Eğitim

Usulsüz ve sahtekâr düzen!

Sahte diploma ve e-imza skandalı giderek derinleşirken usulsüzlük iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Sahte rapor ve dekontlarla vatandaşlık satıldığı, ehliyet verildiği, bürokratların imzalarının taklit edildiği ortaya çıktı. Son skandal tel tel dökülen rejimin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Yeni doğan çetesinden yargıda rüşvet ağına, LGS’de şaibe iddiasından liyakatsiz atamalara dek sistem tüm kurumlarıyla en tepeden en alta kadar çürüyor.

En tepeden en alta dek hemen hemen tüm kurumları iflas eden, her alanda ardı arkası kesilmeyen skandalların yaşandığı, usulsüzlükrüşvet ve çete ağlarına örülmüş rejim son sürat çürümeye devam ediyor. Hastanede yeni doğan çetesi, yargıda rüşvet ağı, merkezi sınavlarında şaibe iddiaları, sandıkta mühürsüz oylar, bürokraside usulsüz atamalar, yolsuzluk, hukuksuzluk, mafya ve çok daha fazlası tüm ülkeyi sarıp kuşatmış halde. Her yönüyle iflas eden rejim tel tel dökülürken son olarak sahte diploma ve sahte e imza haberleriyle açığa çıkan skandalın boyutu her geçen gün artıyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı üst düzey kamu kurumları yöneticilerinin e-imzaları kopyalanarak sahte diploma düzenleyenler hakkında soruşturma başlatmıştı. Şüphelilerin, mezuniyet kayıtları, not ortalamaları, doçentlik başvuruları ve diploma bilgilerini manipüle ederek yüzlerce kişiye aracılık ettiği ortaya çıktı.Kamuoyunun büyük tepkisini çeken skandala ilişkin hükümet sessizliğini koruyor.  DHA’nın haberine göre soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden 16’sı tutuklanırken, toplam 134 kişi hakkındaki iddianame, mayıs ayında tamamlandı. Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde şüpheliler hakkında dava açılırken, “ÖSYM Kanunu’na muhalefet”, “resmi belgede sahtecilik”, “bilişim sistemine girme”, “verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme” suçlarından 6 yıldan 45 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezaları talep edildi. İddianamede, şüphelilerin 39 sahte üniversite diploması hazırlayıp sisteme ekledikleri, 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden bazı avukatların diplomalarını sistemden silerek, yerine diploma talep eden kişilerin kayıtlarını yaptıkları aktarıldı. Şüphelilerin ifadelerinde, hukukçudan psikoloğa, öğretmenden eczacıya ve yaklaşık 400 akademisyenin usulsüz atamasında rol oynadıkları, birçoğunun doçent ve profesör olduğu kaydedildi.

400 akademisyenin usulsüz işlemlerle doçentlik ya da profesörlük aldığı iddiasına ilişkin açıklama yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz” demişti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) de 400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı iddiasını yalanlamıştı. İddianamede dikkat çeken isimlerden biri de Osmanlı Padişahı ikinci Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu.

BAKANLIK DOĞRULADI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen sahte e-imza soruşturmasına ilişkin olarak açıklama yaptı. Bakanlık yaptığı açıklamada, Milli Emlak Genel Müdürlüğü Genel Satış Daire Başkanı bilgisi dışında e-Devlet hesabına elektronik imza ile giriş yapıldığını doğruladı. Açıklamada, “E-imzayı üretenler ve e-imza ile Bakanlığımız belgenet sistemine bağlanmaya çalışan kişiler IP adreslerinden tespit edilmiştir. Bu kişiler hakkında işlem yapılmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur” denildi. Geçen mayıs ayında açılan ilk davada 134 şüpheli yer alırken, temmuzda tamamlanan ikinci iddianameye 65 şüpheli daha eklendi. Her iki iddianamede başta Ziya Kadiroğlu, Gökay Celal Gülen, Zeynep Karacan’ın bulunduğu 6 şüphelinin sahte diploma organizasyonunu yöneten kişiler olduğu ifade ediliyor.

SKANDAL DERİNLEŞİYOR

 Sahte diplomanın ötesine geçen skandal daha da derinleşti. Halk TV yazarı gazeteci İsmail Saymaz, sahte diploma skandalının ardından bu kez usulsüz vatandaşlık satışına ilişkin yeni bir skandalı gündeme taşıdı. Saymaz’ın aktardığına göre, 2019-2023 yılları arasında bir müteahhit liderliğindeki şebeke, sahte e-imza, sahte banka dekontları ve gerçeğe aykırı değerleme raporları kullanarak, proje aşamasındaki konutları muvazaalı şekilde yabancılara satarak Türk vatandaşlığı kazandırdı. Toplam 2 bin 691 yabancıya sahte rapor ve dekontla vatandaşlık satıldı.

• Nişantaşı Eğitim Vakfı Kurucusu olan, MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal’ın sahte diploma aldığı iddia edildi. Gazeteci Fatih Ergin, sosyal medya hesabından Levent Uysal’la ilgili şu iddiayı öne sürdü: “Sahte diplomalı MHP milletvekili! Sahte diplomalılar arasında, daha önce İsviçre’den alacağı 45 milyon Euro’luk kredi için sahte Vakıfbank teminat mektubunu kreditöre verdiğini ortaya çıkardığım MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal da var… Diploması iptal edilecek mi?” Levent Uysal’dan konuya ilişkin şimdiye kadar herhangi bir açıklama gelmedi.• Son dönemde ortaya çıkan sahte üniversite diplomaları, akıllara yıllar önce adı usulsüzlüklerle anılan Uluslararası Balkan Üniversitesi’ni getirdi. Dönemin yandaş medyası tarafından “Tayyip Erdoğan himayesinde kurulan üniversite” olarak adlandırılan, Makedonya Üsküp merkezli Uluslararası Balkan Üniversitesi iddiaya göre Türkiye’de üniversite kazanamayan yandaş öğrencilerin diploma alabilmesi için kurulmuş bir okul. Ayrıca bu okulun hukuk fakültesinden mezun olan öğrencilerinin Türkiye’de hakim ve savcı olarak işinin hazır olduğu, çok rahat atamaların yapıldığı da iddia ediliyor. Usulsüzlük iddialarının ortaya çıktığı hukuk fakültesinde YÖK Atlas verilerine göre geçtiğimiz sene yerleşen olmadı. 29. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un onursal başkanı olduğu Uluslararası Balkan Üniversitesi İslam Toplumu Millî Görüş ve İlim Yayma Cemiyeti ile yoğun bir ilişkisi var.                                            Türkiye’de, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen ‘yenidoğan çetesi’ skandalı da rejimin sağlık sistemindeki çöküşünü ortaya çıkardı. Skandalda adı geçen çete üyelerinin yargılanmasına başlansa da olayların arka planı irdelenmedi. Skandalın araştırılması ve sağlık sistemindeki denetimlerin güçlendirilmesi için TBMM’ye genel görüşme önerisi ise AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu