Cumhuriyetin daha Osmanlı Devleti zamanında başlayan mücadelelerin ürünü ve kazanımı olduğu ve bu kazanımlar ilerici reformlarla devam ederek Türkiye’nin bir ulus devlet haline gelişinin yolu açtığı ifade edilen açıklamada; “Ne var ki temellerinde kanı ve canı bulunan halk, inşa sürecinin tamamen dışında, uzun süre de temsil olanaklarından yoksun kalmıştır. Yönetimi devralan kadroların yaratmak istediği ‘sınıfsız imtiyazsız kaynaşmış kitle’ uğruna birçok yasaklara, kıyıma, cezalandırmalara ve sansüre zemin haline gelmiştir Cumhuriyet” denildi.
“EMPERYALİZME BAĞIMLI BİR ÜLKE HALİNE GETİRİLDİ”
30’lu yıllarda sayısı hızla artan işçi sınıfının yıllarca baskı altına alındığı, Kürt halkının varlığı ve talepleri yok sayılarak inkâr edildiği, Dersim katliamı, 6-7 Eylüller, Maraş, Çorum, Sivas, 1 Mayıs 77 katliamlarının yaşandığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Türkiye emperyalizme bağımlı bir ülke haline getirilmiş, arka arkaya yapılan üç darbe döneminde idamlar yapılmıştır. Her aykırı sesin boğulduğu; Sansaryan Hanı’nda, Ziverbey Köşkü’nde, Diyarbakır, Mamak, Metris gibi cezaevlerinde uygulanan işkencelerle muhalifleri bastıran bir ülke haline gelmiştir. Türkiye; 33 kurşunun, köylülere dışkı yedirilmesinin, toplu mezarların, faili meçhullerin, gözaltında kayıpların hesabının sorulmadığı bir coğrafyaya dönüşmüştür.”
“TEK ADAM YÖNETİMİ DÖNEMİNDE BASKI, SANSÜR VE CEZALANDIRMALAR ARTTI”
Bugün yeni bir hanedanlık kuran ve her şeyin AKP iktidarıyla başladığını iddia eden tek adam yönetiminin, Cumhuriyet’in 100. Yılını görmezlikten geldiğine dikkat çekilen açıklamada; “Bu iktidar döneminde de baskı, sansür ve cezalandırmalar artmış, toplumun kimyasını bozan tarikat ve cemaatlere siyasi, iktisadi olarak ve sosyolojiyi değiştirmek için yol verilmiş, bürokraside de etkin güç haline getirilmiştir. Türkiye gerilimleri ve savaşları kışkırtan bir ülke durumundadır” denildi.
“GERÇEKTEN DEMOKRATİK VE LAİK BİR REJİM HALA HALKIN ÖZLEMİDİR”
Bütün baskılara rağmen ataları Kurtuluş Savaşını veren her milletten, mezhepten ve cinsiyetten halkın mücadele etmeye devam ettiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Hakimiyetin kayıtsız şartsız halkta olacağı bir Cumhuriyet bu mücadelenin birikimlerinden doğacaktır. 100 yıl boyunca yaşanmış acıların bir daha yaşanmayacağı; eşit haklar temelinde örgütlenmiş, bütçesinden siyasetine kadar halk inisiyatifinin egemen olacağı, gerçekten demokratik ve laik bir rejim hala halkın özlemidir.
Çıkarcı, talancı, kayırmacı, yağmacı ve halka yabancılaşmış gerici iktidarların değil; halkın söz sahibi olduğu, üreten kimse sözün sahibinin o olduğu böyle bir Cumhuriyet için daima ‘ileri!”