Şengün, seçimleri değerlendirdi
Saadet Partisi Kocaeli İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün, farklı bir seçim yaşandığını söyledi.
Şengün, “Seçim değerlendirme ve hamle toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hep birlikte bir seçimi daha geride bıraktık. Hem milletvekili hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birarada yapılması,24 Haziran seçimlerini diğer seçimlerden farklı bir hale getirmiştir. Nisan ayı sonu itibariyle ani seçim kararının açıklanmasıyla birlikte,partimiz programına uygun olarak seçim hazırlığına başladık ve her iki seçimi de –birçok diğer siyasi partiden farklı bir süreçte yürütmek durumunda kaldık.İlk olarak milletvekili aday adaylarının belirlenmesi süreciyle birlikte,bizde Kocaeli’de aday adaylarımızı belirledik ve teşkilatımız kadrosundan 10 bayan aday adayımızı hazırladık.Haksız ve hukuksuz bir uygulamadan dolayı gerekli tutulan,Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yüzbin imza çalışmasını başarılı bir şekilde ilimizde de en çok imzayı toplayıp tamamladık. Böylece Genel Başkanımızın adaylığı kesinleşmiş oldu” dedi.
Şengün, “600 Milletvekili adayımızla tüm seçim bölgelerinde seçime girdik.’Türkiye’ye Bilge Başkan’ sloganıyla Cumhurbaşkanlığı sürecini, ‘Saadet İçin DEĞİŞTİR’ sloganıyla genel seçim sürecini yürüttük.
Bu kapsamda fedakârlık gerektiren çalışmalara imza atan, başta;İl ve İlçe seçim karargah başkanlarımıza,ilçe başkanlarımıza ve yönetimlerine,Sahada, üstün gayret gösteren aday adaylarımıza,Seçim hatibelerimize, Gençlik teşkilatlarımıza,tebrik ve teşekkürlerimi arz ediyorum.
Evim, işim, aşım, eşim demeden kucağında çocuğu, omzunda davasıyla, cebindeki son parayı davasına yol ücreti yaparak, hürmette en arkada duran, hizmette en önde koşan siz kıymetli kardeşlerim, arkadaşlarım, Cenabı Allah sizlerden razı olsun, iki cihanda aziz etsin.
24 Haziran seçimleri, gerek hedef kitle, muhatap kitle, gerekse tanıtım mecraları açısından tüm detaylarıyla, hassasiyetle yaklaştığımız bir seçim olmuştur. Yapılan ittifakla gündem olduğu gibi,sosyal medya çalışmalarıyla da farkındalık yaşatan bir seçim kampanyasını hepbirlikte yürüttük.Saadet Partisi olarak,adalet ve hakkaniyet ekseninde ilkeli bir siyasetin nasıl yapılacağını ortaya koymanın huzuru içerisindeyiz.
Genel Başkan’ımızın üslubu, bugün ülkemizde kamplaşmadan, kutuplaşmadan da, birlikte, barış içerisinde yaşayabileceğimize dair bir umut ortaya koymuştur.Ankara’da coşkuyla yaşanan aday tanıtım toplantısında açıklanan “Türkiye Vizyonu” ile hedeflerimiz kamuoyuyla paylaşılmış,ulusa sesleniş programlarıyla,gelecek öngörümüz seçmene aktarılmıştır.
Yüzlerce milyonluk, siyasi parti ödenekleri ve seçim bütçeleriyle,devletin hertürlü zaman,mekân,kamu,kadro imkanları,iktidarca,iktidar partisi lehine işlemesinin planlandığı,tüm şartların haksız ve adaletsiz olduğu bir ortamda, seçimdetüm imkanları seferber ederek siyasetin vazgeçilmezi olduğumuzu birkez daha ortaya koyduk.Hemde siyasetin tam merkezinde…
24 Haziran seçimleri sonrası ilk büyük toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Öncelikle seçim sonuçlarının ülkemiz, milletimiz, bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.İktidara ve yeni Meclise, ülkemizin hayrına yapılacak çalışmalarında başarılar diliyorum.Bu yeni dönemde görev yapacak bütün milletvekillerimize de başarı diliyorum.Umarız ki, bunun için ayrıştırıcı ve ötekileştirici değil, kucaklayıcı ve bütünleyici bir yönetim anlayışı benimsenir.Bir kişiyi, bir partiyi, bir grubu değil 81 milyonun tamamını kucaklayan bir yaklaşım ortaya konur.Temennimiz odur ki,Türkiye bir an evvel karşı karşıya olduğu problemlerin üstesinden gelerek normalleşme sürecine girer.
Saadet Partisi teşkilatları ve adayları olarak bu seçimde manen ve maddeten çok büyük bir azim ve gayret ortaya konmuştur. Her türlü imkânsızlığa ve engellemeye rağmen üstün bir çalışma sergilenmiştir. Her türlü gerçekdışı, iftira ve propagandaya maruz bırakılmıştır. Bütün bunlara rağmen asalet ve vakurla,Canla başla çalıştık, her seçim bölgesinde en büyük gayret ve fedakârlığı hep birlikte ortaya koyduk.
Bu seçimlerde alınan sonuç rakamlarla ölçülemeyecek kadar kıymetlidir. Bu seçimde tarihi bir duruş sergiledik. Adaletsizliğe karşı adaleti, kibir kulelerine karşı tevazuyu savunduk. Öfke ve nefret söylemlerine karşı, şefkat ve tebessümü ortaya koyduk. Alimlerin sustuğu, aydınların sindiği bir ortamda baskıya, tahakküme karşı bir duruş sergiledik.Hiş kimsenin şüphesi olmasın,bugün bizi eleştirenler, bizi suçlayanlar, bize yönelik her türlü karalamayı meşru sayanlar, yarın çocuklarına bu duruşun destanını anlatacaklar” diye konuştu.
Şengün konuşmasını şöyle sürdürdü: “Saadet Partisi bu seçimlerdeki duruşuyla toplumun makul çoğunluğunun takdirini kazanmıştır. Yürüttüğü ilkeler siyaseti ile toplumda yaşanması muhtemel derin kırılma ve kutuplaşmaları engellemiştir.Bundan sonra da aynı duyarlılık ve hassasiyet ile inandığı doğruları korkusuzca söylemeye devam edecektir.Kınayanların kınamasına aldırmadan hayra motor, şerre fren olma çabasını kararlı bir şekilde sürdürecektir.Popülist siyasete uymuyor diye hakikati söylemekten asla geri durmayacaktır.
Partimiz yetkili organlarınca, seçim sonuçları titiz bir şekilde değerlendirilmiş, kendi payımıza en doğru değerlendirmeleri yaparak, Milletimizle çok daha hızlı ve çok daha geniş bir şekilde kucaklaşmanın yolları aranmıştır. Çünkü bizim için seçimler bir sonuç değil yeni bir başlangıçtır.7 Temmuz’da Ankara’dan ilk startı verilen yeni hamle döneminin, Kocaeli Kadın Kolları startını bizde bugün, çok daha büyük bir aşk ve kararlılıkla, buradan vereceğiz.
Bir ülkeyi ayakta tutacak olan dört sütun ne kadar sağlam ve sağlıklı ise; o ülke o kadar huzur ve güven içinde olur. Peki, nedir bunlar?
-2A Sütunu; AHLAK VE ADALET
-2E Sütunu; EĞİTİM VE EKONOMİ
Maalesef ülkemizde bu dört sütunun dördünde de çok derin çatlaklar oluşmuştur. Ahlaki dejenerasyon had safhadadır. Aile kurumu çökmekte, gençlik elimizden kaymaktadır. Adalete gelince sarayları var ama kendisi yok. Eğitim tam bir keşmekeşe dönmüş durumda. Ekonomiye gelecek olursak son dönemdeki en büyük çatlaklardan birisi buradadır.Oysa seçimden sonra her şey düzelecekti.25 Haziran’da Dolar ve Faiz düşecek her şey güllük gülistanlık olacaktı.Yağmur gibi zam yağmaya başladı.- Doğalgaza zam geldi.Tünel geçiş ücretlerine zam geldi.Sigaraya zam geldi.Tüpe zam geldi.Ekmeğe zam geldi.Kaşıkla verilenler kepçe ile geri alınmaya başlandı.
Üretmeyen bir ekonomi sağlıklı büyüyemez, ülke reel manada kalkınamaz. Bu hükümetin ekonomi anlayışında ise üretim diye bir şey yok.Para lazım, zam yap. Et lazım, ithal et. Borç lazım, kredi çek. Vergi koy.
Dünyanın en verimli arazilerine sahip Türkiye, 7 yıldır savaşta olan ESED’in Suriye’sinden patates ithal etmek zorunda kaldı. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre, Enflasyon yüzde 15.39.Oysa hükümetin 2018 enflasyon hedefi yüzde 5’di. Hedef yüzde 5, sonuç yüzde 15!5 yıllık kalkınma planında dolar öngörüleri de 1,8 lira idi. Bugün dolar 5 lira sınırını zorluyor.
Hükümetin ciddi bir öngörü sorunu var. Ekonomideki her gösterge alarm veriyor. Kimsenin morallerini bozmak, ümitlerini kırmak istemiyoruz ama, Türkiye önümüzdeki günlerde 2001 krizinden daha sert bir ekonomik krizle karşı karşıya kalabilir.Üretime ayrılması gereken kaynaklar, betona gömülüyor, çar-çur ediliyor!Biz yatırımlara değil, yanlışlara, uygulanan yanlış politikalara karşıyız.
İşte ranta, israfa, yanlış yatırıma iki dramatik örnek!
ÖRNEKLER: ÇORUM VE BALIKESİR HASTANELERİ
Çorum’da yaklaşık 500 milyon lira yatırımla 800 yataklı bir hastane yapılıyor. Hastane’nin hemen karşısına da 100 milyon lira harcanarak 15 bin kişilik stadyum yapılıyor. Aradaki mesafe 100 metre yok. Stadyumla hastane yan yana. Hastalar gürültüden rahatsız olacak. Bu sefer ne yapalım diyorlar? Hatalarını düzeltmek için neredeyse bir stadyum parası daha harcayarak stada ses yalıtımı yapıyorlar.
Bitti mi… Hayır…
Daha vahimi var. Balıkesir’de şehir hastanesi, çimento fabrikasının yanına yapılıyor. Hasta hava almak için camı açsa çimento tozu soluyacak. Herhalde yüzde 70 doluluk garantisini, garanti altına almak istediler.Türkiye’nin dört bir yanında böyle onlarca örnek var.
Bu sorunlara kafa yorması gerekenler, maalesef hala toplumsal gerilimden beslenmenin peşindeler. Ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birisi barış, huzur ve güvenlik ortamının bir an evvel sağlanmasıdır. Ancak son günlerde birbiri ardına yapılan bazı talihsiz açıklamalar bu konudaki endişelerimizi azaltacağına arttırıyor. Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki, Türkiye’nin biran evvel huzura kavuşması için herkesin akl-ı selim ve sağduyu ile hareket etmesi bir zarurettir.Buna en başta riayet etmesi gereken de elbette iktidar mensuplarıdır.
Türkiye’de barışın, huzurun, bütünlüğün, kardeşliğin teminatı Saadet Partisi’dir. Bu da kucaklaşmayla gerçekleşecektir. Bu seçimde Saadet Partisi olmasaydı,karşılaştığımız manzara bambaşka olurdu.Ümitsizlik ve karamsarlık her yerde kaçınılmaz bir şekilde görülürdü.Bizim hedeflerimiz,ideallerimiz cihanşümuldür.Bugünden yarına değişmez değişmesi de mümkün değildir. Kimse bizi aldığımız oy oranıyla tartmaya kalkmasın. Oyların adedi başkadır, ağırlığı başkadır. Biz bunu ortaya koyduk.
Biz ülkemizin birinci meselesini kutuplaşmadan kucaklaşmaya geçmek olarak gördük. İkinci meselesi kuvvetler ayrılığı idi. Denetlenebilir olmayı önemli gördük.Yürütmede istikrar olsun ama öteki taraftan güçlü bir meclis olsun dedik.Sorgulanmayan insanlar, kendilerini tahminlerin çok ötesinde bir güce sahip olarak görürler.Sorgulanmayı hakaret olarak kabul ederler.Toplumda sorgulamayı yapması gereken basın,havuz medyası haline getirildi.
Nereye doğru gittiğimizi herkesin düşünmeye ihtiyacı var. İttifaka girmemizin bu iki sebebi dışında,bizim yönetim anlayışımızda da bazı unsurlar var.Bunları da söyledik.
1.Liyakate önem verilmezse Türkiye bir badirenin içine sürüklenir, problemlerini çözemez.
2.İstişare edilmezse hatalar görülemez.
3.Sadece yandaşlara bir imkan sağlanacaksa, partizanlık bu ülkeyi kutuplaştırır.
4.Eğer şeffaf değilseniz, denetim yoksa, yolsuzlukları önleyemezsiniz.
5.Onun için bir ülkenin yönetiminde güzel ahlak temel prensiptir. Buna değer vermezseniz başınıza gelecek sıkıntılara şikâyet etmeye hakkınız olmaz.
Bizi ençok şaşırtan: konunun ne kadar önemli olduğunu bilen insanların bu konuları gündemleri dışına itmesidir.
Bir taraftan İslami prensipler kurallar diyeceksiniz; bunu da atılan iki adıma bağlayacaksınız ama güzel ahlakın erdemli vasıflarını görmezden geleceksiniz. Yolsuzluğu meşrulaştıracaksınız! Kim bunun hesabını verebilir?
Biz farklıyız; bugün taşıdığımız sorumluluğun temelinde; bugün burada biraraya gelip, bundan sonraki hamleyi yapmak için,nasıl bir çalışma metodu belirleyeceğimizi düşünmemiz için Cenabı Hakkın vermiş olduğu bir lütuftur.Biz ahirette yaptığımızdan ve yapmadığımızdan hesaba çekileceğimize inanırız.
Bundan dolayıdır ki bizim yönetim anlayışımız farlı. Bir de bizim ufkumuz var.2070’leri hedef göstererek milleti oyalayanlar yarın ne olacağını kestiremiyorlar. Bundan dolayı bizim vizyonumuzda farklı: Biz; güçlenerek kalkınmış, adaletin tam manada sağlandığı, kimsenin adaletsizlikten dolayı bir endişe duymadığı bir ülkeyi özlüyoruz.
Biz kalkınmış, borcu olmayan, kimseye, hiçbir ülkeye boyun eğmeyen,dış politikada şahsiyetli bir tavır sergileyebilen,herkesin insanca yaşayabilecek şekilde geçimini sağlayabilecek bir ücrete sahip olduğu,İnsanların birbirine sevgiyle bağlandığı,kucaklaştığı,acılarını da,sevinçlerinide paylaştıkları, dışarıdan bakanların “Ne kadar güzel bir ülke,bizde öyle olmak istiyoruz” dediği bir ülke haline gelmek istiyoruz.
Ahlaki ve manevi değerler zirveye çıkmadan böyle bir ülke olması mümkün olmaz. Ekonomik problemler çözülmeden, borçtan kurtulmadan, insanların yarınlarıyla ilgili endişelerini gidermeden, böyle bir ülke inşa edemezsiniz.
Bizim idealimiz farklı. Bizim ideallerimize, onların hayalleri bile erişemiyor.Bu ihtiyacı duyan insanların adedinde önümüzdeki yıllarda göreceğizki büyük artış meydana gelecek.Allah’ın izniyle her kesimden;her siyasi görüşten,herkes yarın bizim dediğimiz noktaya gelecek.Bizimle kucaklaşacak.Belkide bu davayı bizden daha ileri bir noktaya götürmek için her türlü fedakarlığa onlarda razı olacak.
Saadet partisi, yürekleri dağlar kadar büyük, azimleri kayalar kadar sağlam bir teşkilata sahiptir. Her zaman söylediğimiz gibi çalmadığımız kapı, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak. Bu güne kadar bütün söylediklerimiz bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Zaman büyük olaylara gebedir. Yeniden büyük işler yapmak için fırsatlar doğacaktır. İnsanlık bizim davetimizi beklemektedir. Yaşanan acıları dindirecek, barış ve kurtuluş çağrımızı beklemektedir. Zulüm ebedî olmaz. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, toplantımızın yeryüzünün mazlumlarına umut olmasını niyaz ediyorum”