“Ekonomik İstikrar Kalkanı” patronlara kalkan, işçi haklarına saldırı paketidir!”

Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Örgütü tarafından yapılan yazılı açıklamada, korona virüsle mücadele kapsamında Erdoğan tarafından açıklanan paket eleştirildi. Hükümetin sınıfsal ve politik tutumunun belli olduğunun ifade edildiği açıklamada, işçi ve emekçilere düşenin de kendi sınıfsal tutumlarının ortaya konulması olduğu ifade edildi.

EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan imzalı açıklamanın detayları ise şöyle:

“Günlerdir; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korona virüsle mücadele kapsamında alınacak ekonomik önlemlere dair yapacağı açıklama bekleniyordu. Malum, Sağlık Bakanı başta olmak üzere tüm yetkililer halka salgının yayılmasını önlemek için ‘evde kalın’ çağrıları yapıyor. İşçilerse bu çağrıya yanıtı bir soruyla veriyordu: ‘Evde kalalım kalmasına da bu tencere nasıl kaynayacak?’

İşçi ve emekçilerin can derdine düştüğü koşullarda; patronlar, korona virüs salgınını ekonomik krizin etkilerini aşmak için fırsata çevirme derdine düşmüş, bir çok fabrikada işten atma ve ücretsiz izinler gündeme gelmişti. İşçilerin bu paketten beklentisi işten atma ve ücretsiz izinlerin yasaklanmasıydı!

Bu talebe kulaklarını tıkayan Erdoğan ve AKP, gelmiş geçmiş en has patron partisi olduğunu bir kez daha gösterdi! Açıkladığı ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ ile patronlara kalkan oldu. 100 milyar liralık destek paketinden patronlara yeni teşvikler çıkarken işçilere esnek, güvencesiz çalışma ve borçlanma kolaylığı çıktı!

‘MÜTEAHHİTLERİ DÜŞÜNEN İKTİDAR BİZİ DÜŞÜNMEDİ’

Bu pakette patronlar için vergi ve SGK prim borçlarını erteleme, kredi borçlarına destek, KDV indirimleri, finansman desteği her şey var. Hatta öyle ki, salgınla mücadeleye nasıl bir katkısı olacağı hala düşünülen bir madde ile müteahhitler bile düşünülmüş! Müteahhitleri bile düşünen iktidar bir tek işçiyi, üretici köylüyü, emekliyi, işsizi, küçük esnafı düşünmemiş!

Hükümetin patronlara kıyağı teşviklerle sınırlı kalmıyor. Pakette, üretime ara verilen işyerlerinde patronların kısa çalışma ödeneğinden yararlanması da kolaylaştırılıyor. Kaynağı işsizlik sigortası fonu olan, işçilerden kesilen primlerle oluşturulan kısa çalışma ödeneği bir kez daha işsizler için değil patronlar için kullanıyor. Ayrıca virüsten korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenmenin öneminin anlatıla anlatıla bitirilemediği bu günlerde; kısa çalışmadan yararlanılan işyerlerinde, çalışılmayan günler için işçilere brüt ücretlerinin yüzde 60’ı ödenecek! İşçilerin sağlığı mı, kimin umurunda yeter ki patronların karına zeval gelmesin! Yetmedi, Erdoğan patronlara verilen asgari ücret desteğinin de süreceğini açıkladı!

‘BİZ DE SINIFSAL VE POLİTİK TUTUMUMUZU ALALIM’

Evet, virüs salgını sınır ve sınıf tanımıyor.  Ama biliyoruz ki, salgına karşı mücadele ve sonuçları gayet sınıfsal ve politiktir. Erdoğan ve Hükümeti politik ve sınıfsal bir tercih yapmıştır. Bu tercihte işçi ve emekçiler yoktur. Üstelik patronlara sunulacak bu 100 milyar liralık destek paketinin yükü tüm Türkiye halkının sırtına yıkılmıştır. Hükümet ve patronlar ekonomik krizin yarattığı daralmanın faturasını, korona virüs salgınını fırsat bilerek halka kesmiştir!

Erdoğan ve Hükümetinin tercihi bu ülkenin emekçileri olsaydı, bu desteğin sadece 25 milyarı ile 5 milyon yurttaşın SGK prim borcu silinebilirdi! 150 yataklı, tam teşekküllü en az 1234 hastane yapılabilirdi! Tam teşekküllü evde bakım hizmeti en az 46 milyon kişiye sağlanabilirdi! Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi en az 2 katına çıkarılabilirdi!

Hükümetin tercihi belli, sınıfsal ve politik tutumu da. O zaman biz işçi ve emekçilere düşen de kendi sınıfsal ve politik tutumumuzu almak. Sağlık hizmetinin tüm yurttaşlara parasız ve nitelikli olarak verilmesi için, işten atma ve ücretsiz izinlerin yasaklaması için, esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimlerinin son bulması için birlikte mücadele edelim. Emek Partisi olarak tüm emekçileri sağlık hakkımız ve insanca bir yaşam için kendi partisinde örgütlenmeye ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz!”