Belediyeler için yeni kayyum modeli

AKP, muhalefet partilerinden seçilen belediye başkanlarının halkın çoğunluğunun oylarıyla elde ettikleri gücü kamu görevlilerinin denetimi ve izni çerçevesinde kullanabileceği yeni bir modelin peşinde.Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nin silah bırakma kararı ile girilen yeni dönemi değerlendirirken sopaya dönüşen kayyum uygulamaları ile ilgili itirafı da içeren bir müjde verdi: “Kayyum uygulamaları yeniden istisna haline gelecek…” “Yeniden istisna…” ifadesi, ülkede kişi, zaman, durum dikkate alınmadan uygulanması gereken hukuk kurallarının nasıl siyasi aparat haline getirildiğinin itirafı elbette. Bu, işin bir tarafı…
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yaşadığı büyük yenilgiden sonra hem siyaseten zayıflayan hem de maddi olanakları azalan iktidarın sahnelediği intikam planlarının sürekli yenileri duyuldu. Erdoğan, iktidar ortağı Bahçeli ve diğer iktidar sözcülerinin ağzından. Muhalefet belediyelerine yönelik her gün yeni bir operasyona uyandı ülke. SGK borçları bahane edilerek “Belediyelerin silkelenmesi” talimatı verildi, belediye gelirleri kaynağından kesildi, belediyelerin kredi alabilmeleri engellendi, bunlarla yetinilmedi belediye başkanları, belediye bürokratları toplumun büyük çoğunluğunun ikna olmadığı gerekçelerle tutuklandı, cezaevlerine atıldı, daha önce Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerinde yaşanan kayyum uygulamaları tüm ülkeye yaygınlaştırıldı.HEDEF CHP’Lİ BELEDİYELER
Erdoğan, önceki gün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyasette başlayan yeni dönemin etkisiyle kayyum uygulamasının istisna olacağını söyledi. Ancak sözlerinin devamında istisna olacağını söylediği kayyum uygulamasının bundan sonra yerel yönetimlerde yerleşik bir kuruma dönüşeceğinin işaretleri de yer aldı.
Saray rejiminin muhalefet belediyelerini cezalandırma, sandıkta kaybettiği erki siyaset dışı yollarla geri alma arayışlarının yeni bir modelinin yolda olduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyuldu 13 Mayıs günü. Özellikle DEM Parti ve önceli partilerin mağduru olduğu kayyum uygulamasının istisnai olarak uygulanacağı haberi verilirken diğer yandan da düşmanlık sıralamasında birinci sıraya yükseltilen CHP’li belediyelere yönelik yeni plan ifşa edildi. İl Kalkınma Kurulu adı altında “Vali, kaymakam, ilgili bakanlık temsilcilerinin de içinde yer alacağı bir kurulun” il ve ilçe belediyelerinin yetkilerini devralacağı geniş çaplı yeni bir kayyum modeli…
YASADA DEĞİŞİKLİK
Erdoğan, belediye yönetimlerinin yozlaştığı iddiasında bulunarak büyükşehir, il, ilçe belediyeleri ile ilgili yeni bir modelin hayata geçirilmesi için Belediyeler Yasası’nda değişiklik yapılacağını anlattı.
Bu hazırlığın AKP’nin TBMM grup yöneticileri için de sürpriz olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Tüm diğer yasal düzenlemeler gibi Saray’da kotarıldığı anlaşılan yasa değişikliğini, belli ki AKP milletvekilleri de hazır olduktan sonra imzalamaları talimatıyla önlerine konulduğunda görecek.
Ancak Erdoğan’ın sözlerinin izi sürülerek düzenlemenin ana teması anlaşıldı: Muhalefet belediye başkanları halkın çoğunluğunun oylarıyla elde ettikleri gücü bundan böyle kamu görevlilerinin denetimi ve izni çerçevesinde kullanabilecek, harcamalarını onların gözetim ve izni çerçevesinde yapabilecek, imar planı değişikliklerini aynı mekanizmanın onayından geçirdikten sonra gerçekleştirebilecek, üstelik de sudan bahanelerle kolaylıkla cezalandırılabilecek.
İl Kalkınma Kurulu’nun kayyum gibi çalışacağı yeni modelle ilgili çalışmalar henüz başlangıç aşamasında. Erdoğan’ın sözünü ettiği ve yeni yasama yılında gündeme gelmesi beklenen bu düzenlemede yer alması beklenen değişikliklerden bazıları şöyle anlatılıyor:
5393 sayılı Belediyeler Yasası ile Büyükşehir Belediye Yasası’nda belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları yeniden tanımlanacak. Yetkiler kısıtlanacak.
AKP’nin yeni bir rant kapısı olduğu değerlendirilen kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilecek. Bu alandaki karar ve uygulama mekanizmasında vali ve kaymakamlar ile bakanlık bürokratları da yetkilendirilecek.
Belediyeler imar izni yetkilerini de kurulla paylaşacak.
Belediyelerin bütçeleri ve harcama öncelikleri daha sıkı bir şekilde denetlenecek. Bu yetkilerin kullanımı da kurulun etkili olduğu bir mekanizma sonunda mümkün olabilecek.
Bu ve benzeri birçok yetkinin kullanımının kısıtlanması, bakanlıklar, valilikler, kaymakamlıklar ve İl Özel İdaresi’nin daha yetkili olduğu bir yapının hayata geçmesi fiilen demokrasinin en önemli kurumlarından biri olan yerel yönetimlerin de tek adam rejiminin iki dudağı arasına bırakılması anlamına geliyor. Demokrasi açısından önemli bir mevziyi daha hedef alan bu çalışma ile yerel seçimler fiilen anlamını yitirecek.
Tüm bu hazırlıkların sadece kaybedilen siyasi erkin geri alınması, siyasi rakiplerin elinin kolunun bağlanmasına yönelik olduğunu düşünmek eksik bir yaklaşım olur. AKP’nin 20 yılı aşkın bir süre ile iktidarda kalabilmesinde yerel yönetimlerin maddi olanaklarının ne kadar etkili olduğu herkesin kabulü. AKP’nin iktidarı sürdürmesine destek olan yeni çıkar çevrelerinin oluşmasını, kamu kaynaklarının belli kişi ve gruplara aktarılmasını sağlayan belediye olanaklarından mahrum kalınmasının önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu da unutmamak gerek…