“Ek zam kaçınılmaz”
EMEP Kocaeli İl Başkanı Erkan, “Sendikalı işçiler de asgari ücretli, ek zam kaçınılmaz oldu” dedi
2023 yılı için geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesinin ardından sendikalı işyerlerinde azımsanmayacak sayıda işçinin asgari ücretli haline geldiğini belirten Emek Partisi Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, bunun kabul edilemez olduğunun altını çizerek, tüm işçilere ek zam yapılması gerektiğini ifade etti. Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in katıldığı bir televizyon programında “Sendikalar 8 binin üzerine çok çıkmayın dediler” yönünde sözler sarf ettiğini vurgulayan Erkan “Tüm sendikalar bakanın sözlerinin ne anlama geldiğini açıklamak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Arzu Erkan’ın açıklamasa şöyle: “Sendikalı işçiler de asgari ücretli, ek zam kaçınılmaz oldu. 2023 yılı için geçerli olacak asgari ücret bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından net 8 bin 506 lira olarak açıklandı. Kasım ayında dört kişilik bir aile için açıklanan açlık sınırının 7 bin 786 lira olduğu düşünüldüğünde önümüzdeki yıl için belirlenen rakam işçileri düpedüz açlığa mahkum etmektir. Kasım ayından bu yana temel tüketim ürünleri ve temel hizmetlerde zamların ardı kesilmemiş, her gelen gün gideni aratmıştır. Açıklanan asgari ücretin daha işçilerin cebine girmeden açlık sınırı seviyesine düşeceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur.
Hatırlanacaktır, Türk-İş yeni asgari ücretin açıklandığı toplantıya katılmamış, işçi kesimi olarak belirlenen rakama şerh koyduğunu açıklamıştır. Masaya açlık sınırı ile oturan Türk-İş, son teklifini ise 9 bin lira olarak kamuoyu ile paylaşmış, kendi açıkladığı dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı olan 25 bin 364 lirayı bir kez bile ağzına almamıştır. Hatta öylesine ki bekar bir çalışanın yaşam maliyeti olan 10 bin 171 lira bile Türk-İş yöneticilerinin umurlarında olmamıştır. Oyun kurulmuş, Türk-İş ‘İmza vermiyorum’ demiş, masadan çekilmiştir. Milyonlarca işçi ise sefalet ücretine mahkum edilmiştir.
‘Bizim imza atmamak dışında yapacağımız bir şey yok’ diyen Türk-İş yöneticilerinin tutumu açıkça mücadeleden kaçmaktır. Milyonlarca işçinin yaşamını belirleyen, ülkenin en büyük toplu sözleşmesi anlamına gelen asgari ücret için güçlü eylemler yapmak, iş bırakmalar, iş durdurmalar örgütlemek Türk-İş yöneticilerinin akıllarına bile gelmemiştir. Bunun adı mücadele kaçkınlığı değil de nedir?
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in katıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözler ise bu kadarına da pes dedirtmiştir. Bakan Bilgin demiştir ki; ‘Bütün sendikalarla görüştüm. Sendika başkanlarının taleplerini aldım. Dediler ki ‘Siz 8 bin liranın üzerinde ne kadar asgari ücret verirseniz biz o kadar zor durumda kalırız, bizim toplu sözleşmelerde aldığımız ücreti aşmanızı istemiyoruz. Sendikalar 8 binin üzerine çok çıkmayın’ dediler. Başta işçi kesimi adına masaya oturan Türk-İş, ‘İşçileri temsilen bu kez masada ben varım’ diyen Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak olmak üzere, tüm sendikalar Bakan Bilgin’in sözlerinin ne anlama geldiğini açıklamak zorundadır. Bakan Bilgin de bu sözleri hangi sendika başkanlarının söylediğini açıklamak zorundadır, aksi durumda bütün sendikaları töhmet altında bırakır ki bunu kabul etmek mümkün değildir.
Bakan Bilgin’in sözleri ile bugün sendikalı işyerlerinde ortaya çıkan tablo birebir örtüşmektedir. Bugün sendikalı işyerlerinde asgari ücrete gelen zammın ardından 10-12 yıllık işçilerin saat ücretleri asgari ücretle eşitlenmiştir. 12 yıldır sendikalı bir işyerinde çalışan, en az 6 toplu sözleşme görmüş işçiler, bugün asgari ücretli hale gelmiş, bizzat sendikacılar marifetiyle getirilmiştir. Çok uzağa gitmeyin ilimizde faaliyet gösteren, Türkiye’nin en büyük ikinci kuruluşu olan Ford Otosan’a bakın. Yıllarını bu fabrikaya vermiş 12 yıla kadar kıdemi olan işçilerin maaşları artık asgari ücrettir. 12 yıl üzerindeki işçiler ise asgari ücretin çok az üzerinde maaş almaktadır. Bu sadece Ford için değil MESS’e bağlı tüm metal fabrikaları için geçerlidir. Metalden petro kimyaya, camdan gıda işkoluna ilimizdeki sendikalı işyerlerinin gerçeği budur. Bu tabloyu yaratanlar; ‘açıkladığı rakamlar gerçeği yansıtmıyor’ dedikleri TÜIK enflasyonu ile masaya oturan, işçileri enflasyona ezdiren, patronlarla birlikte sermayenin hayali olan asgari ücreti tüm ülkede ortalama ücret haline getirmeyi başaran sendikacılardır.
Elbette ilimizde bu tabloyu tersine çevirmek için direnen işçiler ve sendikalar da var. Yasağa rağmen yaklaşık iki haftadır grevlerini sürdüren Bekaert işçileri, 5 gündür grevde olan Kartonsan işçileri, asgari bir yaşama mahkum edilmemek için mücadele ediyorlar. Tüm işçilere de izlenecek yolu gösteriyorlar. Partimiz ekmeğini büyütmek için direnen işçilerin her zaman yanında olacak, onlarla omuz omuza olacak, tüm olanaklarını işçilerin kazanımı için seferber edecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yapılması gereken bellidir. Tüm iş yerlerinde işçilere asgari ücrete gelen zam oranında ek zam yapılmalıdır. Çağrımız işçi arkadaşlarımızadır. Sendikalar işçilerin mücadele örgütleridir. Eğer sendikacılar, işçilerin çıkarlarını korumak ve geliştirmekten uzaklaşmışsa, eğer sendikacılar işçilerin ekmeğini büyütme mücadelesinde engele dönüşmüşse, o zaman işçiler olarak tıpkı Bekaert gibi, tıpkı Kartonsan gibi harekete geçmekten başka şans yoktur. Partimiz bu mücadelede hemen yanı başınızda, sizinle kol kola olacaktır”