Damla’dan samimi itiraflar
"Tezgah” ile izleyenleri güldürmeye hazırlanan Tilya Damla Sönmez, içini döktü
Dilsiz ve ıslıkla anlaşan bir karakteri canlandırdığı ve dünya genelinde onlarca ödüle layık görülen “Sibel” yapımını da anlatan başarılı oyuncu; müzik geçmişini, yoğun bir günün ardından nasıl rahatladığını, yeni projelerini, kitaplara olan ilgisini ve merak edilen pek çok konuyu sevenleriyle paylaştı. “Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyordum” açıklamasında bulunan Damla Sönmez sözlerine şöyle devam etti: “İlk sahneye çıkışım, gittiğim tiyatro kursunda dönem sonu sahnelediğimiz Küçük Prens. Dokuz yaşındaydım. Ben hep çok eğlendim sahnede. Yine çok eğlendiğimi hatırlıyorum. Bir de seviyorum sorumluluk almayı; oyunun aksesuar, kostüm vs. tüm diğer organizasyonları da bendeydi sahne arkasında. Hem çok heyecanlandığımı hem de mutlu hissettiğimi hatırlıyorum.”
Stresli bir günün ardından yaptığı rutinleri de paylaşan Damla Sönmez “Mutlaka mumlarımı yakarım eve gelince. Güzel bir tütsü, mümkünse vanilya, sandal. Bazen hakikaten o kadar yoruluyorsunuz, o kadar sosyal angajmana maruz kalıyorsunuz ki meslekte, yoğun bir iş gününün ardından eve gelince yapmak istediğim tek şey durmak oluyor. Üç senedir düzenli meditasyon yapıyorum. Çok stresli bir günse mutlaka telefondan, televizyondan, ekranlardan uzak tutmaya çalışıyorum kendimi. Psikoloji yayınları okumayı çok seviyorum. Kitap okumak, uzun bir banyo, sakin bir akşamüstü yürüyüşü, bunların hepsi bana çok iyi gelen şeyler” dedi. Aşkın, hayatın yakıtı olduğunu ifade eden Sönmez sözlerini şöyle noktaladı: “Her anlamda, her alanda. İnsanı harekete geçiren büyük bir güç. İkili ilişkilerde dostluğun, aşkı sevgiye dönüştürebilmenin, her gün ilişkiyi canlı tutmayı seçmenin ve bunun için arkadaşlıklardaki gibi emek göstermenin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Aşk her şeyin yanında kocaman bir hediye.”