Siyaset

“Doğu Akdeniz’de Mavi Kurmaylık”

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye’nin Mavi Vatanı için, uluslararası düzlemde başarı odaklı bir stratejinin nasıl hayata geçeceğini ve öncelikli görevleri açıkladı. Perinçek’in açıklamasında şunlar yer aldı:

“Türkiye’ye tehdit ABD-İsrail eksenlidir. Tehdit odağı, Doğu Akdeniz’dir”

Alman Fırkateyninin Türk ticaret gemisine silahlı müdahalesinde Atlantik güçlerinin ittifak halinde olduğunu görüyoruz. Bu korsanlık, bir başlangıçtır. Arkası gelecektir. Doğu Akdeniz odaklı tehdidi caydıracak ağırlık, öncelikle elbette öz gücümüzde ve ikincil olarak Türkiye-Rusya ittifakındadır. Bu ittifak, Astana Süreci’nde görüldüğü gibi İran’ı da kapsamaktadır ve son sınavını Kafkaslar’da başarıyla verdi. Şimdi Doğu Akdeniz’de Mavi Vatanımızı savunmak için Mavi Kurmaylığa ihtiyacımız var.

“Mavi Vatanda öncelikli görev”

Mavi Vatanda Kurmaylığın öngördüğü öncelikli görev, KKTC’nin tanınması için sonuç alıcı faaliyettir. KKTC’nin tanınması, Doğu Akdeniz’deki tehdide karşı uluslararası ittifak birikimini harekete geçirecek en etkili uygulamadır.

KKTC’yi kim tanımaz?”

ABD tanır mı?

İsrail tanır mı?

Yunanistan tanır mı?

Güney Kıbrıs Rum Kesimi tanır mı?

Fransa tanır mı?

Almanya tanır mı?

Bu soruları hiç kimse gülümseyerek karşılamasın. Doğu Akdeniz stratejisinin oluşturulması bu soruların yanıtından geçiyor. Keşke soruyu KKTC’yi kim tanımaz diye sorsaydık.

“KKTC’yi kimler tanıyabilir?”

Şimdi bir de kimler tanıyabilir diye soralım:

Rusya Federasyonu tanıyabilir mi?

Abhazya Cumhuriyeti tanıyabilir mi?

Azerbaycan tanıyabilir mi?

İran tanıyabilir mi?

Macaristan tanıyabilir mi?

Libya tanıyabilir mi?

Katar tanıyabilir mi?

Irak, Suriye ve Lübnan tanıyabilir mi?

Venezuela tanıyabilir mi?

Pakistan tanıyabilir mi?

Bangladeş tanıyabilir mi?

Küba tanıyabilir mi?

Orta Asya’nın Türk dilli devletleri tanıyabilir mi?

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti tanıyabilir mi?

Çin Halk Cumhuriyeti tanıyabilir mi?

Evet tanıması mümkün olan devletler bunlardır.

Sorudaki sıralama bize nereden başlayacağımızı da gösteriyor. KKTC’nin tanınması için zemin vardır. Yeter ki biz, kimlerin tanıyacağını bilelim ve ona göre siyaset oluşturalım.

İran İslam Cumhuriyeti’nin önemli devlet adamlarından Sayın Devletabadî ile Ankara’da yaptığımız görüşmede İran’ın KKTC’yi tanıma girişiminin o tarihte hangi Atlantik bağlantıları nedeniyle önlendiğine o görüşmeye KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın Özel Büyükelçisi olarak katılan Hüseyin Macit Yusuf da tanıktır.

Ortak çıkarlar zemini”

KKTC’yi tanımayı, hiçbir devlete dayatamayız. O zaman Azerbaycan’dan bile sonuç alınamaz. Dış siyasette işbirliği ve ittifaklar, ortak çıkarlar zemininde kurulur. Amerikancılar kamuoyunun bu temel ilkeyi öğrenmesine engel olmak gayretindeler. Televizyonlarda dökülen dillere bakınız, KKTC’yi tanıyabilecek devletler ile Türkiye’nin arasına kama sokmak için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Oysa bizim Mavi Vatanda güvenliğimizi sağlamak için, kimlerle ortak çıkarımız olduğunu öğrenmeye çok ihtiyacımız var.

İşte ortak çıkarlar zemininde güvenlik stratejisini Vatan Partisi üretti. Karadeniz-Akdeniz Dostluk ve Barış Planı’nın içeriğine göz atarsak görürüz. Biz Vatan Partisi olarak Abhazya’dan başladık. Çünkü Abhazya, Rusya’nın KKTC kapısıdır. Nasıl olur diyeceksiniz. Evet öyledir, Abhazya KKTC’yi tanıyınca arkasından Rusya gelecek. Ondan sonra da tanıyabilecek ülkeler sökün edecek. İşte Mavi Vatanda Mavi Kurmaylık böyle uygulanır.

