DEM Partili kadınlar öfkeli
DEM Parti Kocaeli Kadın Meclisi Sağlık Bakanlığı'na ateş püskürüyor
Konuyla ilgili açıklama yapan kadınlar şunlara yer verdi: “DEM PARTİ KOCAELİ Kadın Meclisi olarak Sağlık Bakanlığının yakın zamanda kamu spotu adı altında biz kadınlar üzerinde yaptığı paylaşımı kabul edilemez. AKP Baskıcı yönetiminde hiçbir şeyin düzgün gitmediği gibi Kadınların nasıl kadın olacağı kaç çocuk doğuracağına karışıldığı gibi şimdide hangi yöntemle doğuracakları üzerinden yapılan kamu spotunun kadınlar arasında ayrıştırıcı, ötekileştirici, yanıltıcı gerçeklerle bağı olmayan baskıcı bu filmi kabul etmiyoruz.Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğuramayacağı, devletin görevi değildir. NORMAL doğum yoktur! Vajinal doğum vardır. Anne olmanın tek yolu da vajinal doğum değildir. Sezeryan olan ya da olmak isteyen kadınları ötekileştiremezsiniz. Sezeryan doğum yapan kadınları ya da yapmak isteyen kadınları yetersiz – yetemeyen kadın/ anne olarak konumlandırmak kabul edilemez.
Doğan çocukları sezeryan doğumdan dolayı bağ kurulamamış çocuk olarak tanımlamak ilkel, ötekileştirici olduğu gibi anne ile çocuk arasındaki bağı zedeleyicidir de Konunun ihtisasını yapmış Bilim insanları, Hekimler ve sağlık Emekçileri dururken konu ile alakalı hiçbir yetkinliği olmayan kişiler tarafından Anneliğin, vajinal/ sezeryan doğum olup olamayacağının tartışılması bilimsellikle bağdaşmaz ve bu husus onların ampirik bilgileriyle yorumlanamaz. Bilime odaklı toplumlarda bunun yöntemi bu tarz kamu spotları değildir. Biyolojik olarak anne olması mümkün olmamış kadınları eksik, yetersiz olmadığını koruyucu annelik ve evlat edinme ile de anne olabileceğimizi ya da bir hayvan sahiplenebileceğimizin kararını biz kadınlar veririz. Biz kadınlar bedenimizin üzerinden politika yapılmasını kabul etmiyoruz ve izinde vermiyoruz.
Devletin görevi Kadın Bedeni üzerinden karar vermek ve karar almak değildir. Devlet bugün biz kadın bedeni ile değil ,bizleri yaşatmakla ilgilenseydi İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil hayatta olacaktı. Bebeğimiz Sıla Yeniçerinin küçük bedeni acı çekerek ölmeyecekti. Biz kadınlar sağlıklı ve yaşanabilir bir ülkenin bir devletin en temel amacı olduğunu ve bunu bozacak tüm unsurlarla mücadelesinin devletin görevi olduğunu hatırlatıyoruz.Ülkenin bugün geldiği koşullara bakıldığında, her geçen gün biz kadınların, çocukların ve hayvanların yaşam hakkının elinden aldığı, her yeni güne vahşetle uyandığı, birey olarak yaşamaktan ve nefes almakta zor bir toplum haline gelmiştir. Her yeni güne Kadın cinayetleri ,çocuk istismarları çığ hızı ile büyümekte. Değişen tek şey Maktül ve Katil isimleri, Cinayetlerin ve istismarların politik olduğunu, bir gecede çıkılan İstanbul Sözleşmesinden 6284’den uygulanmamasının sonucunu olduğunu, toplum olarak çok acı şekilde tahlil ediyoruz. Biz kadınlar yaşam mücadelelerimizden de , Hiç uygulanmayan 6284 ‘den de vazgeçmiyoruz. Tekrar ediyoruz bedenlerimizden ellerinizi çekiniz, Sizin göreviniz sokakları ve yaşamı bizler için güvenilir hale getirmek. Bununla ilgili tüm yetkilileri ve İşin ehli olan kişileri göreve davet ediyoruz. Saygılarımızla”