESİNİN SINIRLARI AŞILMALI”
Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam, mücadelesinin sınırlarının aşılması, sesin tüm dünyada yankılanması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi; “İşte bu yüzden Mahsa Jina Amini’nin ölüm yıl dönümünde,
Selam olsun İran’da kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine
Selam olsun İran işçi sınıfının ekmek ve özgürlük mücadelesine diyoruz…

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu