Su Kaynaklarımızı Doğru Yönetemiyoruz!

İklim krizi nedeniyle temiz su kaynakları hızla tükeniyor. Ancak temiz su, sadece iklim kriziyle değil, yanlış yönetimle de yok oluyor. Birçok şehirde belediyeler, özel kurumlar ve apartman yönetimleri suyun doğru yönetimi için yeterli adımları atmıyor.
Çevre Mühendisleri Odası’na göre, Türkiye’de bazı bölgelerde yerel halkın içme suyu olarak kullandığı kaynaklar, tarım ilacı ve ağır metal kirliliği taşıyor. Bu nedenle “musluktan akan su temizdir” algısı yanlıştır.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, güvenli su yönetimi için belediyeler ve bina yönetimleri tarafından yapılması gerekenlere dikkat çekti.
Temiz suya erişim milyarlarca insan için hâlâ lüks. Su kaynaklarının hızla kirlenmesi ve iklim değişikliğinin etkileri, su krizini küresel bir tehdit haline getirdi. Birleşmiş Milletler’e göre dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan, sağlıklı ve güvenli içme suyuna düzenli olarak ulaşamıyor. Her yıl yarım milyondan fazla insan ise kirli su kaynaklarından bulaşan hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Çevre Mühendisleri Odası‘na göre, Türkiye’de de bazı bölgelerde yerel halkın içme suyu olarak kullandığı kaynaklar, tarım ilacı ve ağır metal kirliliği taşıyor. Bu nedenle “musluktan akan su temizdir”, algısı yanlıştır. Çünkü musluktan akan suyun kalitesini etkileyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar; belediyeler tarafından suyun depolandığı tesisler, şehirlerdeki su boruları, binalardaki su tesisatı ve su depolarıdır.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, güvenli su yönetimi için belediyeler ve bina yönetimleri tarafından yapılması gerekenlere dikkat çekti:
“İklim değişikliği, nüfus artışı ve su kaynaklarının yanlış yönetilmesi nedeniyle temiz suya erişim her geçen gün daha da zorlaşıyor. Belediyeler ve bina yönetimleri, bu krizin önlenmesinde kilit rol oynayan iki temel faktör olarak öne çıkıyor.
Suyun kimyasal yapısı bozuluyor
Su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, betonarme depolarda muhafaza ediliyor. Ancak şebeke suyunu betonarme depolarda muhafaza etmek yüksek risk taşıyor. Çünkü betonarme depolarda zamanla oksitlenme oluşabiliyor. Depoda oluşan bu deformasyon ise suyun kimyasal yapısını bozuyor.
Su kayıpları yaşanmasına neden oluyor
Ayrıca depo, depremler ve sarsıntılar nedeniyle zamanla statik taşıyıcılığını kaybediyor. Bu durum ise betonarme su depolarında çatlaklar oluşturarak su kayıpları yaşanmasına neden oluyor.
İçme ve kullanma suyunun güvenli bir şekilde depolanması, depolandıktan sonraisekalitesinin bozulmaması ve zamanla su kayıpları yaşanmaması için GRP modüler su deposu sistemini tercih etmek kritik önem taşıyor. Bazı belediyeler su depolama tesislerini renovasyon kapsamına alıp, GRP su deposuna geçiş yapıyor, ancak bu iyileştirmeler henüz başlangıç niteliğinde, daha sistematik bir dönüşüm şart.
Su borularına dikkat!
Belediyelerin aynı zamanda suyu, depolama tesislerinden evlerimize ulaştıran borulara da dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü zamanla borularda meydana gelen pas ve sızıntılar da şebeke suyunun kalitesini bozuyor.
Binalarda ve belediyelerde ‘GRP su deposu’ sistemlerini tercih etmek gerekiyor
Su, borular vasıtasıyla binalara ulaştıktan sonra da kirletici unsurlar bitmiyor. Binalardaki su tesisatı ve betonarme depolama yöntemleri de en büyük kirletici sınıfında yer alıyor. Binalarda da belediyelerin depolama tesislerinde olduğu gibi GRP su depolarını tercih etmek ve su tesisatının bakımını yaptırmak gerekiyor. Bu konuda da ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere büyük sorumluluklar düşüyor” dedi.