Kültür

Lacivert taşının yolculuğuna ödül

Orta Çağ Avrupası’nda en değerli renk olan ultramarin mavisi, altın kadar paha biçilen lacivert taşından elde ediliyor

Bu lüks pigment, tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da çeşitli mücevher ve değerli eşyaların yanında Hazine’de saklanıyor. Mavinin bu özel tonu, 19. yüzyılda yapay yollarla üretilene kadar tüm dünyada en değerli renk olmaya devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi’nde araştırmacı olan Kiraz Perinçek Karavit’in, Çin Renmin Üniversitesi’nde gerçekleşen 7. Dünya Sinoloji Konferansı için hazırladığı, “Kadim İpek Yolları’nda Değerli bir Rengin Çokkatmanlı Yolculuğu: Lacivert Taşı” başlıklı bildirisi Uluslararası Bilim Kurulu’nun tavsiyesiyle ödüle layık görüldü. Karavit’in bildirisi, 100 kadar başvuru arasından seçildi.

Lacivert taşının yolculuğuna ödül

Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktora adayı olan Kiraz Perinçek Karavit, İpek Yolları tarihi üzerine, özellikle de kültürler arası etkileşim ve alışverişler üzerine çalışıyor. Karavit’in Çin kaynaklarına dayanarak hazırladığı bildiri, Kadim İpek Yolları’nda önemli bir ticaret ürünü olan lacivert taşıyla ilgili. Lapis Lazuli olarak da bilinen lacivert taşı, eski çağlardan beri tüm dünyaya, Afganistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Badakşan Dağı madenlerinden çıkartılıp gönderiliyor. Orta Çağ Avrupası’nda en değerli renk olan ultramarin mavisi, altın kadar paha biçilen bu madenden elde ediliyor. Giottodi Bondone’nin, İsa’nın yaşamından bir kesit sunan bu eserinde, dönemin en değerli rengi ultramarin mavisi sakınmadan kullanılmış (Scrovegni Şapeli, Padova, İtalya).

Lacivert taşının yolculuğuna ödül

TEKNİK ÇİN’DEN, BOYASI ORTA  ASYA’DAN

Kiraz Perinçek Karavit, o renkle Topkapı Sarayı Müzesi’nde karşılaşıyor. Karavit, lacivert taşını araştırmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor: “Topkapı Sarayı Müzesi Hazine 2153 numaralı albümün 66B numaralı sayfasında tamamlanmamış bir resim var. 15. yüzyılda Tebriz’de çok büyük ihtimal Akkoyunlu sarayında fırça-mürekkep tekniğiyle kumaş üzerine yapılmış olan resimde, Taoist elbiseleriyle üç kadın var. Resmin yalnızca çizgilerle yapılmış altyapısı var, boşluklara da hangi renge boyanacaksa Farsça o renklerin isimleri yazılmış, boyama kitabı gibi. Farsça yazılmış bu renk isimlerinden beşi mavinin tonu, birçok yerde geçiyor. Bunlar dışında çok daha az yerde sarı, mor, kırmızı ve beyaz kullanılması planlanmış. Bu mavi tonlarının isimleri, dikkatimi çekti. Konu olarak bir Çin resmi olmasına rağmen, renk seçkisi farklı, bu da ilginç geldi. Resim sanatıyla ilgili Çin kaynaklarına baktığımızda, renk paletinde kırmızı ve sarı için farklı terimler var, nasıl elde edilecekleri konusunda ayrıntılı tarifler var; ama mavi için yalnızca iki tane… Bu karşılaştırma da hoşuma gitti. Resim, teknik ve tema olarak Çin tarzı ama boyaması başka. Bu resim, kültürler arası çok katmanlı bir etkileşimi ortaya koyuyor. İçinde tekniğiyle ve temasıyla Çin var; boyasıyla Orta Asya var; yapıldığı yer olarak İran var; 16. yüzyıldan bugüne ev sahipliği yapan Türkiye var”

Lacivert taşının yolculuğuna ödül

Madenden çıkartılmış ham haliyle lacivert taşı (Lapislazuli). Meryem’in elbisesinde

Renk, lapislazuli olarak bilinen lacivert taşının mineral olarak işlenmesinden elde ediliyor. Taşın kaynağını da şöyle açıklıyor Karavit: “Taşın eski çağlardan beri tüm dünyadaki en büyük kaynağı, günümüzde Afganistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Badakşan Dağı madenleri. M.Ö. 3 bin 500’lerde buralardan Ortadoğu’ya ticaret yapıldığını gösteren veriler var. Biruni gibi İslam bilginlerinden Marco Polo gibi Avrupalı seyyahlara kadar bu madenden bahseden, ziyaret eden birçok tarihi kaynak var. Orta Çağ Avrupası’nda en değerli renk olan ultramarin mavisi, altın kadar paha biçilen bu madenden elde ediliyor. Avrupalı ressamlar, yalnızca en önemli yeri vurgulamak için kullanıyor, mesela Meryem’in elbisesi gibi”

