
Kazı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin: “Kilise, Papa’nın ziyaretinden sonra önemli bir uğrak yeri olabilirse ülkemiz, inanç turizmi açısından çok önemli bir destinasyona sahip olacak.”
Hıristiyanlıkta kiliseye bağlı tüm piskoposların katılımıyla 325 yılında düzenlenen ve önemli dini konuların tartışılıp karara bağlandığı Birinci Konsil’in yapıldığı bazilikada, Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü adına Prof. Dr. Mustafa Şahin’in başkanlığında, Bursa Büyükşehir Belediyesi desteğiyle 2015’te başlatılan su altı arkeolojik kazı ve araştırmaları sürüyor.
Bazilikada ayrıca çevre düzenlemesi ve sergileme çalışmaları da devam ediyor.
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’nun, İznik’te, 11 yıl önce göl kıyısının yaklaşık 20 metre açığında ve 1,5-2 metre derinlikte keşfedilen bazilikayı 28-30 Kasım’da ziyaret edilmesi bekleniyor.
Kazı Başkanı Şahin, Anadolu Ajansı muhabirine, çalışmalarını kasım sonuna kadar devam ettirmeyi planladıklarını belirterek özetle şöyle dedi:
“Katoliklerin ruhani lideri Papa, Vatikan’dan ilk yurt dışı ziyaretini önümüzdeki ay İznik’e yapacak. Şu anda bulunduğumuz alanı ziyaret ederek, bu kiliseyi bir anlamda belki Hıristiyanlar açısından hac merkezi haline getirilebilir. Bu kilise, Papa’nın ziyaretinden sonra önemli bir uğrak yeri olabilirse ülkemiz, inanç turizmi açısından çok önemli bir destinasyona sahip olacak.
“Mezarları eski haline getirip sergilenebilecek şekle getirdik”
“Burada yaptığımız çalışmalar sırasında bazı farklılıklar ortaya çıkardık. Bunlar içinde en dikkati çeken, iskeletlerin özellikle kollarında ya da bacaklarında kırıklar, omurgalarında deformasyonlar olanlar. Daha da ilginci bazı mezarlarda birden fazla bireye ait iskeletin bir yerden toplanıp getirilip defnedilmesi.
“Kazılarda 37 mezarı açığa çıkardık. Cappucino ya da semerdam tekniğiyle yapılmış mezarlar, kiremit plakalar birbirinden destek alacak şekilde birleştirerek yapılan mezarlar. Kazılarda, mezarların yüzeye yakın olduğu için tahrip olduğunu gördük. Tahrip olan kiremit parçalarını titizlikle topladık, restorasyonlarını yaptık ve aslına uygun şekilde yerlerine yerleştirdik. Yeni bir uygulama olarak, alanın öneminden dolayı iskeletleri yerinden almadık. Belgeledikten ve fotoğrafladıktan sonra tekrar orijinal yerlerine defnettik. Mezarları eski haline getirip sergilenebilecek şekle getirdik.”