Perinçek OSTİM’den seslendi
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, “Enerji güvenliğimiz için Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya’dan vazgeçemeyiz” vurgusu yaptı
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ankara’da düzenlenen OSTİM Üretim Devrimi Kurultayı’nda sanayiciler ile buluştu. Kurultaya; OSTİM OSB Başkanı Orhan Aydın, OSTİM Yönetim Kurulu Üyesi Behzat Zeydan, OSTİM Vakfı Müdürü Gülnaz Karaosmanoğlu, OSTİM Teknopark Yöneticisi Adem Arıcı, GÖREV Holding Başkanı Tugay Şen, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kümelerinden ve başkentten çok sayıda iş insanı katıldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr.Doğu Perinçek, enerji güvenliğimiz için Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya ile iş birliğine dikkat çekti. Perinçek, “Doğalgaz ve petrol buradan geliyor. Hem enerji güvenliğimiz hem de ülkemizin güvenliği ve toprak bütünlüğümüz için bu ülkelerden vazgeçemeyiz” dedi.
“TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ, GÜVENLİK VE ENERJİ GÜVENLİĞİNDE BİZİM İÇİN VAZGEÇİLMEZ DOSTLAR”
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr.Doğu Perinçek, kurultayda yaptığı konuşmasında enerji güvenliğinin komşularla iş birliğinden geçtiğini belirtti. Rusya, Azerbaycan, İran, Irak ve Suriye ile iş birliğinin hem enerji hem de toprak bütünlüğü açısından hayati olduğunun altını çizen Perinçek, “Türkiye enerji güvenliğinde çok ciddi bir tehdit altında. Dış politikamızla, güvenlik politikamızla üretim arasındaki bağlantı geldi dayandı. Bizim enerji güvenliğimizi sağladığımız ülkeler, Irak, İran, Azerbaycan, Rusya. Demek ki biz Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya’dan vazgeçemeyiz. Doğalgaz ve petrol buradan geliyor. Hem enerji güvenliğimiz hem de ülkemizin güvenliği ve toprak bütünlüğümüz için vazgeçemeyiz. Bu saydığım ülkeler toprak bütünlüğü, güvenlik ve enerji güvenliğinde bizim için vazgeçilmez dostlar. İş birliği yapmak zorunda olduğumuz ülkeler” diye konuştu.
“ENERJİSİZ ÜRETİM OLMAZ”
Perinçek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onun için Ukrayna politikasını gündeme getiriyoruz. Siz bir yandan Ukrayna’nın işgal edildiğinden söz edeceksiniz ondan sonra da Türkiye’de doğalgazı kesmek zorunda kalacaksınız. Bu üretim ekonomisine vurulacak en ağır darbedir. Enerjisiz üretim olmaz o nedenle bizim dış politika ve güvenlik politikasında da bu ülkelerle beraberliğe ve uyumlu bir şekilde ilerlemeye şiddetle ihtiyacımız var. Buradaki yanlış adımları Türkiye çok ağır öder. Bu ülkelere yönelen tehditler de bize yönelen tehditlerdir. Burada da çok dikkatli olmamız gerekiyor”
“ZORLUKLAR ANCAK BİR DEVRİMLE AŞILABİLİR”
Ekonomide yaşanan sorunların bir sistem sorunu olduğunun altını çizen Doğu Perinçek, sıcak para komisyonculuğu ve borsa vurgunculuğuyla bir yere varılamayacağını anlattı. Perinçek, “Sanayicisi, tüccarı, işçisi, çiftçisi, memuru; tüm Türk milleti ekmek teknesinde birleşti. Burada aynı zamanda, ekmek teknesi kurultayı yapıyoruz. Hepimizi birleştiren kavram üretim. Üretim devrimi kurultaylarında bir feryat yükseliyor. Herkes ‘Böyle gitmez’ diyor. Ta Kızıltepe’den Trakya’ya kadar yaptığımız kurultaylardan göğe yükselen ses: Böyle gitmez! Sayın Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli de böyle söylüyor. Sayın OSTİM Başkanımız da bunu ifade etti. 500 milyar dolara yaklaşan bir dış borç var. Ekonominin çarkının çevrilmesinde büyük zorluklar var. Ve bu zorluklar ancak bir devrimle aşılabilir. Devrim lafından korkmuyoruz. Neden korkmuyoruz? Çünkü sistem değişikliği önümüze bir görev olarak gelmiş” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİM DEVRİMİ’YLE BAŞARACAĞIZ”
Borçlanma ekonomisi ile üreticiyi kambur ilan eden ekonominin sürdürülemeyeceğini hatırlatan Perinçek,“Arkada kalan, yıkılmakta olan sistemi iyi anlamamız lazım. 1980’de başladı bu süreç. Üreticiyi kambur ilan ettiler. O yıllarda yaşayanlar daha iyi hatırlarlar. Ne dediler? ‘Köylüye destek akçeleri veriyorsunuz köylü kambur. Küçük, orta sanayiciye destek veriyorsunuz, onlar da kambur. Bunların yaptığı buzdolabı, çamaşır makinesi rekabet edemez, bunlar da kambur. KİT’ler de kambur, çok fazla işçi çalıştırıyor ve kar etmiyor.’ Bu programın esas kambur ilan ettiği büyük bir kurum var: Milli Devlet. Bu program Türk devletini suçlu ilan etmiştir. Açıkça söylemişlerdir: “Bu devleti küçülteceğiz.” Bu talep nereden geliyor? Dünya finans merkezlerinden. ‘Devlet ekonomide olmasın, devletin KİT’leri olmasın, gümrükleri olmasın. Devlet zayıflasın, küçülsün ve parçalansın.’ dediler. Amaç, ‘Kürdistan’ adı altında ikinci bir İsrail Devleti kurmaktı. Türkiye 1980’lerden bu yana mücadele ediyor ve bugün bu beladan kurtulma noktasına gelmiştir. Buradan bu irademizi ilan ediyoruz! Türkiye bu programdan kurtulacaktır ve üretim devrimini başaracaktır” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİCİLER HÜKÜMET OLACAK”
Üretim Devrimi Programı’nın Türk milletinin programı olduğunu kaydeden Perinçek, “Türk milletinin bugünkü programı nedir? Üretici baş tacı! Kambur değil baş tacı! Üreticiler hükümet olacak. Üretim ekonomisi ilan edilecek. Türkiye’nin milli devletini kuracak bir döneme girmiş bulunmaktayız. 2014’ten bu yana Türkiye’nin ufku açıldı. 2014 baharında Silivri duvarları yıkıldı. O duvar, Türk milletini hapsetmek için kurulmuştu. Arkamızda kalan program kurdu o duvarı. Üretme iradesi olan Vatan Partisi’ni o duvarlara hapsetmeye çalıştılar. Amaçları, Türkiye’yi faize çalışan bir devlet haline getirmekti. O süreçte kim tepeye geldi? Sıcak para komisyoncuları, dolar-borsa vurguncuları. Televizyonlarda hepimiz görüyoruz, grafikler iniyor, çıkıyor, birileri para kazanıyor. Biz alın teriyle çalışanlar emeğimizin karşılığını alamıyoruz ama oklar iniyor, çıkıyor; hiçbir şey yapmadan zenginleşiyorlar. Kazanç da değil haraç. Şimdi onların saltanatını yıkıyoruz! Programımızın siyasi temeli budur. Ülkemiz bu sürece girmiştir” dedi.
“YÖNETİCİLERİ FAKİR OLAN MİLLETLER ZENGİN OLURLAR”
Tasarruf ve sade yaşamın önemine dikkat çeken Perinçek, “Devlet adamlarımız da sade yaşayacak: Kamu yönetimi, ülkenin sırtında kambur olmayacak. Cumhurbaşkanı benim ceketimi giyecek. Seyahatlere tarifeli uçaklarla gidecekler. Sade ve basit yaşayacaklar. Hz Muhammed’i örnek alacaklar. Hz. Muhammed öldüğünde bir hırkası bir de ibriği vardı. Yöneticisi zengin olan milletler fakir olurlar. Yöneticileri fakir olan milletler zengin olurlar. Ancak o zaman türk milletine zorlukları kavratabiliriz. O yüzden tasarruf politikasına devlet yöneticilerinin önderlik etmesi gerekiyor. Özel sektörü de bu tasarrufa dahil etmek gerek. OSTİM’de de görüyoruz: Türkiye’nin zeki bir üreticisi, zeki bir sanayicisi var. İnsanlarımız Avrupa’ya ceplerinde bir kuruş olmadan gittiler ama şirketlerle döndüler. Üreticimizin bu azmine devlet olarak destek olmamız gerek” dedi.
“DIŞARIDAN GELEN KAYNAKLAR ÜRETİME YÖNLENDİRİLMELİ”
Kaynakların üretime ve yatırıma yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Perinçek, “Bugün aynı zamanda dış fırsatlar da değerlendirilmeli. Dışarıdan gelen kaynağı doğrudan üretim ve yatırıma yönlendirmeliyiz. Türkiye’yi üretim üssü haline getirmek odaklı bir sistem kurulmalı. Aynı zamanda güvenlik açısından da Rusya, Çin ve İran ile iş birliği halinde olmamız gerek. Suriye ile iş birliği anahtar değerindedir.”ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN AMERİKA’DAN KORKACAK BİR ŞEYİ YOK”
NATO tehdidine değinen Vatan Partisi Genel Başkanı, “Bugün sıcak günler yaşanıyor Karadeniz’de. Ukrayna, Karadeniz’deki Yunanistan’dır. NATO Türkiye’ye karşı tehdittir. PKK’yı besleyen kim, NATO. 15 Temmuz’da Ankara’yı ele geçirmeye çalışan kim, NATO. Güya Varşova Paktı ve Sovyetlere karşı kurulmuştu. Onlar dağıldı ama NATO ayakta. 2016 gecelerinde yaşadık: NATO’nun, Türkiye’nin içine yerleştirdiği askerleri gördük. Ama ne oldu? Ezildiler! FETÖ ezilirken NATO da ezildi. Onun için hem iç cephedeki güçlere, hem de dış düşmanlara karşı bir politika izleyeceksek, yeterli güce sahip olmamız gerek. Kazakistan’da da ezildiler. Amerika dünyada hüküm ferman değil. Suriye’de perişan, Irak’tan da kovuldu. Türkiye’nin Amerika’dan korkacak bir şeyi yok” diye konuştu.