Siyaset

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

Emek Partililer, 15-16 Haziran'ın yıldönümünde Gebze'de grevde ve direnişte olan işçileri ziyaret etti

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve beraberindeki heyet 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 52’nci yıl dönümünde 29 gündür grevde olan Petrol-İş üyesi Neşe Plastik işçileri ile sendikalaştıkları için işten atılan ve 12 Mayıs’tan bu yana fabrika önünde direnişte olan Birleşik Metal-İş üyesi Asen Alüminyum işçilerini ziyaret etti. Aynı zamanda doğum günü olan Ercüment Akdeniz için Neşe Plastik ziyaretinde işçiler tarafından pasta da kesildi.

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

 

 

Neşe Plastik ziyaretinde konuşan Akdeniz, “Greviniz Türkiye işçi sınıfına moraldir, güçtür. Greviniz çocuklarınızın lokmasının mücadelesidir. Sabah çocuğunuzu okula gönderdiğinizde beslenme çantasına ne koyacağını dert edenin grevidir bu. Sizlerle beraber cebindeki harçlığı bir hafta boyunca harcamayan çocuklarınızın da grevidir bu aynı zamanda” dedi.

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

“BU DÜZENİ REDDEDİYORUZ”

İşçiye reva görülen çalışma koşullarını reddettiklerini söyleyen Akdeniz, “İşçinin hakkını neden vermiyorsunuz? Enflasyon karşısında işçiyi zaten ezdirdiniz? TÜİK rakamları yalan söylüyor. Pazar, market tezgahları başka şey söylüyor. Geçinmek mümkün değil. Neşe Plastik işçisi yapacağını yapmış. Bu işçileri 29 gündür burada tutmanın anlamı nedir? Organize sanayi bölgelerinde patronlar el ele vererek işçinin burnundan fitil fitil getirmeye çalışıyor. ‘Hak aramayacaksın, açlık sınırının altında çalışacaksın’ demek istiyorlar” diye konuştu.  Emek Partisi olarak bir kampanya sürdürdüklerini belirten Akdeniz, “Yaşamak sadece karın doyurmak, gece gündüz mesaiye kalmak değildir; yaşamak haftada 2 gün izin yapmak, çocuklarıyla beraber piknik yapmak, senede en az 30 gün bir tatile gitme, arabana benzin doldurabilme, ücretsiz eğitim ve sağlığa erişim hakkıdır. İşçinin tiyatroya, sinemaya gitme hakkı yok mu? İşçi emekli olduğunda torunuyla balık tutamaz mı? Emekliler geçinemiyor, çalışmak zorunda, inşaattan düşerek ölüyor. İşçi fabrikada vardiyada çıkıyor taksi şoförlüğüne gidiyor. Çünkü maaş yetmiyor. İşçiye reva görülen çalışma hayatı işte böyle bir düzen, biz bu düzeni reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

“BU ÜLKEYİ BAĞIMSIZ VE DEMOKRATİK BİR HALE GETİRELİM”

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ne dair de konuşan Akdeniz, “İşçi sınıfı tarihimizde, 1970 yılının 15-16 Haziran tarihinde gerçekleşen o büyük şanlı işçi direnişinin yıldönümü. 52 yıl önce işçiler bu bölgede, Gebze’de, İzmit’te, Kartal’da, Kadıköy’de ayağa kalktı yüzbinlerce işçi. Neden? Emeğinin karşılığını alabilmek için, istediği sendikada örgütlenebilmek için işçiler sermayeye, hükümete ve sendikal bürokrasiye karşı ayağa kalktı. O işçiler uzaydan inmediler. O zaman da sizin bugün uğraştığınız dertlerle uğraşıyorlardı. Başarmanın şanlı yürüyüşüdür 15-16 Haziran direnişi. Şimdi de ihtiyaç sadece tek tek grev yapmak değil, topyekün ayağa kalkmaktır. İşimiz için, ekmeğimiz için, özgürlüğümüz için genel grev, genel direniş için bütün işçilerin sendika ayrımı yapmadan, konfederasyon ayrımı yapmadan, mezhep ayrımı yapmadan birleşme zamanıdır. Sizin mücadeleniz bütün işçi sınıfına birleşme çağrısıdır. Bizim çağrımız bütün öğrencilere, bütün kamu emekçilerine, bütün kadınlara, bütün gençlere gelin işçi sınıfıyla birleşin, bu ülkeyi bağımsız ve demokratik bir ülke haline getirelim çağrısıdır” dedi.

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

“15-16 HAZİRAN’IN YOLUNDAN YÜRÜYECEĞİZ”

Neşe Plastik grevinin ardından ardından Asen Alüminyum direnişine ziyaret gerçekleştiren Akdeniz, “15-16 Haziran’ın dersleriyle geleceğe yürüyeceğiz, birleşmeyi, fabrikalarda birlik olmayı, dayanışma içerisinde olmayı ve mücadele etmeyi oradan öğreneceğiz” dedi. İşçinin değiştirici gücüne vurgu yapan Akdeniz, “Erdoğan seçim yaklaşınca, temmuz ayında zam verecekmiş, biraz daha bekleyelim. O olmazsa 2023 seçimlerine doğru iyileştirmeler yapacaklar, biraz daha bekleyelim. Bu beklemelerin sonu yok, buradan hayır yok. Burjuva düzen partilerinden, onların sözlerinden hayır yok. İşçinin değiştirici gücü kendi kollarıdır, onu da 15-16 Haziranları yaratan işçiler ortaya koymuştur, o yoldan yürüyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak”

“BU DÜZENE BİRLİKTE SON VERECEĞİZ”

15-16 Haziran ile Denizlerin iç içe olduğunu söyleyen Akdeniz, “Bundan tam 50 yıl önce, 6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idam sehpasına gönderdiler. Ne istiyordu bu gençler? Tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke istiyorlardı. Halkı sindirmek ve göz dağı vermek için idam sehpasına götürdüler. Onlardan 2 yıl önce 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi de bu hareketin bir parçasıdır. Denizleri 15-16 Haziran’dan, 15-16 Haziran’ı Denizlerden koparamazsınız. Bugün de işçilerin mutluluk içinde, eşit, özgür, bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye için bütün ezilen kesimler işçi sınıfına bakıyor. Toplumun bütün kesimi birleştiğinde işte bu soyguncu düzene hep birlikte son vereceğiz. Onların Kur Korumalı Mevduatları, GES’leri, Naasları, Bakaraları hikaye. Hepsi fakirden alıp zengine vermek, zengini daha zengin etmek için. Bu düzene birlikte son vereceğiz” dedi. Birlikte kazanacaklarını söyleyen Akdeniz, “Bu bölgede ne zaman DİSK örgütlense, bir sendika örgütlense hemen kapının önüne koyuyorlar. Daha dün Farplas’ta gördük. Hani anayasa, işçiye verilen haklar nerede? Demokratik bir anayasa için, işçi hakları için örgütleneceğiz, birleşeceğiz ve mutlaka Türkiye işçi sınıfı bu ülkeyi aydınlığa çıkaracak, sizlere güveniyoruz. Korkmayın, hep birlikteyiz, birlikte kazanacağız” diye konuştu.

“ZULÜM, HAYAT PAHALILIĞI HAD SAFHADA”

Ziyarette konuşan Birleşik Metal-İş Gebze 1 No’lu Şube Başkanı Selçuk Çiftçi ise, “Yaklaşık 40 gündür anayasal haklarını kullanan, sendikalı olan 76 Asen Metal işçisi bu kapı önünde önemli bir direniş sergiliyor. Bugün de 15-16 Haziran direnişinin ilk gününü yaşıyoruz. Geçen 52 yıl içinde ‘DİSK’in canına ot tıkayacağız’ diyen Çalışma bakanlarından ve hükümetlerden bugünkü sürecin hiçbir farkının olmadığını, hatta baskının, zulmün, yoksulluğun, hayat pahalılığının, işçilerin yok sayılmasının had safhaya ulaştığını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu