Yaşam

Depremde LGBTİ 

Bazıları toplanma alanlarına gitmeye çekindi, bazılarına da yardımlar verilmedi. Destek mekanizmalarına erişemeyen LGBTİ+’lar, bir kez daha toplumun görünmeyenleri olarak eşitsizliği görünür yaptı.

Peki nasıl bir sistem kurulmalıydı da LGBTİ+’lar da deprem, afet gibi durumlarda destek mekanizmalarından yararlanabilsin? 6 Şubat depremlerinde ne gibi hatalar yapıldı? Çözüm önerileri neler?

17 Mayıs Derneği’nden Sosyal Hizmet Uzmanı Havva Kafes, özellikle Hatay ve Maraş’tan LGBTİ+’ları dinledi, danışmanlık desteği verdi.

LGBTİ+’ların doğal afet sırasında dahi nefrete, ayrımcılığa uğradığını, şiddete açık hale geldiklerini belirten Kafes, toplumsal cinsiyet odaklı bir afet yönetim mekanizması olmadığına dikkat çekti.

Kafes, doğal afetler karşısında herkesi kapsayan, ‘zamanında ve doğru şekilde’ müdahale edebilecek bir sistem umut ettiğini belirterek “Bu umut için hep birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.

Sosyal Hizmet Uzmanı Havva Kafes’i dinliyoruz.

“Depremde bile LGBTİ+’lara nefret söylemi yayıldı”

Altı ay önce ilk deprem olduğunda LGBTİ+’lar olarak bölgede ne gibi sorunlar yaşadınız?

6 Şubat depremleri bizlere doğal afetler noktasında ne kadar yetersiz olduğumuzu, hazırlıksız olduğumuzu gösterdi aslında. AFAD’ın koordinasyon problemi, temiz suya erişim, gıdaya erişim ve ısınma-barınma ihtiyaçlarını karşılamada yetersizlikler…

Deprem sonrası aslında büyük bir kaos ve hizmet yetersizliği mevcuttu. Hayatın her alanında, her gün şiddete, ayrımcılığa uğrayan, temel hak ve hizmetlerden dışlanan LGBTİ+’lar depremde de yetersiz olan tüm hizmetlere erişimde büyük sorunlar yaşadı.

Depremde LGBTİ 

Örneğin ısınma alanlarında, su sırasında ya da birlikte yaşanan kalabalık alanlarda yalnızca LGBTİ+ oldukları için ayrımcılık ve şiddet riskinden ötürü tenha köşelerde, yalnız kaldılar. Örneğin deprem sonrasında Maraş’tan Ankara’ya gelen trans bir kadın yemek ve su dağıtılan toplu alana gittiğinde insanların bakışlarından çekinip yarım şişe su alıp tenha bir köşeye gittiğinden bahsetmişti.

Tüm bunlar aslında LGBTİ+’ların doğal afet sırasında dahi nefrete, ayrımcılığa uğradığını, şiddete açık hale geldiklerini bize gösterdi.

Ayrıca ulaşım da büyük bir krize döndü ilk zamanlar. Kişiler deprem bölgesinden ayrılmak için otobüs, uçak peşinde koştular, nakliye araçları ile döndüler.

Ancak LGBTİ+’lar ulaşım noktasında da tanımadığı, uzun süre aynı araçta kalacağı kişilerden doğal olarak şiddete uğrama korkusu yaşadılar ve ulaşım da yine büyük bir problem haline döndü LGBTİ+’lar için.

Bu sorunların çözümü noktasında herhangi bir adım atıldığını gördünüz mü?

LGBTİ+’ların yaşadıkları sorunların çözümü için herhangi bir adım atılmadı. Atılan adımlar genel olarak bakıldığında zaten çok geç atılmış adımlardı ve bu geç atılmış adımlar LGBTİ+’ların yaşadıkları öznel sorunları kapsamıyordu.

Ankara’da LGBTİ+ Deprem Dayanışması kuruldu depremin hemen sonrasında. Bu ağ için bile neden yalnızca LGBTİ+’lar, deprem LGBTİ+ ayırmıyor gibi eleştirel çok fazla yorum yapıldı. Kısıtlı olan hizmetlerden LGBTİ+’ların nasıl faydalanabileceği düşünülmüyorken, bunun için adım atanlara da eleştiri getirildiğine bu dönemde tanık olduk.

 

“Toplumsal cinsiyet odaklı afet yönetim mekanizması yok”

Sizce deprem ve sel gibi felaketlerde devletin toplumsal cinsiyet odaklı yönetim mekanizması var mı?

Deprem, sel, yangın gibi felaketlerde maalesef toplumsal cinsiyet odaklı bir afet yönetim mekanizması bulunmuyor.

Böyle bir mekanizma yoksa sizce ne gibi bir politika üretilmeli, devletin ve destek gruplarının bu konudaki politikası nasıl olmalı?

Öncelikle tüm felaketlere karşı bir hazırlık yapılması gerekmekte. Gerçek bir hazırlığa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu hazırlık aşamasında da spesifik ihtiyacı olan gruplar özelinde bu ihtiyaçların neler olduğu, nasıl çözülebileceğine dair de bir hazırlık yapılması gerekmekte.

Örneğin deprem alanına ilaç gönderimi yapılacağında HIV baskılayıcı ilaçlar var mı, hormonlar mevcut mu gibi tüm ihtiyaç olabilecek ilaçlar düzenlenmeli ve gönderimi gecikmeden yapılmalı.

Bu spesifik ihtiyaçların belirlenmesi aşamasında da aslında hazırlık sürecinin yukarıdan bakan bir yerden değil, bu alanda aktivizm yürüten, sahada çalışan derneklerle, kişilerle bir araya gelerek sorunları, olası ihtiyaçları konuşulmalı ve bu şekilde yatay ilişkilenen bir hazırlık yapılmalı.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Kaos GL’nin yıllar önce ‘Heteronormatif Olmayan Bir Sosyal Hizmet Mümkün’ inancıyla sosyal hizmeti var etmeye çalıştığı günden bugüne hem sosyal hizmetin hem de özünde tüm sistemin heteroseksist, cisseksist olmayan bir şekilde inşası için birlikte çalışıp, bir felaketle karşılaştığımızda tüm sistemin herkesi kapsayan ve aynı zamanda zamanında ve doğru şekilde müdahale edebileceği bir sistem umut ediyorum. Bu umut için hep birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyorum.

Kaynak: bianet

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu