“Denizden ve karadan yıkıcılığa devam ediyorlar”
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı bugün Genel Merkezde bir basın toplantısı düzenledi
Bursalı, CHP’nin Mavi Vatan’ı yayılmacı ilan eden ve HDP’yi Meşru muhatap gösteren açıklamalarına yanıt verdi ve 104 emekli Amirale ilişkin partisinin görüşlerini açıkladı. Bursalı açıklamasında şunlara değindi: “Cumhuriyet Halk Partisi uzun süredir, Atlantik mevzilerinde üstlendiği Türkiye karşıtı yıkıcı programını ve eylemlerini, karadan ve denizden sürdürmektedir. Mavi Vatana düşmanlık ve “Kürt sorununda HDP Muhataptır” çıkışları CHP’nin Biden projelerindeki görevini bir kez daha ortaya koymuştur. Ünal Çeviköz’ün yaptığı açıklama, CHP’nin açıklamasıdır. Bu ifadeler, Parti Sözcüsü Faik Öztrak tarafından da “Kemal Kılıçdaroğlu’nun fikirleridir” diyerek sahiplenilmiştir. CHP’nin bütün politikası budur ve yeni değildir.
Mavi Vatandan vazgeçmek, Ankara’dan vazgeçmektir. Diyarbakır’dan, Edirne’den, Konya’dan, Muğla’dan vazgeçmektir. Nasıl bu vatan toprakları, bizimse ve tartışmasız olarak egemenliğimize dahilse, Mavi Vatan’daki deniz yetki alanlarımız da bizimdir. Türkiye, 2014’te Vatan Partisi öncülüğünde Silivri Duvarlarını yıkmasıyla birlikte ve TSK’nın 24 Temmuz 2015’te PKK’nın üzerine gitmesiyle başlayan süreçle Atlantik kampındaki zincirlerini kırmıştır. Kılıçdaroğlu’nun 180 derece tersine çevirmek istediği dış politika budur.
Savaşan Ordumuza karşı imzalar atan Emekli Amiraller, Mavi Vatan’la savaşan CHP’ye karşı dillerini yutmuşlardır. Çünkü o bildiri bugün CHP’nin açıklamalarıyla aynı mevziden yazılmıştır. Bozguncu bildirinin Mavi Vatan’ı doğrudan hedef aldığı, İç cephede kargaşa yaratmayı, Türk Ordusuna nifak sokmayı ve moralini bozmayı amaçladığı açıkça gözükmektedir. CHP ve İYİ Parti, PKK’yı yasallaştırmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Meral Akşener’in muhatap olarak HDP’yi alması, PKK’yı muhatap almasıdır. HDP, PKK’nın kolu ve bacağıdır. Kılıçdaroğlu’na yanıt veren HDP yöneticisi Sezai Temelli de bu gerçeği, muhatap İmralı’dır diyerek, CHP’ye PKK’nın partisi olduklarını doğrudan hatırlatmıştır. CHP’nin içindeki vatansever, Atatürkçü insanlarımıza sesleniyoruz. Ayakları bu topraklara basan, yüreği Türk Milletinden yana olan, kalbi Mehmetçikle çarpan hiçbir Atatürkçü ve hiçbir vatansever CHP’de bir dakika dahi kalamaz, kalmamalıdır. Üretenlerin ve Mavi Vatan’ın Partisi, Vatan Partisi’dir.
Cumhuriyet Halk Partisi, uzun süredir Atlantik mevzilerinde üstlendiği Türkiye karşıtı yıkıcı programını ve eylemlerini, karadan ve denizden sürdürmektedir. Karadan, HDP-PKK ve FETÖ ile kol kola giriyor. Denizden, ABD ve İsrail ile Mavi Vatan düşmanlığı yapıyor. Son günlerde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorunun çözümü meşru HDP’dir” açıklaması ve yine CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün, “Mavi Vatan saldırgandır ve yayılmacıdır” ifadeleri, CHP’nin Biden projelerindeki görevini bir kez daha ortaya koymuştur.
Öncelikle Ünal Çeviköz’ün yaptığı Mavi Vatan düşmanı açıklama, Çeviköz’ün değil, CHP’nin açıklamasıdır. Bu ifadeler, Parti Sözcüsü Faik Öztrak tarafından da “Kemal Kılıçdaroğlu’nun fikirleridir” denilerek sahiplenilmiştir. CHP’nin bütün politikası budur ve yeni değildir. Mavi Vatandan vazgeçmek, Ankara’dan vazgeçmektir. Diyarbakır’dan, Edirne’den, Konya’dan, Muğla’dan vazgeçmektir. Nasıl bu vatan toprakları, bizimse ve tartışmasız olarak egemenliğimize dahilse, Mavi Vatan’daki deniz yetki alanlarımız da bizimdir. Mavi Vatan geleceğimizdir. Mavi Vatan’a düşmanlık, Türkiye’ye düşmanlıktır.
Zaten CHP, Diyarbakır’dan vazgeçtiği için Mavi Vatan’dan da vazgeçmiştir. O yüzden HDP-PKK ile kol kola girmektedir ve FETÖ’nün mağdurlarını sahiplenmektedir. Görevleri budur. Hükümet olma projeleri budur. Mehmetçiğimiz, donanmamız, Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail, Fransa, Yunanistan gemilerine karşı, Nemesis ve Noble Dina tatbikalarına karşı kararlılıkla bayrak gösterirken, CHP düşman gemilerinden, Mehmetçiğimize ateş açmaktadır. CHP, Mavi Vatanını savunan Mehmetçiğimizi işgalci ve yayılmacı ilân etmiştir. CHP, yakın zamanda ticaret gemimizi işgal eden, eller yukarı diyen NATO gemisinin tayfası olduğunu ilan etmiştir.
Bu açıklamalardaki Ünal Çeviköz’ün imzasını kapatın, Yunanistan Dışişleri Bakanı yazın, ABD Dışişleri Bakanı yazın, İsrail Dışişleri Bakanı yazın, tam yerine oturacaktır. Bu devletlerin hepsi, Çeviköz’ün ce CHP Yönetiminin açıklamalarının altına imzalarını atarlar. CHP yönetiminin, Türk Milletiyle en ufak bir bağı kalmamıştır. Türk Milletine yabancılaşmışlardır. Bu beyanatların Milletimizde karşılığı olmayacağı kesindir. O halde CHP, bağlandığı emperyalist merkezlerin, önüne koyduğu görevleri ifa etmektedir. O görevler Rand Corporation raporlarında açıkça yazılmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu Yunanistan’da seçime girecek bir partinin Genel Başkanı olsa, bu açıklamalarla iktidar olur. CHP’nin ve Biden tayfasının Türk Milletiyle birleşme ve iktidar olma şansı sıfırdır. Böyle bir iktidar değişikliği, ancak 15-16 Temmuz’da denedikleri gibi Ankara işgal edilebilirse mümkün olacaktır. Bunun mümkün olmayacağı Türk Devleti, Türk Ordusu ve Türk Milleti tarafından, o planlar ezilerek ve tarihe gömülerek kanıtlanmıştır.
CHP’NİN 180 DERECELİK AÇISI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yakın zamanda Türkiye’nin dış politikasını 180 derece tersine çevireceğiz ifadesini kullanmıştı. 2014’te Vatan Partisi öncülüğünde Silivri Duvarlarının yıkılması ve TSK’nın 24 Temmuz 2015’te PKK’nın üzerine gitmesiyle başlayan süreç, Atlantik kampındaki zincirlerimizi kırmıştır. Arkasından, 15-16 Temmuz ABD-FETÖ Darbesinin ezilmesi, Gladyonun hapislere atılması ve İkinci İsrail Planının bozguna uğratılması, bir NATO üyesi ülke için tarihi başarılardır. Türkiye bu süreçte emperyalizmle karşı karşıya gelmiş, savaşmış ve bağımsızlaşmıştır. Kılıçdaroğlu’nun 180 derece tersine çevirmek istediği dış politika budur. Derecenin oku Asya yönündedir. Kılıçdaroğlu O’nu Atlantik’e çevirmek için görev başındadır. Yapılan açıklamalar şaşırtıcı değildir.
Türkiye, İkinci İsrail planını bozguna uğratmak için Suriye’ye girerken, CHP, “ne işimiz var o bataklıkta” diyerek itiraz etmiştir. Yine CHP’nin ittifak ortağı İYİP ve Meral Akşener de “Suriye’ye tosuncuklarınızı yollayın” demiştir. Türkiye, S-400 savunma sistemini alırken, CHP yöneticileri NATO adına itiraz etmiştir. Mavi Vatanımız için en önemli mevzilerden biri olan Libya ile anlaşmaya CHP Milletvekilleri red oyu vermişlerdir. Azerbaycan, kahraman ordusuyla, Türkiye’mizin ve Rusya’nın da desteğiyle Karabağ’ı işgalden kurtarırken, Azerbaycan’ın karşısına dikilmişlerdir. Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılda stratejik dostları olan Rusya, İran ve Çin’e karşı, sistemli bir şekilde düşmanlık körüklemişlerdir. ABD, Afganistan’dan kaçarken, uçakların kanatlarında ve tekerleklerinde ABD adına ağıtlar yakmışlardır. CHP’nin bütün umudunu bağladığı Atlantik iflas etmiştir ve çürümüştür. CHP, yırtılan Batı Medeniyetinin eteklerinde çırpınmaktadır. CHP’nin iktidar hayalleri, emperyalistlere teslim etmek istedikleri Mavi Vatanımızda sulara gömülecektir.
BOZGUNCU EMEKLİLER NEREDE?
Bir süre önce, Montrö Anlaşması’nın tehlikede olduğunu iddia eden 104 Emekli Amiral, tepeden tırnağa bozguncu bir bildiri yayınlayarak iç cephede bir kışkırtmayı ateşlemişlerdi. Şimdi Türk Milletine ve kamuoyuna soruyoruz: O sözüm ona “Mavi Vatan sevdalısı” Emekli Amiraller nerede? Türkiye’de Mavi Vatan adına yapılabilecek en düşmanca açıklama yapılırken, Emekli Amiraller neden bir duyarlılık göstermiyor? Neden imzalanacak metinler yazamıyorlar? Kahramanca savaşan ordumuza karşı imzalar atan emekli Amiraller, Mavi Vatan’la savaşan CHP’ye karşı dillerini yutmuşlardır. Çünkü o bozguncu bildiri, CHP’nin açıklamalarıyla aynı mevziden yazılmıştır.
Bu bozguncu Amirallerin derdinin Mavi Vatan olmadığı, bugün bir kez daha ortaya çıkmıştır. Zaten bir imzacı Emekli, Montrö’yü bahane olarak kullandıklarını da itiraf etmişti. İşte o bozguncu bildirinin aslında Mavi Vatan’ı doğrudan hedef aldığı, İç cephede kargaşa yaratmayı, Türk Ordusuna nifak sokmayı ve moralini bozmayı amaçladığı açıkça gözükmektedir. O CFR bağlantılı Emekliler, Türkiye terörle mücadele ederken imza toplamadılar.
O emekliler, HDP-PKK’ya karşı bir duyarlılık göstermediler. O emekliler, Türkiye’nin dört biryanını kuşatan ABD üslerine karşı tek cümle kurmadılar. Bu açıklamalara verilecek tepkiler, birtakım yüzer geçer cümlelere sığdırılamaz. CHP’nin Mavi Vatan düşmanlığına cepheden tepki gösteren ve Türkiye’yi savunan vatansever Amirallerimizi kutluyoruz.
CHP ve İYİ PARTİ, PKK’YI YASALLAŞTIRIYOR
CHP yalnız dış politikada değil, iç politikada da 180 derece değişiklik yapmak istemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhatap olarak HDP’yi kabul etmesi, PKK’yı muhatap almasıdır. HDP ile çözülecek hiçbir sorun yoktur. HDP, PKK’nın kolu ve bacağıdır. Kılıçdaroğlu’na yanıt veren HDP yöneticisi Sezai Temelli de bu gerçeği, muhatap İmralı’dır diyerek, CHP’ye PKK’nın partisi olduklarını doğrudan hatırlatmıştır. CHP’nin, kapatılması gereken bu terör partisini meşru ilân etmesi de Biden senaryolarının merkezine oturmaktadır. CHP, HDP’yi meşru ilân ederek, aslında PKK’yı yasallaştırmaktadır. ABD’nin Türkiye’deki aparatlarının önüne koyduğu görev budur. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de HDP’yi, Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak ilân etmişti. Son olarak İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu da HDP’nin TBMM’de oturum yönettiğini ve HDP’nin meşru olduğunu ilân etmiştir. PKK’nın bütün yayın organları şu an Dervişoğlu’nu alkışlamaktadır.