Abhazya ziyaretimizdeki başlangıç”

O zamanki KKTC Başbakanının Özel Temsilcisi Hüseyin Macit Yusuf, Karadeniz uzmanı Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Abhaz Dernekleri Federasyonu Başkanı Atanur Aksoy ve Ülker Holding Temsilcisi Fırat Oktay’ın katılımıyla 15 kişilik bir Vatan Partisi Heyeti olarak, 2019 yılı Aralık ayında Abhazya Cumhuriyeti’ne resmî ziyarette bulunduk. Bu ziyarette Abhazya Cumhurbaşkanı Sayın Raul Hacımba başta olmak üzere Abhazya Millet Meclisi Başkanıyla, Abhazya Başbakanı ve Bakanlar Kurulu’yla görüşmeler yaptık. Konumuz açısından en önemlisi, Abhazya Cumhurbaşkanı’nın KKTC Başbakanı’nın özel Temsilcisi Hüseyin Macit Yusuf ile ayrıca baş başa görüşmesini sağladık. Bu görüşme iki devlet arasındaki ilişkilerin kapısını açmak için düzenlendi. Abhazya Millet Meclisi, bize Ortak Bildiri önerisinde bulundu ve bildiriyi bizim yazmamızı istedi. Yazdık ve törenle imzaladık. Ortak Bildiri’nin 2. Maddesi şöyleydi: Abhazya Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bütün bölge ve dünya devletleri tarafından tanınması…

Abhazya’nın KKTC ziyareti

KKTC Cumhurbaşkanı seçimlerinden önceydi, Abhazya Millet Meclisi Heyeti, KKTC Millet Meclisi’ni ziyaret için talepte bulundu. Bir Ortak Bildiri önerisini de yolladılar. Bizim Abhazya ziyaretinde imzaladığımız bildiriyle benzer içerikte. KKTC Başbakanı Sayın Ersin Tatar, ziyaretin Cumhurbaşkanı seçiminden sonra yapılmasını uygun buldu. Şimdi ziyaret takvimi bekleniyor.

KKTC’nin tanınması için anahtar

Abhazya Cumhuriyeti ile imzaladığımız ortak bildiri, Rusya Federasyonu tarafından da olumlu karşılandı. Bizim Karadeniz Akdeniz Dostluk ve Barış Planı’nı Rusya kurmaylarıyla da görüştük. KKTC’nin tanınması, Abhazya’nın tanınması, Karabağ’daki Ermenistan işgaline son verilmesi ve Kırım Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu egemenliğinde olduğunun kabulü ve bölgeye ilişkin diğer önemli konularda mutabakata vardık. Bu dört ayaklı ortak programın Karabağ maddesi hayata geçmiş bulunuyor. Bu tecrübeleri niçin anlatıyoruz. Mavi Vatanda kurmaylık örneği vermek için. Millî amaçlar için ittifakların ortak çıkarlar temelinde inşa edilebileceğini göstermek için. Yoksa istediğiniz kadar KKTC’yi tanımaları için başka devletlere dayatma gevezelikleri yapın, sonuç alınamayacağını bilmeniz gerekir. Ama ABD siyasetinin hizmetindeyseniz, o başka, görevinizi yapıyorsunuz.

“Gürcistan’ın Karadeniz’de kaç zırhlısı var?”

Abhazya ziyaretinden Sayın Cumhurbaşkanımızın Kafkasya Danışmanı ile görüşerek, O’na da birlikte gitmek için öneride bulundum. Karadeniz-Akdeniz Dostluk ve Barış Planımızın metnini de verdim. Sayın Danışman, bana ‘Gürcistan’dan vazgeçemeyiz’ dedi. Ben de kendisine ‘Gürcistan’ın Akdeniz’de kaç tane zırhlısı, kaç tane fırkateyni ve kaç tane denizaltısı var?’ diye sordum. Karadeniz’den Akdeniz’e ve hatta Umman Denizi’ne uzanan bir bütünsel strateji kurmanın gereğini hatırlatmak istedim.

“Akdeniz siyasetini Karadeniz’den kurmak”

Biz Türkiye olarak Doğu Akdeniz siyasetimizi Karadeniz’den başlayarak kurmak zorundayız. Akdeniz’deki güvenliğimizin birinci ortağı, Karadeniz’deki kıyıdaşımız Rusya Federasyonu’dur. O’nun Akdeniz’de Atlantik tehditlerini caydırmada ağırlık oluşturan bir donanması var. İyi ki var!

“Rota çizmek”

Türkiye’nin en Atlantikçi partilerinin liderleri, İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, Deva Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu ABD emperyalizmine yaranma yarışındalar. Her gün yatıp kalkıp ‘Türkiye’nin rotasını Vatan Partisi çiziyor’ diyerek Türkiye’nin millî güçleri arasında fitne yaratma peşindeler. Bunun yerine KKTC’nin ABD tarafından tanınması için ne gibi planlar yaptıklarını anlatsalar, daha yerinde olmaz mı? Çıkmaz sokaklarda rota çizilemiyor, yalnızca fesat üretilebiliyor. Vatan Partisi, Kemalist Devrimi tamamlama programını hayata geçirmek için iktidar hedefli çalışma yürütüyor. Amacımız elbette hükümet olmaktır. Bugünden hükümet sorumluluğuyla hareket ediyoruz ve rota çiziyoruz, Türkiye’nin önüne strateji ve siyaset koyuyoruz. Pusulamız, bilimin pusulasıdır. Bu nedenle Türkiye’nin önündeki süreçleri önceden görüyor ve Türk milletinin geleceğini kuran programlar ve siyasetler üretiyoruz. Rotamız, hayat tarafından doğrulanıyor. Ne yapmamız isteniyor? Fitnecilerden korkup siyasal parti olmaktan vazgeçecek değiliz”

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu