ERGENE DERİN DENİZ DEŞARJI MARMARA’YI ZEHİRLİYOR
MARMARA DENİZİ HAKKINDA BİLMENİZ GEREKEN 10 GERÇEK
Marmara’nın dört bir yanındaki bakir yeraltı varlıklarından doğan Gönen, Nilüfer, Dilderesi gibi nehirler, yol boyunca arıtılmadan boşaltılan evsel ve endüstriyel atıksular yüzünden Marmara Denizi’ne 4.derece (çok kirli) su kategorisinde ulaşıyorlar. 2020 yılı sonunda başlayan Ergene Derin Deniz Deşarjı ile yeterince arıtılmadan Marmara’ya verilen endüstriyel atıksular, çok sayıda deniz canlısının ölümüne neden oldu. Bugün için Ergene havzasındaki sanayi tesislerinin sadece 3%’ü Marmara’ya Derin Deniz Deşarjı ile atıksularını boşaltıyor. Sistem tam kapasiteyle devreye girince Marmara Denizi için büyük bir yıkım olacaktır.
SÖZDE DERİN DENİZ DEŞARJLARI MARMARA’NIN ÖLÜM FERMANIDIR
1989 yılı başında Haliç’i temizlemek gerekçesiyle başlatılan ve Derin Deniz Deşarjı adı verilen, evsel atıksuların denizin 50 metre kadar derininden, arıtılmadan alt akıntıya verilmesi uygulaması bugün de devam etmektedir. İstanbul’da Marmara Denizi’ne verilen evsel (kanalizasyon) ve endüstriyel atıksuyun 60%’lık kısmını oluşturan 2,4 milyon m3 arıtılmadan denize verilmektedir.
YÖNETMELİKLER SERMAYEDEN YANA
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği, hem evsel ve endüstriyel atık suların karıştırılarak aynı tesiste arıtılmasına hem de farklı endüstrilerin atık sularının aynı tesiste arıtılmasına izin vermektedir. Sonuçta yeterli düzeyde kimyasal arıtmadan geçirilmeden yapılan deşarjlar, deniz ekosisteminde büyük.
MEGA PROJELER MARMARA’YI YOK EDİYOR – İSTANBUL KANALI EKOKIRIM PROJESİDİR
Trolle yapılan endüstriyel balıkçılık, kirlilik nedeniyle sayıları oldukça düşen balık türleri ve deniz dibinde yaşayan canlılar için ciddi bir tehdittir. Balıkçılıktan geçim sağlayan çok sayıda küçük balıkçı da aynı sebepten büyük ekonomik zorluk yaşamaktadır.
YASAKLARA RAĞMEN TROLLE AVLANMA DEVAM EDİYOR
3.Havalimanı, 3.köprü, Kuzey Marmara Otoyolu ve bunların inşaatlarına malzeme sağlamak için açılan çok sayıda taşocağı bölgedeki nüfus ve sanayileşme baskısını daha da artırarak Marmara Denizi’ni büyük bir ekolojik yıkıma uğrattı. İstanbul Kanalı, Marmara Denizi’ne vurulacak son ölümcül darbe olacaktır.
MARMARA DENİZİ FOSEPTİK ÇUKURU DEĞİLDİR
Marmara Denizi’ne günlük 5,8 milyon m3 civarında atıksu deşarj ediliyor. Evsel atıksuların 44%’ü arıtılmadan denize veriliyor. Çoğu yerde sanayi tesislerinin atıksu arıtma tesisleri ya yeterli kimyasal arıtma yapamamakta ya da işletme maliyetleri nedeniyle devre dışı bırakılmaktadır.
BİYOÇEŞİTLİLİKTE BÜYÜK KAYIP
20.yüzyılın başlarında 124 adet ticari balık çeşidi bulunduğu kayıtlara geçen Marmara Denizi’nde yıllar süren aşırı kirlilik sonucunda sadece birkaç ticari balık türü kalmıştır ve denizdeki oksijen oranı türlerin yaşayabilmesi için kritik düzeyin altına düşmüştür.
TARIMA VE SAĞLIĞA CİDDİ TEHDİTLER
Marmara çevresindeki sanayi tesislerinin atıksularını boşalttıkları nehirler, tarımsal sulamada kullanılıyor. Bu kirlilik tarım ürünlerinde zehirlenme ve yerel halkta kanser, solunum yolu hastalıkları gibi çok ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.
STRATEJİK PLANDA SOMUT BİRŞEY YAPILMADI
Haziran 2021’de 22 maddelik “Marmara Denizi Koruma Eylem Planı” açıklandı. Ardından Eylem Planı’nı yürütmek için “Bütünleşik Stratejik Plan” hazırlandı. Kasım 2021’de Marmara Denizi ve Adalar “Özel Çevre Koruma Bölgesi”, Aralık 2021’de Marmara Denizi, tüm kıyı şeridini kapsayacak şekilde hassas su kütlesi ilan edildi. Ancak bu eylem planları ve yönetmelikler sonrası ne Marmara Denizi’ni koruyacak somut bir adım atıldı, ne de sanayi ve inşaat sektörlerinin yatırım hırsları frenlenebildi.
MARMARA DENİZİ ALICI ORTAM OLAMAZ
Karada tüketilen su karada kalmalı, geri kazanım için ileri seviyede arıtılmalı ve sanayide, sulamada tekrar kullanılmalıdır. Su fakiri olan ülkemizin yeraltı ve yerüstü su varlıklarının hoyratça tüketilmesine son verilmelidir.