HDP, İYİ Parti’nin de varlık nedenidir. İYİ Parti, Milliyetçileri MHP’den kopararak, CHP üzerinden PKK’nın yanına oturtmak için kurulmuş bir operasyon partisidir. CHP’nin de İYİ Parti’nin de en önemli müttefiği HDP-PKK’dır. PKK ancak, silahın muhatabıdır. Mehmetçiğimizin, polisimizin, köy korucumuzun muhatabıdır. PKK silahla ezilmiştir ve sorun silahla çözülmüştür. Meclis’te çözülecek bir sorun yoktur. CHP’nin görevi, yalnız PKK’yla kol kola girmek değildir. CHP, FETÖ için de can simidi konumundadır. Devletten temizlenen FETÖ ve PKK bağlantılı KHK’lıları yeniden devlete yerleştirmek, hakkında kesin hüküm bulunsa dahi, FETÖ’cüleri içerden çıkarma sözünü vermek, Dersim’de Atatürk’ü katliamcı ilan etmek, Biden stratejisinin bir parçasıdır ve Türkiye’ye düşmanlıktır.
ÜRETENLERİN VE MAVİ VATAN’IN PARTİSİ
Biden Tayfası, her adımda Atlantik çukuruna batmaktadır. CHP yönetimi de bu çukurda ABD’nin yenilgilerini paylaşacaktır. CHP’nin içindeki vatansever, Atatürkçü insanlarımıza sesleniyoruz. Ayakları bu topraklara basan, yüreği Türk Milletinden yana olan, kalbi Mehmetçikle çarpan hiçbir vatansever, CHP’de bir dakika dahi kalamaz, kalmamalıdır. CHP bu siyasetleriyle Atatürk’ün, Türkiye’nin, Mavi Vatanımızın, Mehmetçiğimizin ve Milletimizin tam karşısında konumlanmaktadır. CHP bu mevzide intihar etmiştir ve dönüşü yoktur.
Başı dik ve onurlu insanlarımız için mücadele edilecek yegâne parti, Vatan Partisi’dir. Türkiye’yi büyük zorluklardan çıkaracak program ve birikim Vatan Partisi’ndedir. Atatürk ve Mavi Vatan mücadelesi, Vatan Partisi’ndedir. Partimiz, Türkiye’nin önündeki zorlukları gören ve o zorlukları aşacak çözümleri üreten tek partidir. Dış politikada, Suriye’yle işbirliği, KKTC’nin tanınması için seferberlik, Şanghay İşbirliği Örgütüne tam üyelik, Batı Asya güçleriyle ve gerçek dostlarıyla kucaklaşmak, Doğu Akdeniz’e bu ittifak birikimini taşımak ve bütünsel bir güvenlik stratejisi oluşturmak yalnızca Vatan Partisi’nin programında vardır.
Üretim Devrimiyle, Üreticimizin, sanayicimizin soluk alacağı ve güvenle geleceğe koşacağı program Vatan Partisi’ndedir.Tarlasını ekemeyen, traktörünü haczettiren, borca batmış köylümüzü yeniden efendi yapacak, Hükümete taşıyacak parti, Vatan Partisi’dir. Büyük ve küçük sanayicimize Asya’nın kapılarını ve ekonomik olanaklarını açacak anahtar Vatan Partisi’ndedir. Çağdaş Türkiye’mizi geleceğe umutla taşıyacak olan birikimin adı Vatan Partisi’dir. Bu program ve çözümlerimizle, çığ gibi büyüyen partimiz, Üretenlerle birlikte İktidar olacaktır. Üretenlerin Partisi Vatan Partisi, Türkiye’yi aydınlık ufuklara taşıyacaktır.