Kültür

‘Dünya Bebekleri’ Rahmi M. Koç Müzesi’nde

Rahmi M. Koç Müzesi, Antik Çağ’dan günümüze bebeklerin izini sürüyor

Rahmi M. Koç Müzesi, 28 Eylül’den itibaren ‘Dünya Bebekleri Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. Oyuncak sanayisinin en önemli kilometre taşı olan bebeklerin Antik Çağ’dan günümüze uzanan yolculuğuna ışık tutan sergi, 18’inci yüzyılın ahşap bebeklerinden Anadolu’nun bez bebeklerine, Asya ve Afrika inanç bebeklerinden moda bebeklerine, hatta Uzakdoğu’nun ipek elbiseli festival bebeklerine kadar çok özel bir seçkiyi ziyaretçilerin beğenisine sunuyor

‘Dünya Bebekleri’ Rahmi M. Koç Müzesi’nde

Bebekler, antik çağlardan 21’inci yüzyıla kadar insanın kendi benzeri olarak biçimlendirdiği, inanç ve kültür objesi, aynı zamanda da çocukların oyuncağı. Batı’da, Ortaçağ’da cadılıkla ilgili kullanılan balmumu bebekler varken, Rönesans ile birlikte soylu kadınların moda merakı için yapılan, süslü dantelli elbiseleri olan ahşap bebekler ortaya çıkıyor. Farklı coğrafyaların yerel halklarının geleneksel yöntemlerle elde ürettiği bebekler, sanayi devrimiyle birlikte yerini büyük fabrikalarda porselen ve plastikten seri üretilen, daha ucuza mal edilen bebeklere bırakıyor.

‘Dünya Bebekleri’ Rahmi M. Koç Müzesi’nde

Rahmi M. Koç Müzesi’nin üç yıla yayılan kapsamlı ve titiz bir hazırlık sürecinin ardından Rahmi M. Koç Müzesi Restoratörü Serra Kanyak’ın küratörlüğünde gerçekleştirdiği “Dünya Bebekleri Sergisi”, 18’inci yüzyılın ahşap bebeklerinden Anadolu’nun bez bebeklerine, Asya ve Afrika inanç bebeklerinden moda bebeklerine, korku bebeklerinden geleneksel dünya bebeklerine, otomat bebeklere kadar literatüre girmiş farklı bebek türlerini özel bir seçki ile sunuyor. Sergi, hem bebek kavramının tarih öncesinden bu yana kullanım amaçlarını anlatıyor hem de yüzyıllar içinde bebek sanayisinin geçirdiği büyük dönüşüm ziyaretçilerin deneyimine açılıyor.

“Bebek deyip geçmemek lazım”

Müzenin kurucusu Rahmi M. Koç, “Dünya Bebekleri Sergisi”nin hayata geçmesine öncülük etti. Kişisel koleksiyonunda bulunan bebekleri sergilenmesi için projeye dahil eden Koç, bu süreçte yurt dışına yaptığı seyahatlerde de eksiklerin tamamlanması için çeşitli bebekler satın aldı. Koç’un kişisel koleksiyonunda 18’inci yüzyıl Napoliten bebekleri, 19’uncu yüzyıl Asya bebekleri ve kuklaları ve 20’nci yüzyılın başına tarihlenen kıymetli porselen bebekler, otomat bebekler, Santon bebekler ve kuklalar bulunuyor.

‘Dünya Bebekleri’ Rahmi M. Koç Müzesi’nde

Bebeklere sadece oyuncak gözüyle bakmamak gerektiğini söyleyen Koç, “Vaktiyle müzeler sadece kendi ihtisas konularında veya sahalarında sergiler açarken, şimdi alaka çekebilecek hemen her konuda sergi açıyorlar. İlk bakışta bebek sergisinin sanayicilikle ne ilgisi var diye akla gelse de, unutmamak gerekir ki oyuncak yapımı da kendi başına bir sanayidir. Biz, Rahmi M. Koç Müzesi olarak çeyrek asırlık tarihimizde, İstanbul halkına ve devamlı ziyaretçilerimize değişik bir kulvarda hareket getirmek istedik. Bu vesileyle çok geniş ve derin olan bebek konusunu ele aldık. Ne tür bebek olursa olsun, hangi ülkede yapılırsa yapılsın, hangi derde deva olursa olsun, bebek yapımı, giysisi, kalitesi, prezantasyonu ile başlı başına bir meşgale, sanat ve sektördür. Adeta ülke kültürünün yansımasıdır. Üç yıllık sıkı bir çalışma, satın alma, ödünç alma, hediye alma, konuyu derinliğine araştırma ve çeşitli seyahatler sonucunda bu sergiyi bir araya getirebildik. Her milletten, her yaşta, kız olsun, erkek olsun, ziyaretçilerimizin merak ve beğeniyle sergimizi gezeceklerini ve bu vesileyle bebekler hakkında pek çok yeni bilgi edineceklerini ümit ediyorum. Neticede hepimiz bir gün bebek olduk, sevildik ve o küçüklük safhasını yaşadık. Dolayısıyla, ‘bebek’ deyip geçmemek lazım” dedi.

‘Dünya Bebekleri’ Rahmi M. Koç Müzesi’nde

“Pandeminin etkilerini bu sergiyle sileceğiz”

“Dünya Bebekleri Sergisi”nin açılışı, 28 Eylül’de Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla yapıldı. Basın toplantısında Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu, Küratör Serra Kanyak, serginin ana sponsoru Zen Pırlanta ile eş sponsorları Boyner Grup ve Ülker bir araya geldi.

Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu yaptığı konuşmada üç yıllık titiz bir çalışma sonucu hayat bulan serginin kendileri için büyük anlam taşıdığını söyledi. Sofuoğlu, “Rahmi M. Koç Müzesi olarak kurulduğumuz günden bu yana ziyaretçilerimize, birçok farklı alana ait objeyle ev sahipliği yaparak hayatı bütün yönleriyle keşfedecek, hayal gücü ve araştırma duygularını harekete geçirecek anlar yaşatmaya çalışıyoruz. Pandemi nedeniyle geçen yıl tüm müzeler gibi biz de uzun süre kapalı kaldık. Kültür ve sanat tutkunlarıyla fiziki olarak ayrı düşsek de dijital dünya aramızdaki bağı korumamızı sağladı. Bu süreçte müzeler olarak farklı bir deneyim alanı daha kazandığımızı düşünüyorum. Dijitalleşmeyle özellikle genç kitlemize ulaşmak daha kolaylaştı. Her alanda olduğu gibi müzecilikte de bir değişim yaşanıyor. Ancak fiziksel bir deneyime hepimizin ihtiyacı var. Pandemi iklimini yavaş yavaş arkamızda bıraktığımız bu günlerde Dünya Bebekleri Sergisi ile ziyaretçilerimize daha farklı bir deneyim sunuyoruz. Bir sanayi müzesi olarak oyuncak yapımının da başlı başına bir sanayi kolu olduğu bilinciyle bebek konusunu çok geniş ve derinlemesine ele aldık. Bebeklerin yalnızca birer oyuncak olmasının ötesinde birer sosyolojik unsur, sanat yapıtı ve seri üretim ile birlikte de oyuncak endüstrisinin önemli bir kolu olduğunu düşünüyoruz. Bebeklerin, geçmişten bugüne uzanan gelişiminin güzel örneklerinden oluşan sergimizi herkesin merak ve beğeniyle gezeceklerine inanıyorum. Kurucumuz Sayın Rahmi M. Koç’a sergi projesine verdiği çok kıymetli katkı ve destekleri için tüm müze ekibimiz adına bir kez daha şükranlarımızı sunuyor, Küratörümüz Serra Kanyak’a titizlikle yürüttüğü çalışmalar, gösterdiği yoğun çaba için teşekkür ediyorum” dedi.

Yedi ülkeye gidildi, koleksiyonun eksikleri tamamlandı

Küratör Serra Kanyak ise serginin üç yıla yayılan oluşum sürecine ve koleksiyondaki objelere ilişkin bilgiler paylaştı. Kanyak, şöyle konuştu: “Bir bebek sergisi hazırlamaya karar verdiğimizde hâlihazırda Rahmi Bey’in kişisel koleksiyonunda ve İstanbul ve Ankara Rahmi Koç Müzeleri koleksiyonlarında çeşitli bebekler vardı. Ancak bir ‘Dünya Bebekleri Sergisi’ oluşturabilmek için çok daha geniş bir koleksiyona sahip olmak gerekiyordu. Öncelikle ‘Bebek nedir?’ konusunu derinlemesine araştırdım. Dünya bebek literatürüne girmiş farklı bebek türlerinden edinmek için eksiklerimizi tespit ettim ve sonrasında Rahmi Bey ile birlikte koleksiyonumuzda eksik olan bebekleri toparlamaya başladık. Rahmi Bey, İsveç, Fransa İngiltere ve Amerika’dan pek çok bebek satın aldı. Ben de araştırma ve bebek satın almak için Almanya, İsveç, İsviçre ve Rusya’ya seyahatler gerçekleştirdim; çeşitli müze, sergi, antikacı ve eskici pazarlarını ziyaret ettim. İngiltere ve Amerika’daki çeşitli müzayedeleri takip ederek koleksiyonumuzda eksik olan bebekleri satın aldık. Bu süreç devam ederken yakın müze dostlarımızın da bağışları ve ödünç verdikleri bebekler ile koleksiyonumuz zenginleşti. Sergimizi oluşturan ana koleksiyonun temini 1 yılda tamamlandı ancak sergiye hazır hale gelmesi için yaptığımız çalışmalarla toplam hazırlık süremiz 3 yılı buldu. Bebek kavramının tarih öncesinden bu yana kullanım amaçlarını kronolojik olarak aktardığımız sergide, tarihsel bir hikaye de sunuyoruz. Bu kadar kapsamlı bir koleksiyon oluşturduğumuz için mutluyuz. Başta sayın Rahmi M. Koç olmak üzere katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Umuyorum ziyaretçilerimiz de sergimizden mutlu ayrılacak”

Serginin ana sponsoru Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Güzeliş ise “Değerli Rahmi M. Koç Müzesi ile yıllar içinde çok güzel iş birliklerimiz oldu ve artık ilişkimiz dostluğa dönüştü. Bu anlamda, Dünya Bebekleri Sergisi’nin ana sponsorluğunu büyük bir memnuniyetle üstlendik. Bu bebeklerin, geçmiş ve gelecek arasında kurulmuş zamansal bir köprüyü temsil etmesinden dolayı onları mücevhere benzetiyorum. Aslında mücevher de geçmiş ve geleceği birbirine bağlayan, şimdiki zamansalda kurulmuş bir köprüdür. Bu köprü, anlamları, değerleri, mutlulukları ve aynı zamanda prensipleri, özeni ve titizliği taşıyor. Bebek yapımında gerekli olan usta bir işçilik mücevher yapımında da elzem. El yapımı bebeklere baktığımızda, tıpkı mücevher yapımında olduğu gibi her birinin arkasında büyük bir emek, yaratıcılık ve ince işçilik olduğunu görüyoruz. Hepimizin hayatında çok anlamlı bir yere sahip olan bebekleri, tarihi ve kültürel perspektiften görmemizi sağlayan bu serginin ana sponsoru olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu