Siyaset

 İşimiz zor ama gücümüz Kadın Hareketi’nden

HÜDA-PAR’lı milletvekillerinin Meclis’e girmesi, kadın ve LGBTİ+’lar açısından yeni hak ihllalerinin yaşanabileceği endişesi yarattı

Peki, Meclis’te kadın haklarını savunan vekiller, bu cinsiyetçi ve kadın düşmanı politikalarla nasıl mücadele edecek? Meclis’te nasıl ses yükseltecek?

“Evlilik dışı ilişkiler engellenmeli”

“Kadına hizmete veren yerlerde sadece kadınlar çalışmalı”

“6284 No’lu yasada değişikliğe gidilmeli, erkekler mağdur edilmemeli”

Bunlar, kadın düşmanı politika ve uygulamaları ile bilinen HÜDA-PAR’dan.

“Sadece Meclis’teki sesi değil, sokaklardan geldiğimiz mücadele birikimimizi, şimdi meclis ve sokak arasında bir köprü kurarak meclisi de kadınların kürsüsü ve mücadele araçlarından biri haline getireceğiz. Kimsenin kirpiğinin yere düşmemesi için mücadelemizi güçlendireceğiz.”

“Kadınların kendilerini yalnız hissetmeyeceği, korkuya ve umutsuzluğa terk edilmeyecekleri yerel mücadele dayanaklarının oluşturulması bugün dünden daha hayati hale gelmiş durumda. Yüzümüzü buraya çevirmeliyiz.”

“Mücadeleye devam edeceğiz. Hayatımız pahasına kurulan ittifaklara karşı biz de cansiperane bir mücadele vereceğiz. Mücadelenin kanallarını geliştireceğiz. Sadece Meclis’te değil, sokakta, evde, işyerinde mücadele kadınlarla birlikte örülecek.”

Mücadelede kararlılık beyanı içeren bu sözler de Meclis’e giren milletvekillerinden.

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA-PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, HÜDA-PAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç milletvekili olarak seçildi.

Meclis’e gönderdiği vekillerin yarısı kadınlardan oluşan Yeşil Sol’dan feminsit kadınlar, HÜDA-PAR’lı erkek milletvekillerinin kadın düşmanı söylem ve politikaları ile nasıl mücadele edecek? Sokaktan ve akademiden aldıkları deneyimleri Meclis’e nasıl yansıtacaklar.

Toplumasal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi ve Mersin Yeşil Sol Parti Milletvekili Perihan Koca, EMEP üyesi gazeteci ve Antep Milletvekili Sevda Karaca ve Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenkbianet’e anlattı.

Koca: Kadın ve LGBTİ+’ların en iyi bildiği şey mücadele

Birer sosyal ilişkiler sistemi olarak patriyarka ve heteronormativite insan kılığına bürünseydi HÜDA PAR’ı kurarlardı.

Bütün varoluşsal amaçları kadınların ve LGBTİ+’ların karşıtlığında cisimleşen bu şer partisinin mecliste birçok müttefiki de olacak. Dolayısıyla nefretin ve şiddetin daha da derinleştirilmek isteneceğini öngörmek zor değil.

HÜDA PAR ve onunla rezonans kuracak olan diğer müttefikleri pervasız bir saldırıya girişeceklerdir. HÜDA PAR, programında kadınlardan bahsederken “sahipsiz kalan kadınların sahiplendirilmesi”nden bahsedecek kadar kadın düşmanı.

Meclis’te ses olacağız

Konca Kuriş cinayetinden bahsederken cinayeti soğukkanlılıkla savunacak kadar açık sözlü. Sistematik hale gelen kadın cinayetlerini artık açık bir biçimde savunan bir parti var Meclis’te.

AKP ve MHP’nin yıllardır süren nefret ve şiddet politikaları, Yeniden Refah Partisi’nin yine açık 6284 karşıtlığı ve Hüda Par’ın kadın ve LGBTİ+ kini bir araya gelince oluşacak olan ultra nefret odağını tahmin etmek zor değil.

Kadın ve LGBTİ+’ların en iyi bildikleri şey olan mücadeleden başka bir seçenekleri zaten yok. Biz bu mücadelenin Meclis’teki sesi olacağız.

Sadece Meclis’teki sesi değil, sokaklardan geldiğimiz mücadele birikimimizi, şimdi meclis ve sokak arasında bir köprü kurarak meclisi de kadınların kürsüsü ve mücadele araçlarından biri haline getireceğiz. Kimsenin kirpiğinin yere düşmemesi için mücadelemizi güçlendireceğiz.

Yalnız değiliz, milyonlarız. Çaresiz değiliz, köklü bir mücadele geleneğimiz ve değiştirme gücümüz var.  Kâbusları olacağız.

Uykularını kaçıracağız. Nefretleri öfkemizi tadacak. Nefretleri direnişimizi tadacak.  Kadınlarla uğraşılmayacağını anlamaları için kadınların meclis ve sokak tedrisatından geçecekler. Nefret dolu ağızlarını her açıklarında ise karşılarında bizi bulacaklar.

 

Karaca: Karanlık ittifaka karşı bir aradayız

Çocuk istismarını evlilikle meşrulaştırmak isteyen, kadınlar ve kız çocukları için özel bir öneme sahip olan karma eğitime karşı çıkan, kadınları bir nesne gibi gören, Kürt halkına yönelik saldırılarla bilinen Hizbullah’ın Türkiye ayağı HÜDA PAR; kendi kadın milletvekili adayının fotoğrafını karartan, 6284 sayılı Kanun karşıtı, kadınların nafaka hakkına göz diken Yeniden Refah Partisi, 21 yıllık iktidarı boyunca kadınların kazanılmış tüm haklarını fırsat buldukça hedefe koyan AKP…

Bu tablonun bir yanında ise, farklı partilerden Yeşil Sol Parti listelerinden aday gösterilen ve her biri kadın mücadelesinin içinden gelen çok sayıda kadının da mecliste yer alacağı gerçeği var.

Bu son yıllarda yaşadığımız sürecin bir özeti gibi. Bir yanda haklarımızı ve hayatlarımızı hedefe koyan, her türden hakkımızı gasp etmeye yönelik politikalarıyla açık bir kadın düşmanlığı sergileyen iktidar ve ortakları… Diğer yanda koşullar ne olursa olsun hakları ve hayatları için mücadele etmekten geri durmayan kadın mücadelesi bileşenleri…

Meclis yan yana gelmenin aracı

Umudu geniş kadın kesimlerini birleştiren, yan yana getiren bir mücadele perspektifinde ve kadınları sokak sokak örgütleme ısrarımızda bulabileceğimizi yeniden hatırlamamız gerekiyor. Meclis işte bunun araçlarından biri olmalı.

Kadınların yan yana gelme, birlikte mücadele etme olanaklarını arttıran bir örgütlenmeyle daha geniş, daha çok kadına ulaşan mücadele araçları yaratırken, meclisi bu araçların bir parçası haline getirmemiz gerekiyor.

AKP’nin dayanağı haline gelen HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nde cisimleşen, ancak diğer tüm burjuva partilerinde de etki yaratacak olan gericileşmenin etkileriyle mücadele etmek için meclis tek başına yetmez.

Yaşamın her alanında haklarımıza, eşitliğe, laikliğe, özgürlüğe sahip çıkarak, bu gücü Meclis’te hissedilir kılmamız gerekiyor.

Kadınların kendilerini yalnız hissetmeyeceği, korkuya ve umutsuzluğa terk edilmeyecekleri yerel mücadele dayanaklarının oluşturulması bugün dünden daha hayati hale gelmiş durumda. Yüzümüzü buraya çevirmeliyiz.

Ülkenin dört bir yanında platformlarla, derneklerle, inisiyatiflerle yan yana gelen kadın ve LGBTİ örgütleriyle daha sıkı ilişki içinde, ortaklaştığımız temel talepler etrafında, kısa ve orta vadeli bir ortak mücadele programı da çıkararak birlikte hareket etmemiz gerekiyor.

Tek tek değil, hep beraber hareket etmemiz gereken kritik bir süreçteyiz. Ve biliyoruz ki mücadele ile kazandığımız hakların yürürlükte olmasının tek garantisi yine mücadelemizi genişleterek bu karanlık ittifaklara karşı devam etmesi.

 

Çelenk: Asla pes etmiyoruz

14 Mayıs 2023 seçimlerinin sonucu başta toplumsal muhalefet olmak üzere kadınlar bakımından oldukça büyük bir hayal kırıklığı oldu.

Açıkçası daha uygun bir söz bulamadığımdan hayal kırıklığı diyorum ama bundan fazla bir şey söz konusu. Mevcut iktidarın, kadınların kazanımlarına sistematik olarak saldırmasına, kadınlara yönelik baskıcı ve ayrımcı uygulamalarına karşı verilen kesintisiz ve güçlü direniş hatırlandığında, sonucun bu olmaması gerekirdi diye düşünmemek elde değil.

Meclis aritmetiği çok kaygı verici. İktidarıyla muhalefetiyle, görüp göreceğimiz en sağ ve milliyetçi parlamento kompozisyonlarından biri oluştu.

Mesele sadece kadınların hayatını pazarlık konusu yapan YRP’nin ya da toplum hafızasında korkunç cinayetlere anılan Hizbullah’la yakınlığı sık sık yeniden hatırlatılan HÜDA-PAR’ın Cumhur ittifakı altında Meclis’te olmasından ibaret değil.

AKP-MHP iktidarı bu partileri Cumhur İttifakında toplamadan evvel de kadınlar bakımından daha az tehditkar bir tablo sunmuyordu.

Kadınları şiddetle, yoksullukla, emek sömürüsüyle ve güvencesizlikle baş başa bırakan koşullar aynı iktidarın eseri. Kadın katlinin ve kadına şiddetin faillerini cezasızlık ve iyi hal indirimleriyle azgınlaştıran da aynı iktidardı.

Kadınların nafakasına da şiddet karşısındaki en büyük kazanımları olan İstanbul Sözleşmesine de saldıran onlardı. Kadınlar da buna karşı gerçekten nefessiz bir mücadele yürüttü. Yıllardır yürütüyor. Vazgeçmiyoruz.

Başka türlü bir Meclis aritmetiğinde enerjimizi bambaşka bir düzleme taşıyarak kadınların basitçe güven içinde yaşama hakkının ötesine geçen hakları ve özgürlükleri için mücadeleyi güçlendirebilirdik. Tabii ki mücadeleye devam ediyoruz. Asla pes etmiyoruz. Ama sahiden de işimiz zor. Bu zorluk karşısında en büyük gücü yine Türkiye kadın hareketinin birikiminden ve kadın örgütlerinden alıyoruz.

Mücadeleye devam edeceğiz. Hayatımız pahasına kurulan ittifaklara karşı biz de cansiperane bir mücadele vereceğiz. Mücadelenin kanallarını geliştireceğiz. Sadece Meclis’te değil, sokakta, evde, işyerinde mücadele kadınlarla birlikte örülecek.

Evrim Kepenek’in haberi

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu