Siyaset

“Medeni haklar tehdit altında”

EMEP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Erkan: “Medeni Kanun’un 98. yılında medeni haklar tehdit altında”
Medeni Kanun’un 98. yılına dair açıklama yayımlayan Emek Partisi (EMEP) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Arzu Erkan, “Kadınlar, yüz yılı aşan hak ve eşitlik mücadelelerinin ürünü olan bütün kazanımlarını tarihe gömecek karanlık bir dönemece itilmek isteniyor” dedi.
EMEP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Arzu Erkan imzasıyla yayımlanan açıklamada Medeni Kanun’un 98. yılında tek adam iktidarının; kadın-erkek eşitsizliğini derinleştirmek, kadının emeğini “aileyi korumak” kisvesi altında ucuzlaştırmak için adımlarını hızlandırdığına dikkat çekildi.
Kanunda yer alan sınırlı hakların da tamamen yok edilmesinin gündemine alındığı ifade edilden açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“20 Mart 2021’deki İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı iktidarın kadınlarla ilgili gelecek tasarımını netleştiren bir dönüm noktası oldu. Genel seçimlerin ardından kadınların haklarını kısıtlamaya dönük ardı arkası kesilmeyen açıklamalar ile devletin eşitsizlikten doğan şiddeti önlemesi bir yana kadınları bu şiddete daha da çok mahkûm edecek politikalar dillendiriliyor.
Din görevlilerine nikah kıyma yetkisi, kürtajla ilgili fiili bir yasağa dönüşen hukuksuz uygulamalar, kadınların sokaktaki varlığına tahammülsüzlük, kılık kıyafetine, gülüşüne, duruşuna ayar verme açıklamaları, kadına yönelik şiddet ve cinayet suçlarında indirim ve cezasızlık gibi eşitsiz ve ayrımcı politikalar uygulandı.
Bugün de Anayasa, Medeni Yasa değişiklikleri gündem ediliyor. Medeni Yasa’nın kabul edildiği 17 Şubat 1926 tarihinden 98 yıl sonra kadınlar, yüz yılı aşan hak ve eşitlik mücadelelerinin ürünü olan bütün kazanımlarını tarihe gömecek karanlık bir dönemece itilmek isteniyor.
“KADINLAR ŞİDDET DOLU EVLİLİKLERE MAHKÛM EDİLİYOR”
Boşanmaları önlemek için aile arabuluculuğu sistemini bir müjde gibi sunuyorlar. Baroların, kadın örgütlerinin katılımını sınırlandığı veya engellendiği çalıştaylar ile yapılacak değişiklikleri konuşuyorlar. Aile hukukuna ilişkin yargıda devletin araştırıp gözetmek zorunda olduğu konular, arabuluculuk sistemi kapsamına alınmak isteniyor. Ekonomik, sosyal ve tarihsel açıdan eşitsiz bir konumda olan kadın ve çocuk, devletin koruma alanı dışında arabuluculuk sistemi içinde daha da güçsüz bırakılmak ve hukuk güvencesinden arındırılmak isteniyor. Zaten artan yoksulluk ve işsizlikle boşanması zorlaşan kadınlar, ‘boşanma oranlarını düşürmek’ uğruna şiddet dolu evliliklere mahkûm edilmeye çalışılıyor.
“ŞİDDETE MAHKUM EDECEK UYGULAMALARA KARŞI MÜCADELEYE!”
Yoksulluk nafakası hakkı ile çocuklar için ödenen iştirak nafakası uzun zamandır kurgulanmış açıklama ve tartışmalar; kadını, genci, çocuğu yoksulların da yoksulları haline getirerek, onları dize getirme aracına dönüştürülüyor. Kadınların boşandıktan sonra kendi ayakları üzerinde durabilecekleri ekonomik, sosyal desteklerin kadınlara sağlanmaması bir yana Bakanlar hep bir ağızdan nafakaya dair sadece ‘mağdur erkeklerden’ bahsediyor. Kadınların güçlendirilmesi, bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürebilmesi gündeme getirilmiyor. Kadınların güçlendirilmesine ayrılan Bakanlık bütçesi, toplam bakanlığın bütçesinin sadece binde 8’i!
Kadınların yüz yıl öncesinde kazandığı haklarının bugün hedef tahtasına konulmasını kabul etmiyoruz! Kadının eşitsiz konumunu pekiştirecek, emeğini ucuzlaştıracak, hayatını güvencesizleştirecek, şiddete sıkıştıracak bu uygulamaların karşısında tüm kadınları mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu