Türkiye Komünist Partisi (TKP), genel seçimler ve partinin konferans sürecinin ardından Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri ve TKP’nin yaklaşımlarını konuşmak üzere bu sabah gazetecilerle bir kahvaltı buluşması düzenledi.
İstanbul Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) yapılan buluşmada TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan önce partinin politika ve yaklaşımlarına dair bir sunum yaptı, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
‘Seçimlerden karamsar çıkmadık’
Okuyan, toplantının başında yaptığı değerlendirmede, genel seçim sonuçlarının ardından Türkiye’de muhalefetin krize girdiğini, TKP’nin aldığı 64 bin oyun parti üzerindeki etkisinin ise bir gün sürdüğünü belirtti.
“Biz gerçekçi bir partiyiz, gücümüzün sınırlarını biliyoruz” diyen Okuyan, “TKP’nin bugün Türkiye toplumundaki etkisinin, aldığımız istatistiki olarak önemsiz oyun çok ötesinde olduğunun da açıkça farkındayız” dedi.
Okuyan, “Bugün gerçeklik, Türkiye toplumunun örgütsüz oluşu. Örgütsüz bir toplumda biz, örneğin ‘depremde çok iyi çalıştılar’ gibi bir motivasyonla verilecek 300 bin sempati oyu alsaydık, bunun etkisinin olumlu olacağı kanaatinde değiliz” dedi.
TKP, seçim sonuçlarının “Türkiye yandı, bitti” şeklinde bir vahlanmayla okunmasından yana değil. Okuyan, bir açıdan sonuçların olumlu etkisi de olduğu kanaatinde: “Türkiye toplumunu bir kez daha kimse sahte çözümlerle oyalayamaz. Erdoğan’ın kaybetmesi belki Türkiye’yi rahatlatacaktı. Ancak seçimden sonra ortaya çıkan tabloyla da görüldü ki Türkiye kaotik bir sürece girecekti.”
Okuyan’a göre seçimlerin ardından düzen içi muhalefet güçleri krize girmiş durumda. “Hem CHP’de hem HDP’de bir yol ayrımına gelindiği görülüyor” diyen Okuyan, Türkiye’de örgütlü bir sosyalist muhalefetin güçlenmemesi halinde, önümüzdeki dönemde göreli istikrarlı bir AKP iktidarı olasılığının belirdiği kanaatini dile getirdi.
Kemal Okuyan, Türkiye’nin geldiği noktada muhalefetin çizgisinin de önemli payı olduğunu vurguladı ve daha önceki yazılarında dile getirdiğini belirttiği bir görüşü tekrar etti: “Kemal Kılıçdaroğlu, başarılı oldu. Son on yıla bakarsanız, Gezi Direnişi’nden bugün geldiğimiz yere bakarsanız, Türkiye’nin sağcılaştırılması projesinin başarılı olduğunu görürsünüz. Dikkat çekiyorum, CHP sağcılaştı demiyorum, o ayrı, Türkiye toplumunu iktidar ve muhalefet elbirliğiyle sağcılaştırdı.”
‘CHP’de kim solcu sorusunun yanıtını bilmiyorum’
CHP’deki tartışmalara dair sorulara yanıt veren Okuyan, “Ben siyasetçiyim, aynı zamanda siyaset bilimi bölümü mezunuyum. Açıkçası ‘CHP’de Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Özgür Özel arasından hangisi sola daha yakın’ diye bir soru sorulsa, benim birikimim bu soruyu yanıtlamaya yetmez. Yanıtı yok bunun, üçünün de solla ilgisi yok” dedi.
TKP Genel Sekreteri’ne göre AKP eliyle yürütülen bu gidişata karşı sağlıklı bir direnç, ancak laikliğe, bağımsızlığa, cumhuriyete sahip çıkan, emek yanlısı bir siyasetle sağlanabilirdi.
Ancak Okuyan’a göre TKP, seçim sonrası oluşan tablo karşısında karamsar değil. Okuyan, AKP’ye karşı gerçek bir muhalefeti yaratmak için TKP’nin zaman kazandığı görüşünde.
TKP, Temmuz’da tamamladığı konferans sürecinin ardından “kazanılan zamanı” iyi kullanmak üzere hazırlıklara başlamış durumda. Okuyan, bunlar arasında, yakında kuruluşu ilan edilecek olan “Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi”ne dikkat çekti: “Siyasi alanda aksi olsa da, Türkiye toplumunda önemli bir cumhuriyetçi birikim var. Bunlar ilk kez kendilerini ‘ev sahibi’ olarak hissetmiyorlar. Bu kesimle sosyalistlerin mücadelesi yan yana getirilmeli.”
Kimilerinin “komünist-kemalist ittifakı” olarak adlandırdığı bu yaklaşımda, iki noktada hassasiyet gösterdiklerini belirten Okuyan, “Birincisi, bu kesimlere, olaylara sınıfsal bakmaları gerektiğini göstermemiz lazım. İkincisi, her türlü milliyetçilik ve ırkçılıktan uzaklaşmalarını sağlamamız lazım” diyor. Zira Okuyan’a göre Türkiye’nin önündeki en büyük tehlikelerden biri, başta Kürt düşmanlığının, ama onun da ötesinde ırkçılığın yaygınlaşması.
Ancak Okuyan, bu iki kaygı açısından da bu kesimlerde olumlu gelişmeler olduğunu, olaylara sınıfsal bakma güdüsünün de, Kürt düşmanlığına düşmeme güdüsünün de bu kesimde artmakta olduğunu belirtti.
TKP, cumhuriyetçilerle sosyalistlerin güç birliği yapmalarından doğacak siyasi hattın, CHP ve HDP gölgesinden kurtulmuş, bağımsız bir güç olabileceğini düşünüyor.
Yerel seçimler: Sosyalist belediyecilik örneklerini artıracağız
Gazetecilerin TKP’nin yerel seçimlerde izleyeceği politikaya dair sorularını yanıtlayan Okuyan, bu seçimlerde sosyalist belediye örneklerini artırmak üzere hazırlıklarını sürdürdüklerini belirtti: “Daha önceki seçimde Türkiye tarihinde ilk kez bir TKP’den aday olan bir kişi il belediye başkanı oldu. Fatih Maçoğlu ve siyasi hareketi SMF’yle ittifakımız 8-9 yılı buldu. Bu ittifak sürüyor. Örneklerini artırmak istiyoruz. Türkiye solunda bir ittifak şeklinde değil ama yardımlaşma şeklinde sosyalist-sol belediyelerin sayısını artırma niyetimiz var.”
Okuyan’a göre bu yardımlaşma, büyük olasılıkla güçlü olan adayın herkes tarafından desteklendiği bir işbirliği şekline bürünecek.
‘Dünya komünist hareketi zirvesi Türkiye’de olacak ve takip edilmeli’
Kemal Okuyan, dünya komünist ve işçi partilerinin bu yılki toplantısına TKP’nin ev sahipliğini yapacağını duyurdu. Ekim ayında yapılacak toplantıya Çin, Vietnam, Küba, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Laos gibi iktidarda olan partilerin de katıldığını belirten Okuyan’a göre bu yılki toplantıda dünya komünist hareketi içerisinde de önemli tartışmalar yaşanacak.
“Geçen yılki toplantı Havana’daydı. Orada ciddi tartışmalar yürütüldü. Bugün dünya solunun üç çizgiye ayrıldığı görülüyor. Bir kesim, Rusyacı ve Çinci olarak tanımlanabilir. Bunlar, dünyanın kurtuluşunun bu iki ülkenin başını çektiği mücadele sonucunda olacağını düşünüyor. Bir diğer kesim, Avrupacı olarak tanımlanabilir. Bu kesimde NATO’culuğa kadar uzanan bir batı yanlılığı hakim. Üçüncü kesimse dünyadaki emek hareketinin kendi bağımsız çizgisinde ısrar etmesi ve güç haline gelmesi gerektiğini savunuyor. TKP bu üçüncü kesimin parçası.”
