Vatan Partisi, işverenleri uyardı
Vatan Partisi Merkez İşçi-Sendika Bürosu, korona virüse karşı işyerlerinde gereken önlemlerin alınması gerektiğini ve bu önlemlerde eksiklik olmasının yol açabileceği zararların işverenlerden tazmin edileceğini hatırlattı
Partiden konuyla ilgili yapılan açıklamada; Vatan Partisi, üretimin “devamının ülkemizin çıkarları açısından ne kadar önemli olduğunu bilerek, işverenleri, işçileri gerektiği gibi koruyarak üretimin sürekliliğini sağlayacak önlemleri almaya çağırmaktadır. Bu önlemler, işyeri servis araçlarında, soyunma odalarında, yemekhanelerde, ortak kullanım alanlarında ve çalışma ortamında sosyal mesafenin korunmasını ve gerekli dezenfektasyonun yapılmasını sağlamalıdır.
Türk Borçlar Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, bu önlemlerin alınmasında işverenleri yükümlü kılmaktadır. Virüse yakalanmış bir işçinin işyerinde önlemlerin alınmaması nedeniyle bu virüsü bir başka işçiye bulaştırması durumunda, virüsün kendisine bulaştığı işçinin uğrayacağı zararlar nedeniyle işveren aleyhine tazminat davası açma hakkı doğmaktadır. Özellikle Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, bulaşıcı hastalıklar konusunda bu hakkı tanımaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ‘İşçinin kişiliğinin korunması’ başlıklı 417. maddesine göre, işveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak zorundadır. Yasaya göre, işverenin bu hükümlere aykırı davranışı nedeniyle meydana gelebilecek zararın tazmininden işveren sorumludur. İlgili madde şöyledir:
İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (Madde 4) da işverenin, çalıştırdığı işçinin sağlığını işyerinde koruma yükümlülüğünü, “işverenin genel yükümlülüğü” başlığı altında şu şekilde düzenlemektedir:
(1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
- a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
- b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
- c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
- d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
1930 yılında kabul edilen ve çeşitli değişikliklerden sonra halen yürürlükte bulunan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (Madde 127) da, işçinin sağlığının işyerinde bir zarara uğraması durumunda tazminat ödeme yükümlülüğünün işverende olduğunu belirtmektedir. İlgili düzenleme şöyledir:
“İş yerlerinde bulaşıcı bir hastalık veya bir salgın hastalık çıkması hâlinde doğacak hukukî sorumluluklar ile bu durumdan zarar gören kişi veya kurumların hukukî yol vasıtasıyla talep edebilecekleri tazminat ödemeleri veya olabilecek diğer ödemeler iş yeri sahiplerine ve işletenlerine aittir” denildi.