Lacivert taşının yolculuğuna ödül

EN DEĞERLİ RENK

“Doğada mavi renk çok nadir. Mavi bir çiçek, ot, taş düşünelim, neredeyse yok. Bu taş, o yüzden çok değerli, lacivert rengi üretmek için pigment olarak kullanılıyor” diyen Karavit, mavinin bu özel tonunun ve lacivert taşının nerelerde kullanıldığını da anlatıyor: “Resimde, duvar resimlerinde boya olarak kullanılıyor. Afganistan’daki Bamyan duvar resimlerinde, günümüz Xinjiang Uygur bölgesindeki Kızıl mağaralarında veya Topkapı Sarayı’nda yeni ortaya çıkan 16. yüzyıl duvar resminde kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca madenin kendisinden değerli eşyalar, mücevherler yapılıyor. Lacivert taşı dışında mavi renk elde edilen çivit gibi bitkisel kaynaklar var, indigo mavisi üretiliyor mesela. Ancak bitkisel mavi kaynakları, boya endüstrisi gelişmediği için resim malzemesinde kalıcı sonuç vermiyor, kumaş boyamak, vs için kullanılıyor. Dolayısıyla mavinin bu özel tonu, 19. yüzyılda yapay yollarla üretilene kadar tüm dünyada en değerli renk olmaya devam ediyor” Kızıl 224 numaralı mağara (6. yüzyılın ikinci yarısı): Günümüzde Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Kuçar kentinde yer alan Kızıl mağaraları duvar resimleri, lacivert taşından elde edilen mavi pigmentin kullanıldığı en erken örneklerden.

SANATÇILARA HAMMADDE

Kiraz Perinçek’in verdiği bilgiye göre bu değerli pigment, tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da çeşitli mücevher ve değerli eşyaların yanında Hazine’de saklanıyor. Mesela kemer, satranç tahtası, ok ve yay, astronomi aletleri, gergedan boynuzu ve köpekbalığı dişinin yanı sıra Hazine’de lacivert taşı, kâğıt, altın, mücevher gibi malzemeler, Hazine görevlileri tarafından sanatçılara ve zanaatkârlara eser üretmeleri için hammadde olarak veriliyor. “Bu taşın özelliği derin bir mavilik içinde altın ve gümüş renkli ince damarlar olması. Bundan dolayı hem Avrupa’da hem de Çin’de altınla özdeşleştirmeler yapılmış. Aslında bu parlayan damarlar pirit, yani demir sülfür” diyor Kiraz Perinçek Karavit.

BİLGE KUTLUK ÇİN İMPARATORUNA GÖNDERMİŞ

Kiraz Perinçek Karavit, araştırmasını Çin kaynaklarından yapıyor çünkü Çin, binyıllara dayanan bir yazılı kültür. Lacivert taşı da İpek Yolları ticaretinde çok önemli bir ürün. Karavit şöyle devam ediyor: “Taşın çıkartıldığı bölge olan Badakşan dağları, Amuderya kıyılarındaki bu dağlık bölge, Çin’in batıya doğru komşusu. Çin, tarih boyunca buraları izliyor, ticari veya siyasi gözlemler yapıyor, raporlar hazırlıyor. Dolayısıyla bölgeye ilişkin en erken yazılı kaynaklar, Çin kaynakları. Bölge ve maden hakkında, 6. yüzyıla tarihlenen kaynaklarda bölge, Toharistan’ın dağlık bölgesi olarak tarif ediliyor ve buradan çıkan lacivert taşının tanrıların elinden çıkmış gibi parladığı belirtiliyor. 741’de Türk Kağanı Bilge Kutluk’un Çin imparatoruna elçisiyle gönderdiği yeni yıl hediyeleri arasında, akik taşının yanı sıra lacivert taşı da bulunuyor” Masacio’nun 1426 tarihli ‘Meryem ve Çocuk’ adlı eserinde, vurgulanmak istenen en önemli yerde, Meryem’in kıyafetinde lacivert taşından elde edilen mavi boya kullanılmış.

AVRUPALI TÜCCARLARIN HİLEBAZLIĞI

Karavit, Çin dışında yararlandığı kaynakları da şöyle anlattı: “Resmin üzerindeki renk terimleri için Farsça kaynaklara baktım. Bugün Farsça’da kullanılmayan renk terimleri ve hatta kelimeler var, onları aradım buldum. Ar-Razi ve Biruni gibi İslam bilginlerinin ve gezginlerinin notlarına da baktım, onlarda da ilginç bilgiler var. Avrupa’da bu pigmentin kullanımına ilişkin 15. yüzyıl İtalyan ressamı Cennini’nin resim yöntemlerine ilişkin rehberine baktım. Mesela orada ilginç bir örnek veriyor, 14. yüzyılda kimi hilebaz tüccarların ağırlığı artırmak için lacivertin içine kum kattığını, boyanın kalitesini mahvettiğini yazıyor. Marco Polo da 1271’de Badakşan madenlerini ziyaret ediyor. Kubilay’ın sarayında da yine lacivert taşından bahsediyor. Ayrıca bu resim 16. yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğu hazinesinin bir parçası, dolayısıyla bizim arşivlerden de yararlandım” Kiraz Perinçek Karavit, konuyu, doktora tezini verdikten sonra geniş bir araştırma ve yayın projesi olarak da ele alacak.

Kaynak: www.aydinlik.com.tr

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu