İş cinayetlerinde yargılama ve adalet sağlansın
Emek Partisi Aydın'ın Nazilli ilçesinde DSİ'nin içe suyu isale hattı kazı çalışması sırasında meydana gelen göçükte 3 işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin açıklamada bulundu
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan imzalı açıklamada “Yaklaşık 1,5 yıldır süren bu altyapı çalışması çok tehlikeli statüde bir işyeri olmasına rağmen bir kere bile denetlenmemiştir. İşçi sağlığı, iş güvenliği açısından, böyle halka açık olan şantiye ortamlarında, -daha önce altyapı çalışmaları sırasında çocukların bile öldüğü bilinirken- iş yeri sağlık ve güvenliğinin sağlanması sadece işyeri sahibi patrona bırakılamaz; ihaleyi yapan kurum DSİ, belediyeler ve ilgili bakanlık yetkilileri de sorumludur.” denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde;
“Aydın’ın Nazilli ilçesinde DSİ’nin içme suyu isale hattı kazı çalışması sırasında meydana gelen göçükte 3 işçi kardeşimiz iş cinayetinde hayatını kaybetti. DSİ’nin Sistem 2023 Yapı + Soysal Mühendislik + Makrotel İletişim firmalarına taşere ettiği iş cinayetinde yine birçok tedbirsizlik ve alınmayan önlemler yüzünden kaynak çalışması yaptıkları sırada kazı alanı işçilere mezar olmuştur. AKP eski milletvekili Mahmut Sami Mallı’ya ait taşeron şirket meydana gelen olayda eğer gerekli şevli çalışma ve iksa denilen göçüğü engelleyebilecek kalıp sistemleri kullanılsaydı bu iş cinayetleri meydana gelmeyecekti. İnşaat firmalarıyla ülke genelinde birçok ihaleyi alan AKP’li vekil Mallı bu olaydan sonra koruma kalkanına alınamaz. Olaydan sonra ÇSGB 2 SGK müfettişi görevlendirildiğini açıkladı. Bakanlığın asıl görevi ölümlerden sonra müfettiş görevlendirmek değil ölümleri önlemek öncesinde denetleme yapmaktır. Yaklaşık 1,5 yıldır süren bu altyapı çalışması çok tehlikeli statüde bir işyeri olmasına rağmen bir kere bile denetlenmemiştir. İşçi sağlığı, iş güvenliği açısından, böyle halka açık olan şantiye ortamlarında, -daha önce altyapı çalışmaları sırasında çocukların bile öldüğü bilinirken- iş yeri sağlık ve güvenliğinin sağlanması sadece işyeri sahibi patrona bırakılamaz; ihaleyi yapan kurum DSİ, belediyeler ve ilgili bakanlık yetkilileri de sorumludur.
Koyun otlatırken, sokakta yürürken çarpılan insanlar, küle dönen ormanlar. Üç yıl içinde tümü özel sektöre satılan elektrik dağıtımından kaynaklı felaketler bitmiyor; son bir ayda 17 kişi can verdi. Özelleştirmenin başladığı 2010’da, elektrik kaynaklı yangınlarda yok olan orman sahası oranı %4,9 idi; 2021’de %26,8’e çıktı. Dağıtım işiyle nakit istifleyen şirketler hesap da vermiyor. Türkiye’de 1986-2023 yıllarındaki toplam özelleştirme tutarı 71,5 milyar dolar ve bunun %18,14’ü 21 bölgedeki EDAŞ’ların satışına ait: 12,75 milyar dolar! Enerji tekellerinin oluşturulması, Dünya Bankası’ndan şirketlere uzanan bir talan sürecinin sorumluluğu sermaye iktidarlarındadır. Enerji iş kolundaki son 10 yılda 400’ün üzerinde işçi hayatını kaybetti. İlk sırada gelen sebepler elektrik çarpması, yüksekten düşme, patlamalar ve yanma. İş cinayetlerinde ölen işçilerin çalıştıkları şirketlerin başında ise özelleştirilen dağıtım şirketleri ve enerji santralleri geliyor.
Sermaye ve devlet, işçi sağlığı ve güvenliği alanında işçi katılımını, mevzuatlar ve üretim ilişkileri yardımıyla “bireysel katılım” formunda örgütleyip, işçi temsilciliği gibi kolektif temsil araçlarını mümkün olduğunca sınırlandırdı. İşyerlerinde gerçek bir denetim ancak işçilerin kuracağı örgütlenmelerle mümkün olacaktır. İş cinayetlerinin tüm sorumluları kamu da dahil yargılanmalıdır.”