Yaşam

İmamoğlu: “Korkusuzca Mücadele Ediyoruz” diyerek Meydan Okudu!

GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI SORU: “SİZİN DE KAPINIZA GELİRLER Mİ?”

YANIT: “RUBİCON’U GEÇENLER İÇİN, KAYGI VE KORKU YOKTUR”

İmamoğlu, toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu’na yöneltilen bazı sorular ve bunlara verilen yanıtlar şöyle oldu:

-Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer olsun, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat olsun… Bu soruşturmaların sonunda sizin de kapınıza gelirler mi? Böyle bir süreç olur mu? Bir endişeniz var mı?

“Vallahi ‘Bir endişeniz var mı’ sorusunu, bana çok soran oluyor. Ama sonuçta ben, yıllar öncesinden bir karar verdim.  Bir iş insanıyken ve çok sayıda iş başarmış, şükürler olsun halim vaktim yerindeyken, ‘ah, vah’ diyerek günlerimi geçirebilirdim. Ama meselede bir sorumluluk üstlenme adına yola çıktım. Açıkçası belki hiç bu dertlerle uğraşmaz, sadece vahlanan bir vatandaş da olabilirdim. Ama bu kutsal yolculukta, milletine hizmet etme yolculuğunda, kararlı ve açıkçası endişeyi, kaygıyı ruhundan söküp atmış bir halde yol yürüyen bir insanım. 2019 yolculuğu itibarıyla, başka bir evreye ulaştı bu yolculuk. Ve açıkçası, özellikle ilk başta bir ilçede bir kamu yöneticisinin bir kısım hukuksuzluklarıyla mücadele etmek için siyasete adımı atma kararım, Allah nasip etti, başka bir boyuta ulaştı. Ve 31 Mart 2019 tarihi, benim için bütün endişeleri, bütün kaygıları hayatından silme günüdür, milattır. Çünkü milletin helal oyuyla seçilmiş bir belediye başkanının, o seçimi elinden alma çabalarını gösterirken, onlara karşı vermiş olduğumuz bir mücadeleyi ve ardından 6 Mayıs 2019… Tabiri caizse ‘gemileri yakmak’ diye tarifleyebileceğimiz bir kararlı yolculuğun adımını attım. O bakımdan benim ruhum da ne endişe ne kaygı ne de korku var. Benimle yürüyen her arkadaşımın da böyle bir kararlılığı ve böyle bir yol haritası vardır. ‘Rubicon’u geçmek’ (Jül Sezar’ın Rubicon Nehri’ni geçişi ‘dönülmez yola girdiği’ mesajı verdiği için günümüzde, geri dönüşü olmayan adımlar ve kararları ifade etmek için ‘Rubicon’u geçmek’ deyimi kullanılır) diye bir kavram vardır ya tam da öyle. Benim bütün yol arkadaşlarımla birlikte kaygısı, korkusu, endişesi olmaksızın bu milletin adaletli, bu milletin bugün adaletsizliği yapan insanların ailelerini bile korumak adına kararlı bir geleceği bu Türkiye’de var etmek adına yol yürüyor. Rubicon’u geçenler için, kaygı ve korku yoktur. Bizim yolculuğumuz öyle bir yolculuktur. İnşallah menzile varırız.”

BAŞSAVCI GÜRLEK’A “SORUŞTURMA”, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A “YARGIYA PARMAK SALLAMA”

YANITI: SAYIN CUMHURBAŞKANI, ‘ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ TANIMIYORUM’ DİYEN KİŞİ.

-İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleriniz nedeniyle hakkınızda açılmış bir soruşturma var. O soruşturma kapsamında size ve avukatlarınıza bir davet geldi mi? İfade vermeye gittiniz mi? Ne zaman gideceksiniz? İkincisi ise, Akın Gürlek’e yönelik ifadelerinizle Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması oldu; “Yargı mensuplarımız işte terör olaylarının saldırısına uğramış bir ülke. Kimse onları ve ailelerini tehdit edemez. Yargıya parmak sallayamaz. Ana muhalefet partisinin temsilcisi de olsanız, yargıya ders veremez’ gibi bir açıklaması oldu. Siz Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Hakkımda bir soruşturma var. Bu hafta bir çağrı bekliyoruz ya da ona göre bir ortam oluşacak diye duyuyoruz. Açıkçası, ben bu konuda çok hassas birisiyim. Az önce de ifade ettim konuşmamı bitirirken. Geriye dönün; belki on tane, yirmi tane konuşmamda bu cümlenin aynısını kurdum. ‘Bugün bize haksızlık, hukuksuzluk yapanların, ihtiyaç duyduklarında onlara da lazım olacak olan bağımsız yargı düzenini bu ülkede biz inşa edeceğiz’ diye defalarca dedim. Bunu en çok onların evlatları için yapacağız. ‘Sizin çocuklarınızı torunlarınızla koruyacak ve güvence altına alacak bağımsız yargı düzenini bu ülkede biz tesis edeceğiz’ iddiasını şimdi de söylüyorum. Cumhurbaşkanı mı bana soruşturma açacak? Evet yani her birisinin bugün hukuksuz davranan ve yargıya siyaseti alet eden, düzeni bertaraf edecek, yargıyı bağımsızlaştıracak, yargıyı ve saygın bu ülkenin yargı mensuplarını hak ettikleri bir biçimde mesleklerini gururla yapabilecek ortamı tesis etme mücadelesini biz veriyoruz. Bunu başaracağız. Sizin evlatlarınızı, torunlarınızı dahi güvence altına alacak olan adaleti, biz tesis edeceğiz. İddiamız bu. Bunu söyledik. Kaldı ki; aile, çoluk, çocuk benim hayatımda en hassas olduğum şey… Kim oy vermiş, vermemiş bakmadan, toplumsal adalete, toplumsal bütünlüğe, toplumsal eşitsizliği ortadan kaldırmaya dönüp adaleti tesis etmeye, çocukları ve kadınları korumaya dönük… Bakın onu Anne Kart’ta görürsünüz, kreşlerde görürsünüz… İstanbul’da onlarca uygulamamızda görürsünüz. O bakımdan burada uydurma bir zihinle bir iş yapılmış. Umarım hatalarını, biz ifade vermeye gidene kadar görürler. Sayın Cumhurbaşkanı, bana, ‘Yargıya parmak gösteremez’ vesaire…  Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyorum’ diyen kişi. ‘Tanımıyorum ve uygulamıyorum’ diyen kişi. Anayasa Mahkemesi’nde iki gazeteciyle ilgili hak ihlali kararı verildi. ‘Tanımıyorum’ dedi. Daha sonra Can Atalay olayında yine aynı şekilde… Eğer yargıya dönük bir uyarıda bulunuyorsa Sayın Erdoğan, ben tahmin ediyorum kendisini uyarıyor. Şöyle olabilir; Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ı uyarmış olabilir burada. Ben, bu uyarıyı üzerime hiç alınmadım. Ben, tam anlamıyla bağımsız yargı mücadelesi veren ve yargının en üst seviyede bu ülkenin her  insanını bireyini koruyan bir seviyeye ulaşması için mücadele ediyorum.”

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu