ATIF KAPTAN 2. BÖLÜM
Siz değerli okuyucularımızla buluşturduğum yazımda rahmetli dedemiz aile büyüğümüz büyük usta sanatçı Atıf Kaptan’ın hayatına başlarken ilk bölümde aile hayatı ve geçmişi kökünden bahsetmiştim
Mustafa Göksel (Hür Kocaeli) İzmit- Şimdi de sanat hayatı ve yapmış olduğu projelerle; geleneksel, modern, çağdaş Türk tiyatrosuna bırakmış olduğu mirasları anlatacağım. Atıf Kaptan dedem Türk sinemasında babacan roller ve karakterler oynamasına rağmen canlandırdığı birçok kötü roller ile de Türk sinemamızın kötü adamları arasında yerini almıştır. Birçok film ve eserimizde canlandırdığı kötü karakterler ona sinemada; bu alanda yer edinmesini sağlamıştır. Büyük usta Atıf Kaptan için en büyük sanat ve kültür anlamındaki şanslı çıkışı ustası Türk tiyatrosunun büyük ustası, yönetmen Muhsin Ertuğrul’un Dar-ülbedai ( Bugünkü adı ile devlet tiyatroları)’ nı kurması olmuştur. Muhsin Ertuğrul, 1914’de kurduğu Dar-ülbedai’ye Atıf Kaptan’ı da dahil etmiştir. Büyük usta Şişli Terakki Lisesi’nde eğitimini görürken okul tiyatrosunda sahneledikleri oyun ve piyesleri izlemeye gelen Muhsin Ertuğrul orada beğenerek Atıf Kaptan’ı 1923’te 15 yaşındayken Darülbedai’ye alır. Orada pişerek çeşitli oyunlar sahneler. 1928’de Hamlet oyunu ile en büyük profesyonel gösterisine imza atar. Bu, sahne ve tiyatro hayatının başlangıcı olmuştur. Aynı yıl da sinemaya adım atmıştır. Muhsin Ertuğrul o dönem çektiği Kaçakçılar isimli sinema filminde bir yan karakterde Atıf Kaptan’ı dener ve başarılı bulur. Daha sonra 1932’de milli mücadele yıllarını anlatan Bir Millet Uyanıyor isimli filmi çekeceklerken başrolde Yahya Kaptan rolünü oynayacak olan Turan Seyfioğlu’nda bir sorun çıkar. Daha sonra Muhsin Ertuğrul alternatifleri seçecekken kendisi bu rolü oynamayı teklif eder ve Muhsin Ertuğrul da bunu kabul eder. Başrolde Yahya Kaptan rolünü üstlenir. Bu film ile birlikte Atıf Terzioğlu’na Muhsin Ertuğrul, “Bundan sonra senin soyadın Kaptan olsun” der. 1934’de çıkan soyadı kanun ile bu da soyadına eklenir.
Sinema çalışmaları devam ederken Kaptan tiyatrosunu kuran Atıf Kaptan 3 Anadolu turnesine çıkar. 1940’da Şehvet Kurbanı filmiyle kameraların karşısına yeniden geçen sanatçı sinemaya ağırlık verir. Birçok filmde yer alır 1959’da Ahmet Tarık Tekçe’nin başrol oynadığı Toros Canavarı isimli filmde Doktor Selim karakterini canlandırırken filmin yapım ve set amirliğini üstlenmiştir. Türkiye’nin en büyük özel tiyatrolarından biri olan Bahri Baba Kumpanya Tiyatrosu’nda Hazım Körmükçü, İsmail Dümbüllü, Muammer Karaca, Vasfi Rıza Zobu, Turan Seyfioğlu, Bediha Muvahhit, Mürüvvet Sim, Afife Jale, Cahide Sonku gibi isimlerle çalışmış sanatçı, 1931 de Dar-ül bedai’ de Hazım Körmükçü ile Lüks Hayat müzikalinde yer almıştır. Yer yer babacan roller de alsa, sinema da kötü adam rollerinin değişmez karakter oyuncusu olmuştur. Dar-ül Bedai’ye girdiği yıllardan sonra İzmit’e geldiğinde kardeşlerine “Bir gün Öyle bir şey olacağım ki dünya durdukça adım anılacak “ demiştir. İstanbul’da 1926’da memuriyete bile başlar ama tiyatro aşkı ağır basmıştır. Memuriyetinin dördüncü ayında Muhsin Ertuğrul onu yeniden yanına alır. Ondan sonra da ayrılmazlar.
Yeşilçam’ın hızlı olduğu dönemlerde de Türk sinemasından büyük ekmek yiyen sanatçılardan birisi olmuştur. Türk sinemamızda 365 civarı filmde yer almıştır. Mavi, anlamlı gözleri, sert ifadeli yüzü, babacan bile olabilen tavırları ile her role konabilecek, her rolün altından kalkabilecek ender oyunculardandı. Emekli Nazi subayı olarak da, kötü Yunan generali olarak da, iyi kalpli deniz subayı olarak da gördük kendisini. Bazı filmlerinde İzmit’ten sahneler vardır ve ayrıca İzmit’e sık sık gelirdi. Ancak sanatsal olarak en son 1970 yılında ünlü oyunları “Ağaçlar Ayakta Ölür” isimli oyunu İzmit Yurt sinemasında oynamışlardı. 1935’de Yıldız Dergisi, 1954’de Türk Film Dostları Derneği tarafından en iyi aktör ödüllerine layık görülmüştür.
Beyazperde çalışanlarının sosyal güvenceye kavuşmaları için yasa tasarısı hazırlanmasında ön ayak olmuş, Film Sanayi ve Tüm sanatçıları Güçlendirme Vakfı’nın (Film-San) Ümit Utku başkanlığındaki yönetim kuruluna seçilmiştir ve kurucuları arasındadır. Anılarını “48 Yıldan Çizgiler” adlı kitapta toplamıştır. Bu kitapta; kurtuluş savaşı yıllarında İzmit’e geldiği dönemde, işgal zamanı çektikleri sıkıntıları da anlatmıştır. Bir dönem Atıf Kaptan & Hulusi Kentmen Tiyatrosu’nu kurarak çocukluk arkadaşı Hulusi Kentmen ile oyunlar sahnelemişlerdir. 22 Nisan 1977’de Ahu Tuğba, Yalçın Günhan ve Serdar Gökhan’ın da yer aldığı “Akdeniz Kartalı” adlı filmin çekimi sırasında Umman’da kalp krizi geçirip, arabada hastaneye giderken vefat etmiştir. Son sözleri de şoförüne şunlar olmuştur: “Mehmet evladım ölüm söz götürmez, beni Kocaeli’ye İzmit’e götürün, İzmit Bağçeşme’ye annemin babamın yanına gömün” Ölmeden önce en son Beyoğlu Cihangir’de oturmuştur.
Büyük ustanın sinemadaki filmlerinden en bilinenlerinden bazıları
Drakula İstanbul’ da Başrol Kont Drakula
Bir Millet Uyanıyor
Toros Canavarı
Çanakkale Aslanları
Hacı Murat
Kara Murat Fatih’ in Fedaisi
İngiliz Kemal
Ankara Expresi
Otobüs Yolcuları
Seven Ne yapmaz
Hizmetçi Dediğin Böyle Olur
Sezercik Aslan Parçası
Sezercik Yavrum Benim
Televizyon Çocuğu
Nuri Kantar Ailesi
Küçük Mücahit
Söyleyin Anama Ağlamasın
Son Duanı Et
Sevdalılar
Ölüm Satanlar
Karanlık Yıllar
Tarkan Viking kanı
Bitirimler Sosyetede
Gülizar
Ağlama Sevgilim
Ağrı Dağı Efsanesi
Fakir Aşıkların Romanı
Yörük Efe
Ala Geyik
Dişi Düşman
Deli Kız
Bir Avuç Toprak
Battal GAZİ Destanı
Umut Dünyası
Torunu ve Terzioğlu ailesinin bir ferdi olarak büyük ustaya Mevlam’ dan rahmet diliyorum. Başta Atıf Kaptan dedemiz olmak üzere tüm sanatçılarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz. Hepinize iyi okumalar diliyorum.